GÖRÜNTÜLÜ

HPG gerillaları: Rojava Devrimi’ne sahip çıkmalıyız

Rojava Kadın Devrimi’nin 13. yıl dönümünü kutlayan HPG gerillaları, Önder Apo ve şehitlerin emekleri sonucu gerçekleştirilen devrimin kazanımlarına sahip çıkılması gerektiğini belirtti.

ROJAVA DEVRİMİNİN YILDÖNÜMÜ

Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı mücadelede yer alan HPG gerillaları Baran Cewer Serhed, Masîro Ararat, Ferman Penaber ve Birûsk Baran Rojava Devrimi’nin 13. Yıldönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu.

Konuşmasına Önder Apo’yu selamlayarak başlayan HPG gerillası Baran Cewer, “Böylesi bir süreçte Önderlik öncülüğünde tarihi bir hamle başladı. Özgürlük Hareketi’nin tarihine baktığımızda böylesi tarihi birçok şey vardır. 19 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleşen Rojava Devrimi de bunlardan biridir. Bu vesileyle Rojava, Kuzey-Doğu Suriye devriminde yaşamını yitiren tüm şehitleri anıyorum, mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyoruz.19 Temmuz Devrimi, toplumsal, ahlaki ve politik bir devrimdir. Bu, Önderliğin yıllardır düşündüğü ve inşa etmeye çalıştığı bir hakikattir. Rojava Devrimi olduğunda, 2014’te, Önderliğin çağrısıyla biz de devrime katıldık. İlk kez Rojava’ya gitme talebimiz olup olmadığı, oraya dair görüşlerimiz üzerine sorular sorulmuştu. Çünkü Rojava, Önderliğin fikir ve düşüncelerinin somutlaştığı ilk yerdi.

Önderlik bir projenin nasıl hayata geçirileceğini orada göstermek istiyordu ve biz de Rojava’ya gitmeyi çok istiyorduk. Rojava’ya gittiğimizde, orada kurulmuş sistemi gördüğümüzde, Bakûr, Başûr ve Rojhilat’ta da benzer bir sistem kurmak istediğimizi hissettik. Rojava’da çok uluslu bir toplum vardı. Sadece Kürt toplumu değil, Arap, Süryani ve diğer halklar birlikte yaşıyorlardı. Özgür bir sistem içinde, kendi kültürleri ve varlıkları temelinde birlikte yaşıyorlardı. Bu nedenle, Kürdistan’ın diğer parçalarında bu sistemin olmaması bizde bir burukluk hissi yarattı. Rojava Devrimi’nde en çok dikkatimizi çeken şey neydi? Henüz 14–15 yaşına gelmemiş çocukların, küçük yaşlarda şunu demesiydi: “Biz şehitlerimizin yolundan yürüyeceğiz, biz Önderliğimizin yolundan yürüyeceğiz ve Önderliğin kurduğu sistemi Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’de hayata geçireceğiz.” Rojava’daki sistemin inşasında birçok şehidimiz oldu.

2014 yılında DAİŞ’e karşı verilen Kobanê savaşı, ardından Sirrîn, Tişrîn Barajı, Minbic, Tabka, Rakka, Deyrezor savaşları... Verilen bu mücadelenin tek amacı vardı, tüm halkların bölgede özgür bir şekilde bir arada yaşamasıydı. Rojava’da 2014'te şehit Zafer’den, 2016’da Minbic direnişinin sembol ismi Ebu Leyla’ya, Kobanê direnişinin öncüsü şehit Gelhat’a kadar birçok şehit yoldaşla birlikte kaldık. Hepsinin ortak sözü şuydu; ‘Biz, Önderliğin hayallerini burada gerçekleştirebiliriz.’ Çünkü Önderliğin hayali, kendi kendini yöneten bir toplum yaratmaktı Bir kez daha, halkın elinden alınan güç, halka geri verilecek ve halk kendi geleceğini kurabilecekti” diye konuştu.

Rojava Devrimi’nin ardından halkların bir arada ve özgür bir şekilde yaşadığını belirten gerilla Baran Cewer Serhed konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Rojava’daki çalışmalarımızdan kaynaklı bazen toplumla bir araya geliyorduk, bazen asayişe gidiyorduk, bazen okullara, bazen hastanelere... Orada bir Kürt Kürtçe konuşuyordu, bir Arap Arapça konuşuyordu, bir Türkmen Türkmence, bir Süryani Süryanice... Bu manzarayı gördüğünde, mücadele azmin daha da artıyor. Diyorduk ki, Önderliğimizin Ortadoğu’ya ektiği tohum Rojava’da, Kuzey-Doğu Suriye’de yeşerdi, binlerce meyve verdi. Bu nedenle, o alanlarda yaşadığım duyguları birkaç kelime ile dile getirmek benim için çok zor. Bazı yoldaşlarım yanımda şehit düştü. O yoldaşların tek isteği buydu; özellikle 2014, 2015 ve 2016 yıllarında Rojava’dan göç eden, sınırda kalan, sahipsiz bırakılan, düşman tarafından katledilen halkımızın intikamını almaktı. Tüm şehit yoldaşlarımızın sözü aynıydı; bu halkın intikamını almalıyız.

