Önder Apo’nun memleketi olan Riha’nın Xelfetî ilçesinde "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" ve "Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu" şiarlarıyla Newroz kutlaması yapıldı.
Önder Apo’nun posterinin açıldığı kutlamada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Halfeti, eşitçe bu topraklarda yaşamamız için çok önemli bir merkezdir. Kürtler Halfeti’de var oldu, Hallfeti’de ayağa kalktı.” dedi.
Bakırhan şöyle devam etti: “Kürtler Halfetili Sayın Abdullah Öcalan’ın başlattığı mücadele ile kimliğine, onuruna, barışına kavuşuyor. Bugün Sayın Öcalan’ın doğduğu Halfeti'de olmaktan, sizinle olmaktan, Newrozun ilk startını verdiğimiz kent olmasından dolayı büyük mutluluk duydum. Daha geçen gün İmralı adasında Sayın Abdullah Öcalan ile görüştük. Sayın Öcalan’ın hemşerilerine, Halfetililere, Urfalılara çok selamları vardı. Newroz bayramınızı kutluyordu. İnşallah bu kutsal Ramazan ayındaki dilekleriniz kabul olur, bundan sonraki Newrozları Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuştuğu ve hep birlikte karşıladığımız yıllara ve günlere vesile olur. Sayın Öcalan’ın sağlığı yerindeydi, morali yerindeydi.”
BU NEWROZ HEPİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Bakırhan, 2025 Newrozu'nun Kürtlerin özgürlüğüne kavuşacağı bir yıl olacağını ifade ederken şunları dile getirdi: “Haklarını ve hukuklarını alacakları bir yılın startı olacaktır. Bu Newroz hepimiz için çok önemlidir (...) Bugün hem Türkiye’de hem Ortadoğu’da hem Suriye’de yaşamını yitirenler, bedel ödeyenlerin mücadelesi artık eşit yurttaşlık, demokratik halklarına kavuşacakları bir sürece geldiler. Hiçbir şeyimiz boşuna gitmedi. Çok iyi günleri göreceğimiz bir tarihin eşiğine hep birlikte geldik.”
BU ÇAĞRI, İNKARA SON ÇAĞRISIDIR
Önder Apo’nun 27 Şubat’taki tarihi çağrısını hatırlatan Bakırhan şöyle dedi:
"Bu çağrı demokratik barışa davet çağrısıdır. Bu çağrı kardeşliğe davet çağrısıdır. Bu çağrı yüzyıllık inkar politikalarının bitirilmesi çağrısıdır. Bu çağrı Kürtlerin, Alevilerin diğer halklar ve inançların eşitçe, kardeşçe bir arada yaşamalarını sağlayacak çok önemli bir çağrıdır. Dolayısıyla en başta bizlerin bu çağrıyı sahiplenmesi gerekiyor. Çünkü bu çağrıda diyor ki Kürtler eşit yurttaş olsun, kadınlar katledilmesin, gençlerin yaşam hakları ve gelecekleri çalınmasın. Halfeti'nin iradesine kayyım atanmasın, yüzyıllık inkar ret bitsin çağrısıdır.”
ÇAĞRI ORTADOĞU’YU ETKİLEYECEK
Bakırhan, “Sayın Öcalan’ın mücadelesi ne kadar Kürtlerin demokratik haklarına kavuşması içinse, bir o kadar da kadınların özgürleşmesi içindir” diye eklerken, bu çağrının sadece Türkiye’yi de etkilemeyeceğini ifade etti.
“Bu çağrı ile sadece Türkiye etkilenmeyecek. Bu çağrı Ortadoğu’yu etkileyecek, Suriye’yi etkileyecek. Bakın Sayın Öcalan’ın çağrısından sonra Suriye geçici yönetimi ile QSD Genel Komutanı arasında bir mutabakat imzalandı, bu mutabakatta da Sayın Öcalan’ın dediği gibi Kürtlerin yönetime ortak olma mücadelesidir. Kimliksiz Kürtlerin kimliği ile diliyle farklılıklarıyla birlikte demokratik bir Suriye rejiminde eşit yurttaşlar olarak yaşama çağrısıdır. Sayın Öcalan’ın çağrısının etkileri sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde yankı buldu. İlk defa bir çağrıya dünyanın dört bir yanından destek çağrıları geldi. Çünkü Sayın Öcalan’ın çağrısında kardeşlik var, adalet var, eşitlik var. İnsanca yaşamak var. Horlanmadan, ötekileştirilmeden Kürdün kendi kimliği ile insanca yaşadığı bir çağrı var.”
