Cezaevleri için duyarlılık çağrısı

Dersim ve Denizli'de hasta tutsaklar için düzenlenen eylemlerde, cezaevlerindeki katliamlara dikkat çekildi, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı.

Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri cezaevlerinde artan ölümler ve yaşanan baskılara ilişkin Sanat Sokağı’nda açıklama yaptı. Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim Milletvekili Alican Önlü ve çok sayıda kişi katıldı. Eylemde, Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin,  platform adına açıklama yaptı. Tekin, 31 Mart 2022 tarihi itibarıyla Ceza ve Tevkifevleri verilerine göre hapishanelerde 314 bin 502 tutsağın bulunduğunu, bu sayının her geçen gün arttığını söyledi. Tekin, “Son yıllarda yapılan Yüksek Güvenlikli ve S tipleri ile birlikte gittikçe ağırlaşan tecrit koşulları da mahpusların yaşamlarını oldukça zorlaştırmakta ve gerek bedensel gerekse ruhsal sağlıkları üzerinde tahribata neden olmaktadır” dedi.

 
Tutsakların yaşadığı ihlallerin başında sağlığa erişimin geldiğini ifade eden Tekin, hapishanelerde 2021 yılından bu yana en az 46 mahpusun yaşamını yitirdiğini söyledi. Geçen gün hasta tutsak İbrahim Yıldırım’ın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Tekin, “Dersimli hasta tutsak İbrahim Yıldırım, ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmemiş ve bu sorumsuzluk ve yaşam hakkı ihlali nedeniyle Elazığ Cezaevi’nde hayatını kaybetmiştir. Unutulmamalı ki hapishanelerde meydana gelen ölümlerin çoğu önlenebilir ölümlerdir. Ancak hapishanelerin fiziki koşulları, yetersiz beslenme, revir ve hastane sevklerinin zamanında yapılmaması, mahpusların maruz bırakıldığı ayrımcı uygulamalar, tekli ring araçlarıyla sevkler ve kelepçeli muayene, ilaç temininde yaşanan sorunlar, ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenmemesi ve buna benzer pek çok sorunun bir araya gelmesiyle hasta mahpuslar ağır bir yaşam savaşı vermektedir” diye konuştu.

 
Yine Urfa'daki 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde Bazo Yılmaz adlı tutsağın bugün yaşamını yitirdiğini vurgulayan Tekin, “Sağlık sorunları üzerine 8 Şubat 2021’de Adli Tıp Kurumu’na (ATK) kaldırılan Bazo Yılmaz için, ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verilmişti. Rapora dair Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz da reddedilmişti. KOAH hastalığı bulunan Yılmaz, oksijen cihazı ile yaşamını idame ediyordu. Dün gece hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti” dedi.

 
Tekin, “Aysel Tuğluk’la aynı hastalığa yakalanmış bir hükümlü, hastalığından dolayı tahliye edilirken, Aysel Tuğluk halen ve bilinçli bir şekilde cezaevinde tutulup ölüme sürüklenmek istenmektedir” dedi.


İHD’nin Merkezi Hapishane Komisyonunun tespit edebildiği kadarıyla Nisan 2022 itibarıyla hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta mahpusun bulunduğunu ifade eden Tekin, ağır hasta mahpusların iyileşinceye kadar infazlarının ertelenerek serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi.

 
DENİZLİ
Songül İlker'in, Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ağır hasta tutsak oğlu Ekim Polat’ın sağlık durumuna dikkat çekmek için cezaevi önünde başlattığı oturma eylemi 7’nci gününde devam etti. Polat'ın ise tedavi hakkı için başlattığı açlık grevi 19'uncu gününe girdi.


Anne Songül ilker, eylemini bir haftadır cezaevi önünde sürdüğünü ve bu süre zarfında cezaevi yönetiminden sadece 2'nci müdürle görüşebildiğini söyledi. Eyleminin ikinci gününde görüştüğü müdürün de kendisine sözünün geçerli olmadığını belirttiğini kaydeden İlker, "Madem sözü geçerli değil, neden benimle görüyor? İkinci müdür dışında herhangi bir yetkiliyle görüşemedim. O da zaten sözünün geçerli olmadığını söylemek için görüştü. Cezaevinin ilk müdürü sürekli bahane uydurarak görüşmek istemiyor. Cezaevi önünde oturmamdan bile korkuyorlar. Her gün çok sayıda asker yığıyorlar kapıya. Telefonda konuştuğumda bile etrafımda toplanarak, psikolojik baskı uygulamaya çalışıyorlar" dedi.
Açlık grevi eyleminin oğlunun sağlığı açısından riskli olduğunu belirten Anne İlker, "Açlık grevi sağlık sorunlarını daha fazla etkileyecektir. Her an kalbi ile ilgili sorunlar yaşayabileceğinden endişeleniyorum. Tümörden biran önce ameliyat olması gerekiyor. Yaşadığı sağlık sorunları her gün biraz daha zorluyor" diye belirtti.
İlker, devletin hasta tutsakların yaşam ve tedavi hakkını sağlamak zorunda olduğuna işaret ederek, "Bu hak Anayasa'da da mevcuttur. Yasaları uygulasınlar, hasta tutukluları tedavi etsinler. Bu hak sağlanana kadar oturma eylemini sürdüreceğim. Cezaevlerinde insanlık dışı uygulama ve işkence var. Bunu herkes görsün istiyorum. Çocuğumu kaybetmemek için direniyorum. Dışarıdaki sessizlik çok korkunç, bu sessizliği yıkmak gerek" ifadelerini kullandı.
İlker, tüm hasta tutsakların tedavi ve yaşam hakkı için ses çıkarılmasını istedi.