Şehit yoldaşlardan kimse bu savaşın sadece Kürt halkı için olduğunu düşünmüyordu. Diyorlardı ki; ‘Biz buraya halkların hesabını sormaya geldik.’ Sadece Kürtler değil, Araplar, Süryaniler, Asuriler de Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’de savaştı, canını feda etti. Rojava Devrimi ya da 19 Temmuz Devrimi bir enternasyonal devrimdi. Yalnızca Kürdistan’la sınırlı kalmadı. Orada Almanya, Fransa, Amerika, Çin gibi yerlerden gelen çok sayıda yoldaş vardı. Dünyanın dört bir yanından insanlar Rojava Devrimi’ne katıldılar. Bu da gösterdi ki Rojava Devrimi yalnızca Kürtler için değil, Önderliğimizin tanımladığı özgür, ahlaki ve politik toplumların inşası içindi. Önderliğimizin kurmak istediği sistem tüm halklar içindir. Bu sistemin kurulması için farklı ülkelerden birçok yoldaşımız devrime katılarak şehit düştü Enternasyonalist şehit yoldaşlarımızı da saygıyla anıyoruz. Yine Türkiye solundan devrimciler de o direnişte yer aldı ve şehit düştü. Onları da saygı ve minnetle anıyoruz. O yoldaşların sözü şuydu; ‘Türkiye'nin özgürlüğü Kürdistan’ın özgürlüğünden geçer.’ Bu şiarla birçok genç, Türkiye’den ve Bakûr’dan gelip bu devrime katıldı.

Ne kadar anlatırsak anlatalım, 19 Temmuz Devrimi’nin hakikatini dile getirmek için kelimeler yetmez. Bu hakikati ortaya çıkaranlar şehitlerimizdir. Bugün Rojava’da huzur ortamı her ne kadar istenilen düzeyde olmasa da bir sistem inşa edildi. Bu sistem, Önderliğin tanımladığı bir sistemdir. Önderlik, Ortadoğu halklarının, Rojava’da kurulan demokratik toplum sistemine ihtiyacı var diyor. Önderlik projesinin kurulmadığı yerlerde savaşın hala devam ettiğini tüm dünya görüyor. En çarpıcı örnek Süveyda’dır. Baas rejiminin çöküşünden ve radikal İslamcı HTŞ’nin gelişinden sonra Süveyda’da Dürzi halkına saldırılar oldu. Eğer Önderliğin sunduğu demokratik ulus sistem tüm Suriye’de inşa edilmiş olsaydı, bugün Süveyda’daki bu çatışmalar yaşanmazdı.”

ŞEHİTLERE LAYIK OLMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ

Türk devletinin saldırılarına karşı aylarca süren Tişrîn direnişinin Önderlik projesinin gerçekliğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen gerilla Baran Cewer Serhed, “Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’de yaşanan savaşlar Önderliğin Rojava projesinden bağımsız ele alınamaz. Önderlik, toplumların birlikte, kendi kimliği, kültürü ve diliyle yaşasın ancak bu şekilde güçlü olurlar diyor. Önderliğin söz ettiği o güçlü olma durumu Tişrîn direnişinde ortaya çıktı. Savaş cephelerinde YPG-YPJ, QSD ve Minbic Meclisi güçleri birlikte savaştı ve ilerledi. Halkımız da aylarca savaşçılarına destek oldu. Kürt, Arap ve diğer halklar birlikte Tişrîn’de nöbet tuttu. Rojava’daki tüm şehirlerden halk Tişrîn’e yürüdü ve şehadete ulaşanlar da oldu.