Bakırhan, “Yüzyıl sonra bir Kürt Selahattin Eyyübi gibi çıktı ve dedi ki 'Kürt inkarını tanımıyorum, Alevilerin yok sayılmasını, kadınların katledilmesini tanımıyorum. Kürdün, kadının, Alevinin eşit yaşadığı ötekileştirilmediği bir Türkiye bir Suriye ve Ortadoğu mümkün' dedi. Ne kadar gurur duyarsanız azdır. Bunların tamamını sizin hemşeriniz, yoldaşınız, akrabanız, bu topraklarda yetişen Sayın Abdullah Öcalan gerçekleştirdi. Halfeti ne kadar kendisiyle gurur duysa azdır.” şeklinde konuştu.
‘NE MUTLU Kİ SAYIN ÖCALAN GİBİ BİR LİDERE SAHİBİZ’
Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Öcalan bize aynen şunu söyledi. 'Türkiye’de demokrasi, Kürtsüz, Alevisiz, kadınsız olmaz. Suriye’de demokrasi Kürt’ü, Êzîdî’si, Ermeni’si orada yaşayan halkların ve renklerin katıldığı bir biçimde olur.' Dünyanın çare olamadığı Ortadoğu’ya bir çare ve çıkış sunarak, bir yol açarak, Sayın Öcalan sadece Ortadoğu’da değil dünyada da paradigmasıyla, çözümüyle dünyaya örnek oldu. Ne mutlu bize ve size ki Sayın Öcalan gibi insanlık için mücadele eden, 27 yıldır 12 metrekarelik hücrede direnen bir yoldaşa ve lidere sahibiz. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın tohumlarını ektiği bu çağrının meyvelerini çalışarak hep birlikte alacağız. Kimliğimiz ve onurumuzla ötekileştirilmeden bu topraklarda eşitçe ve kardeşçe yaşayacağız.”
‘BU ÇAĞRI İLE HER ŞEY YENİDEN BAŞLIYOR’
Ancak bu çağrı ile hiçbir şeyin bitmediğini ifade eden Bakırhan, “Bu çağrı ile her şey yeniden başlıyor. Gençler, yeniden gençlik ruhuyla bu çağrıyı örgütlemek gibi bir sorumluluğunuz var. Bu çağrıya sahip çıkma gibi bir sorumluluğunuz var. Bugün burada binlerleyiz ama bundan sonra burada Türkü, Türkmen’i, Kürt’üyle birlikte 21. yüzyılın en gerçekçi, en doğru, en hakkaniyetli, en adil paradigmasını sahipleneceğiz, savunacağız ve örgütleneceğiz.”
MÜZAKERE VE YAŞAM KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ
Bakırhan şöyle devam etti: “Evet, Sayın Öcalan çağrı yaptı ama iktidar henüz bir adım atmadı. Buradan Halfeti’den, Sayın Öcalan’ın doğduğu bu kentten iktidara bir çağrı yapmak istiyorum. Sayın Öcalan’ın özgüce çalışacağı müzakere ve yaşam koşullarını ne zaman yaratacaksınız? Neyi bekliyorsunuz? Önce Sayın Öcalan’ın müzakere ve yaşam koşulları düzeltilmelidir. Sonra cezaevinde bulunan Selahattin’ler, Figen’ler, Leyla’lar, Ayşe’ler ve binlerce tutsak yoldaşımızın burada bizimle birlikte mücadele etmesinin alt yapısı hazırlanmalıdır. Yine bu çağrı karşısında devletin samimiyetini nasıl test edeceğiz. Daha dün burada Halfeti belediyesine kayyım atayan iktidara sesleniyoruz. Eğer samimiyseniz Halfeti’nin iradesini temsil eden bir Kürt ve Türkmen eşbaşkanlarımızı tekrar görevlerine iade edin. Kayyımlarınızı geri çekin, kayyımcı anlayıştan vazgeçin. Önce Kürtlerin ve Türkiye’de yaşayan diğer halkların eşitçe ve bir arada yaşayacakları yasal düzenlemeleri yapın. Meclis’e de çağrı yapıyorum. Bu çağrı tarihi çağrıdır. Meclis bu tarihi çağrı karşısında rolünü oynayarak biran önce yasal düzenlemelerin yapılması ve çağrının gereklerinin yerine getirilmesi için bir araya gelip toplanmalıdır. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yolumuz uzun büyük bedeller ödedik büyük mücadele ettik şimdi haklarımızı alma sonuca ulaşma Kürtlerin demokratik bir Türkiye’de eşit haklara sahip olmasını sağlayacak bir dönemin içerisindeyiz. Bunu başaracağımıza inanıyorum."
Konuşmalardan sonra Newroz ateşi yakıldı ve sanatçı Arhat’ın seslendirdiği şarkılar eşliğinde halaylar çekildi.