Hafıza ve Adalet konferansı sonuç bildirgesi açıklandı
Amed'de 21-22 Haziran'da gerçekleştirilen “Barışa giden yol: Hafıza ve Adalet” konferansı sonuç bildirgesi açıklandı.
Amed'de 21-22 Haziran'da gerçekleştirilen “Barışa giden yol: Hafıza ve Adalet” konferansı sonuç bildirgesi açıklandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından 21-22 Haziran’da Amed’de düzenlenen “Barışa giden yol: Hafıza ve Adalet” konferansının sonuç bildirgesi açıklandı. İHD Amed şubesinde yapılan açıklamaya İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban da katıldı.
Hüseyin Küçükbalaban, aileleri, sivil toplum örgütlerini dinlediklerini ve barışa ne kadar ihtiyaç duyulduğunun bir kez daha görüldüğünü belirtti. Tarafların atması gereken adımlar konusunda bir kez daha aileler, mağdurların bu süreci ortaya koyduğunu söyleyen Küçükbalaban, “8 ayda tarafların bir kısmının önemli adımlar attığını biliyoruz, görüyoruz. Devletin henüz topluma yansıyan ciddi bir adım atmadığını da görüyoruz. Devlet Bahçeli’nin el tutması, girişimleri ve barış güvercinin tek kanatlı uçmayacağına dair söylemleri geldiğimiz noktada iktidarın çok fazla bir adım atmadığını görüyoruz” diye konuştu.
Önder Apo'nun “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından PKK’nin ateşkes ilan ettiğini ifade eden Küçükbalaban şunları söyledi: “12 Mayıs’ta kongresini toplayarak, silahsızlanma kararı aldı. Bu sürecin korunması konusunda atılması gereken adımlar atılmadı. Hasta mahpuslar, siyasi mahpuslar ve Abdullah Öcalan’ın koşulları konusunda adımlar atılması bekleniyordu. Ancak adımlar atılmadı. Yine Bahçeli’nin komisyon çağrısı da bugüne kadar karşılık bulmadı. Atılan adımlar, silahsızlanma önemli ancak yaşam hakkı ihlallerinin son bulmasını önemli görmekteyiz. Güney Kürdistan’da Türk ordusunun yoğun saldırıları olduğunu basından duyuyoruz. Bu saldırılar ateşkes ilan etmiş, silahsızlanma kongresini toplamış PKK militanları ve barış bakımından ciddi riskler barındırmaktadır. Yeni operasyonların olması, askeri operasyonların sürmesi ve yeni yaşam kayıplarının yaşanması bu süreci sabote eder. Devletin bütünlüklü olarak, siyasi, askeri ve bürokratik iradesi bu barış sürecinin inşasında adım atmaları gerekmektedir. En azından askeri operasyonları durdurmalı ve siyasi sürecin tartışmaya açılmasının önü açılmalıdır.”
Sonuç bildirgesini İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz okudu.
Yılmaz, konferans, çatışmalı süreçten etkilenen yurttaşlar, farklı alanlarda çalışan çok sayıda sivil toplum örgütü, meslek odası, araştırmacı, hak savunucusu ve akademisyenin katılımıyla yürütüldüğünü, bu geniş katılım, toplantının sadece değerlendirme değil, barışa katkı sunacak önerilerin ön plana çıkma niteliğini de güçlendirdiğini kaydetti.
TESPİTLER
İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, tespit edilen sorunları şöyle sıraladı:
“* Hakikat ve yüzleşme eksikliği: Cezasızlık politikası sürmekte, geçmiş ihlallerle ilgili resmi bir hesaplaşma yürütülmemektedir.
* Güvenlikçi politikaların devamı: Başlayan sürece rağmen henüz tamamen terk edilmemiş olan güvenlikçi politikalar ve askeri operasyonlar toplumsal barışın önündeki başlıca engellerden biridir.
*Sivil toplumun dışlanması: Devam etmekte olan sürece bilgi, deneyim ve arşiv sahibi olan sivil toplum örgütleri yeterince dahil edilmemektedir.
* Kadınlar, gençler ve farklı kimlik gruplarının temsili zayıftır: Müzakere süreçleri, çoğunlukla dar ve erkek egemen yapılarla sınırlı kalmaktadır. Özellikle kadın bakış açısının eksikliği bu türden süreçleri akamete uğratacak sonuçlar doğurmaktadır.
* Toplumsal hafızanın kayıt altına alınmaması: Tanıklıkların belgelenmemesi, geçmişle yüzleşmenin önünü tıkamaktadır.
* Barış dilinin kullanılmaması: Siyasi iktidar ve özellikle ona yakın olan medya kuruluşları barış dilinden uzak bir üslup kullanmakta ve bu durum toplumun sürece olan güvenini kırmaktadır.”
ÖNERİLER
Ercan Yılmaz, konferansta öne çıkan önerileri de şöyle sıraladı:
“* Kalıcı toplumsal barışın sağlanması amacıyla çatışmalı süreçten etkilenen tüm kesimlerin temsil edildiği buluşmalar gerçekleştirilmeli, ‘karşı mahalle’ olarak adlandırılan sosyal grupların birbirlerini anlayacakları çalışmalara ağırlık verilmelidir.
* Kürt meselesinin çözümsüzlüğün bir sonucu olan hasta ve politik mahpusların serbest bırakılması için meclisin ivedilikle sorumluluk alarak, TMK ve İnfaz kanunu başta olmak üzere ceza hukuku mevzuatında yer alan eşitlik ilkesine aykırı uygulamaların ortadan kaldırılması gerekmektedir.
* PKK tarafından alıkonulan kamu görevlilerinin serbest bırakılması sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.
* AİHM ve Anayasa Mahkemesi tarafından Türkiye aleyhine verilen hak ihlali kararlarının zaman kaybetmeden uygulanarak hukuki güvenlik ilkesi gereği adil yargılanma hakkının tesisi sağlanmalıdır.
* Sivil toplum aktörleri muhatap kabul edilmeli, sürece aktif katılımları sağlanmalıdır.
* Bağımsız hakikat komisyonları kurulmalı, devlet arşivleri araştırmacılara açılmalı, mağdur tanıklıkları belgelenmelidir.
* Köylerine dönemeyen yurttaşların geri dönüşü ve bunun koşulları sağlanmalıdır.
* KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri göreve iade edilmeli, hukuk güvenliği sağlanmalıdır.
* Kadınların barış süreçlerine eşit katılımı güvence altına alınmalıdır.
* Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi Hafıza Müzesi en kısa sürede tamamlanarak kamuya açılmalıdır.
* Anadil ve kültürel haklar anayasal güvenceye alınmalı; eşit yurttaşlık ilkesi temel alınmalıdır.
* Seçme ve seçilme hakkının ihlaline neden olan kayyım atama kararlarının iptal edilmesi ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi sağlanmalıdır.”
İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz son olarak şunları belirtti: “Ayrıca mağdur yakınlarının tanıklıkları, hakikat ve adalet ekseninde yeni bir toplumsal zemine duyulan ihtiyacı bir kez daha görünür kılmıştır. Konferans boyunca farklı alanlardan gelen katkılar, barışın yalnızca siyasal değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunu ortaya koymuştur. Katılımın genişliği ve ifade edilen görüşlerin çeşitliliği, çatışma çözümüne yönelik tartışmaların çoğulculuk temelinde yürütülmesi gerektiğini göstermiştir.”