DEM Parti'den tehditlere cevap: Wan'da olduğu gibi geçit vermeyeceğiz

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, partilerine dönük tehdide dikkat çekerek, "Ne yaparsanız yapın halkın iradesinin karşısında duran her yapı gibi siz de çökeceksiniz. Wan’da olduğu bunlara geçit vermeyeceğiz" dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gülistan Kılıç Koçyiğit, Çorlu tren kazasının karar duruşmasına dikkat çekerek, yaşamını yitirenleri andı.

"Kazanın asıl sorumluları yargılanmadı, Ulaştırma Bakanı istifa etmedi" diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Belki yarına kalır ama AKP’nin bu hukuksuzlukları yanına kalmayacak" vurgusunda bulundu.

DEM PARTİ'YE DÖNÜK TEHDİTLER

Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları da söyledi:

"Adalet Bakanı yargıdaki bütün hukuksuzluklar, çarpıklıklar ve çürümeye karşı bir şey yapıyor mu? Hayır, hiçbir şey yapmıyor. Kendisi AKP’nin yeni Goebbels’i olmuş galiba. Ülkede adalet ve yargı yerlerde, o yemiyor içmiyor DEM Parti’ye söz söylemeye, DEM Parti üzerinden algı yaratmaya devam ediyor. DEM Parti’yi yeni bir hukuksal kıskaca almak için sözler kuruyor. Adalet Bakanına buradan sormak istiyorum: Sizin gerçekten başka işiniz yok mu? Sayın Adalet Bakanına Goebbels olmak yetmemiş, bir de Süleyman Soylu olmaya soyunmuş. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mübaşiri MHP olan HDP Kapatma Davasının hakimliğine soyunmuş durumda. Bu kapatma davası kendilerine yetmemiş olacak ki DEM Parti'ye kapatma davası açması için yargıya talimat veriyorlar, yargıyı yönlendirmeye çalışıyorlar.

Adalet Bakanı Türkiye’nin AİHM’de mahkum edilen kapatma davalarına dair tek bir cümle kurmuyor.

Partimiz birilerinin ağzına meze olacak bir parti değildir, Anayasa Mahkemesine emir vermekten derhal vazgeçin.

Neden kapatma davasına konu edinilen birçok iddiaya dair AİHM’in ihlal kararı verdiğini söylemiyorsunuz? Çünkü aslında konuşurken dayandığınız AİHS maddeleriyle çeliştiğini siz de iyi biliyorsunuz.

Ne yaparsanız yapın halkın iradesinin karşısında duran her yapı gibi siz de çökeceksiniz.

Van’da olduğu gibi duracağız, bunlara geçit vermeyeceğiz, bunlara prim vermeyeceğiz.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir röportajında Türkiye’nin borcuyla ilgili olarak 'ortada abartılacak bir şey yok' demiş. Biz ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Gerçekten ibretlik ve hayret verici bir durum. Bu lakaytlığa, Türkiye’deki milyonlarca işçinin, emekçinin, yoksulun, emeklinin, kadının aklıyla dalga geçen bu açıklamaya ne diyelim? Tam ibretlik verici bir açıklama olduğunu ifade edelim. Sayın Mehmet Şimşek rasyonel politikalara geçtiğini ifade eden bir bakan olarak ortada duruyor ama Türkiye'nin kocaman büyüyen borç yüküne “abartılacak bir şey yok” diyor. Buradan bir iki rakam vermek itiyorum ve kendisine sormak istiyorum. Bütün bu tablo abartılacak bir tablo değil midir? Bu ülkede her çocuk yaklaşık 2 milyon TL borçla doğuyor. Birey kredi kartı borçları 1 trilyon 407 milyar TL’ye ulaşmış. Bireysel borçluluk 1 trilyon 610 milyar TL’ye ulaşmış. 2023’te toplam 111 bin 576 esnaf kepenk kapatmış. Çiftçi borçları 600 milyar TL’ye yaklaşmış. 2024 bütçesinde her 100 liranın 11.3 lirası faiz ödemelerine gidiyor. 2024 bütçesinde her 100 liranın 10.2 lirası askeri harcamalara harcandı. Türkiye gıda enflasyonu 3 yıldır sürekli artıyor ve rekor üzerine rekor kırıyor. OECD ortalamasının 5 katı yüksekliğinde. Bugün büyük bir gıda yoksulluğu ve gıda yoksunluğu yaşıyor Türkiye halkları. Çocuklar yumurtaya, ete, süte hasret kalmış durumda. İnsanlar neredeyse öğün atlayarak yaşama tutunmaya çalışıyor. Türkiye’nin gıda enflasyonunda dünyanın ilk sıralarında yer alması da sanırım Sayın Bakan açısından abartılacak bir durum değil. Yine Türkiye enflasyonda 4’üncü ülke ama sanırım Bakan Bey açısından bu da abartılacak bir durum değil. Soralım bütün bunlar kimin eseri? Bütün bunlar AKP hükümetinin en büyük ekonomi duayeni olan Erdoğan’ın eseri değil mi?

Bu tablonun sorumlusu deprem harcamaları değildir, Kürt düşmanlığıyla yaptığınız savaş harcamalarıdır.

'1 MAYIS'TA TAKSİM'DEYİZ'

Her şeyi depremle kapatmaya, depremi bir gerekçe yapmaya çalışıyorlar.

İşçiler seçimlerde genel gidişe dur dediler, hükümete kırmızı kart gösterdiler.

Bu dönemin kapısını aralayan halklarımız, işçi ve emekçi sınıfı tabii ki 1 Mayıs İşçi Bayramını meydanlarda kutlayacaktır. Bunun önünde hiçbir irade duramaz, duramayacağını 1 Mayıs alanlarında görmüş olacağız.

Güvenlik gerekçesiyle getirilen Taksim 1 Mayıs yasağını kabul etmiyoruz, orada olacağız.

Milyonlarca emekçiyi 1 Mayıs alanlarında buluşmaya çağırıyoruz."