Hollanda’dan Almanya’ya geçmek üzereyken saat 19.00 sularında bir otobüste gözaltına alınan Demirel, yaşadıklarını ANF’ye anlattı.

Gözaltı işleminin ardından Aachen yakınlarında bir karakola götürüldüğünü belirten Demirel, Almanya’ya giriş yasağı bulunduğunun kendisine Türkçe konuşan polislerce sözlü olarak bildirildiğini, ancak bu yasağa dair herhangi bir resmi belge gösterilmediğini söyledi. 

Demirel, “Hakkımda herhangi bir bildirim yapılmadı. Eşim Almanya vatandaşı, sık sık ülkeye giriş çıkış yapıyorum. Buna rağmen hücreye konuldum. Yasağın nedeni sadece ‘gazetecilik faaliyeti’ denilerek geçiştirildi” dedi.

AVUKAT VE TERCÜMAN HAKKI ENGELLENDİ

Gözaltı süresince bir avukatla görüştürülmediğini, tercüman temin edilmediğini vurgulayan Serkan Demirel, “Polislerin çoğu Türkçe konuşuyordu. ‘Ya Türkiye’ye ya da İsviçre’ye göndereceğiz’ diye tehdit ettiler” ifadelerini kullandı.  

Ailesiyle iletişim kurmasına da izin verilmediğini söyleyen gazeteci Serkan Demirel, polislerin kendisine fotoğraf ve parmak izi karşılığında ailesiyle görüştürme şantajında bulunduğunu sözlerine ekledi.

PARA TALEBİ VE TÜRKİYE’YE GÖNDERİLME TEHDİDİ

Gözaltı işlemi sırasında kendisine bir belge imzalatılmak istendiğini, belgede avukat hakkı ve konsolosluğa bildirim gibi haklarının yazılı olduğunu ancak belgeyi imzalamadığını belirten Demirel, daha sonra polislerin kendisinden İsviçre’ye gönderilmesi karşılığında para talep ettiğini belirtti:

“Cüzdanımı getirip içinden para aldılar. Kâğıt imzalattılar; parayı geri alma hakkım olduğuna dair, miktar içermeyen genel bir belgeydi. Bu işlemlerin hiçbiri faturalı veya şeffaf değildi.”

SİLAH DOĞRULTTULAR, YÜRÜYEREK SINIRI GEÇMEYE ZORLADILAR

Demirel, 2 Ağustos sabahı saat 05.00 civarında polisler tarafından Almanya'nın Freiburg üzerinden İsviçre sınırına getirildiğini, burada silah doğrultularak yürüyerek geçmeye zorlandığını anlattı. 

Gazeteci, polisin Almanya makamlarının kendisini “tehdit unsuru” olarak gördüğünü iddia ettiklerini ancak hiçbir resmi belge sunulmadığını söyledi.

“Saatler süren göz altı süresinin ardından beni Aachen yakınlarındaki bir karakoldan  Baden-Baden’e, daha sonra Freiburg’a götürdüler. Bu noktadaki bazı polisler Türkçe konuşuyordu ve bana hakaret edip onur kırıcı davranışlarda bulundular. Aachen’daki karakolda geri gönderme işlemi için 900 Euro alındı ama herhangi bir fatura ya da detaylı belge verilmedi” diyen Gazeteci Demirel, kendisine yönelik uygulamaları “hukuksuz ve korsanvari” olarak nitelendirdi.

ÖZEL EŞYALARIM İZİNSİZ KULLANILDI

Ayrıca özel eşyalarının da izinsiz bir şekilde kullanıldığını söyleyen Demirel, “Özel eşyalarım, telefonum, bilgisayarım ve banka kartlarım izinsiz kullanıldı” tepkisinde bulundu. 

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM

2012 yılından bu yana İsviçre’de siyasi mülteci olarak yaşayan ve şu anda vatandaşlık sürecinde olan Serkan Demirel, yaşadıklarının ciddi insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “İlgili tüm polislerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılması için suç duyurusunda bulunacağım.”

BU İLK DEĞİL

Öte yandan Alman polisi içinde yer alan çok sayıda Türk uyruklu polis bulunuyor. Bunlar Kürtlere yönelik provokatif girişimleri ile biliniyor. Kürtlerin tüm faaliyetlerini Türk devletine bildiriyor. Türk polisleri Kürtlerin gerçekleştirdiği demokratik eylemleri de provoke ediyor.