Demokratik Birlik İnisiyatifi, 3 Ağustos 2014’te DAİŞ tarafından Êzidî toplumuna yönelik gerçekleştirilen fermanın yıldönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Bu politikalar sonucunda milyonlarca insan yerinden edilmiş, evlerinden, mallarından edilmiş, yüz binlerce insan hayatını kaybetmiştir. En çok saldırıya uğrayan halklardan biri de şüphesiz Êzidî halkıdır. En son 3 Ağustos 2014'te Şengal'de 5 binden fazla Êzidî Kürt, erkek, kadın, çocuk, IŞİD tarafından katledilmiştir. Binlerce insan kaçırılmış, Êzidî kadınlar pazarlarda köle olarak satılmış, binlerce insan yerinden edilmiş ve zorla vatanlarından sürülmüştür. Tüm dünyanın gözü önünde eşi benzeri görülmemiş bir zulüm ve baskı yaşanmış, ancak başta bölge devletleri olmak üzere birçok devlet ve kurum sessiz kalmıştır. İnsanlığın sessizliği arasında, Êzidîlerin tarihine karanlık bir sayfa daha eklendi” diye belirtildi.
Êzidîlerin yanı sıra, Süryani halkı ve diğer halkların da Musul çevresindeki DAİŞ saldırıları nedeniyle büyük bir zulüm ve baskıya maruz kaldığı vurgulanan açıklamada şu hususlara yer aldı: “Bu saldırılar tüm halklara büyük zarar verdi ve Ortadoğu'da insani bir felaket yaşandı. Êzidî Soykırımı'nın üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, IŞİD'in vahşi saldırıları ve bazı devletlerin iş birliği, insanlığın hafızasında hâlâ karanlık bir sayfa olarak kalmaya devam ediyor. 3 Ağustos 2014 saldırısı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de dahil olmak üzere onlarca devlet tarafından ‘soykırım’ olarak kabul edildi. Ancak ne yazık ki, Ortadoğu'daki devletlerin tutum ve yaklaşımları, Êzidî halkının ve diğer grupların siyasi ve kültürel haklarını hâlâ güvence altına almıyor ve yasal önlemler almıyor. İyi niyet göstergesi olarak, Êzidî Soykırımı, Êzidîlerin yaşadığı tüm devletler tarafından tanınmalı ve duyurulmalıdır. Türkiye, Şengal'deki Êzidî gerçekliğini artık görmezden gelemez. Yeni bir başlangıcın anahtarı şüphesiz Êzidî Soykırımı'nın tanınmasıdır.
Êzidîler, bugün bile onlarca tarikata karşı amansız bir mücadele vererek kültürlerini ve dillerini korumuş ve insanlık tarihine kalıcı bir iz bırakmışlardır. Kayıp ve esir Êzidî çocuk, kadınların en kısa sürede kurtarılmasını sağlamak artık tüm devletlerin ve kurumların hayati görevidir. Êzidî Soykırımı'nın 11. yıldönümünde, Şengal'deki vahşeti bin kez daha kınıyoruz. Êzidî kardeşlerimize yönelik katliam unutulmadı ve asla unutmayacağız. Bu yaşananlar daha iyi bir geleceğin ancak ulusal birlik ile mümkün olduğunu göstermiştir. Ulusal birlik çağrısını bir kez daha yineliyor ve hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz.”