Bu yüzden 19 Temmuz Devrimi tüm halkımız için kutsaldır. 4 parça Kürdistan ve Ortadoğu’nun tamamında Önderliğin Rojava’da inşa ettiği sistem yerleştirilmelidir. Bu temelde tekrar söylüyoruz, 19 Temmuz şehitleri kutsal ve onurlu şehitlerdir. Unutulmadılar, unutulmayacaklar da. Onların emekleriyle Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye ayakları üzerinde duruyor. Var olduğumuz sürece, şehitlere layık olmak için mücadele edeceğiz. Önderliğimizin ve şehitlerimizin belirlediği ölçülere ulaşabilmek için çaba harcayacağız. Bu temelde diyorum ki; 19 Temmuz Devrimi’ne sahip çıkmak, Kürdistan’a sahip çıkmaktır, Ortadoğu’ya sahip çıkmaktır. Özgür topluma sahip çıkmaktır. Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan herkes, şehitlerine sahip çıksın. Şehitlerin anılarını yaşatmak için her yerde çalışma yapsın.

Rojava Devrimi’nin öncüsü Rêber Apo’dur. Bir kez daha Rêber Apo’ya sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Söz veriyoruz, bu devrime ve o şehitlere layık olacağız. Bugün nerede olursa olsun, Önderliğimizin paradigmasının Ortadoğu’nun her yerine yayılması için bizden istenilen görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeye hazırız. Önderimizle ve halkımızla gurur duyuyoruz. Yaşasın 19 Temmuz Devrimi” diyerek konuşmasının sonlandırdı.

HAREKETİN GELMESİNİN ARDINDAN ÖZGÜRLEŞTİK

19 Temmuz’un çok önemli bir gün olduğunu söyleyen HPG gerilla Masîro Ararat, “19 Temmuz bizim için yeniden doğuştur. Ben de Rojavalıyım. Bu günü doğum günüm gibi görüyorum. Rojava Devrimi çok değerli bir devrimdir. Çok şehit verdik, çok bedel ödedik. Tüm bu kazanımlar, Rêber Apo’nun ve şehit arkadaşların emeğiyle oldu. Bugün Rojava’da özgürce yürüyor, özgürce dolaşıyoruz. Halkımız gururlu, şehitleriyle gurur duyuyor. Rojava Devrimi başladığında gerilla arkadaşlar gelip savaştı, şehit düşenler oldu. Ben de onlardan etkilenerek mücadeleye katıldı. O arkadaşlardan biri de Rojhilatlı heval Rêbîn’di. Devrimin başlangıcında yer aldı. İnsanlarla konuştuğunda, halkla iç içe olduğunda, büyük etkiler yaratıyordu. Şehit düşmesinin ardından birçok kişi devrime katıldı, birçok kişi de şehit düştü. Şiyar arkadaş da Kobanê savaşında şehit oldu. O da bende büyük bir etki bıraktı.

Rojava Devrimi çok büyük bir anlam taşıyor. Rêber Apo bu mücadeleyi başlattığında ilk adımı orada attı. 20 yıl boyunca Rojava ve Suriye’de çalıştı. Rojava halkı da Önderliğiyle gurur duyuyor. Önderlik, Rojava’ya çok önem verdi. Büyük bir emekle bir devrim inşa edildi. O bölgede hem sivil, hem savaşçı çok şehit verdik. Kobanê’de iki kez katliam yaşandı. Özgürlük Hareketi, o düşmana karşı halkı soykırımdan kurtardı. Özgürlük Hareketi geldikten sonra özgürleştik. Kapitalizm bizi öldürmüştü, yok etmişti. Özgürlük Hareketi geldikten sonra kendimizi tanıdık, kişiliğimizi tanıdık, düşmanımızı tanıdık, kültürümüzü tanıdık. Kültürümüzün nasıl yok edilmek istendiğini gördük. Eskiden Arap ve Kürt birlikte değildi, düşmanlık vardı. Özgürlük Hareketi geldikten sonra herkes özgür oldu. Herkes birlikte yaşıyor. Bu vesileyle bir kez daha Rojava şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Onların izinden gideceğimizin ve intikamlarını alacağımızın sözünü yineliyoruz” diye konuştu.

ROJAVA DEVRİMİ’NİN BEDELLERİ DE ÇOK AĞIR OLDU

Şehit Xebat Dêrîk ve şehit Silava şahsında Rojava Devrimi’nde yaşamını yitiren tüm şehitleri anarak sözlerine başlayan HGP gerillası Ferman Penaber, “Rojava Devrimi, Baas rejimine karşı isyanların başladığı bir dönemde gerçekleşti. O dönem aynı zamanda hegemon devletler ve statükocu güçler Ortadoğu’da bazı değişiklikler yapmayı planlıyordu. Bu kapsamda da DAİŞ çeteleri Rojava’ya saldırtıldı. Ancak hiç kimse orada böyle bir direniş olacağını, Kürt savaşçılarının, Kürt halkının böyle bir mücadele sergileyeceğini beklemiyordu. Kürt halkı savaşçılarıyla birlikte DAİŞ çetelerine, DAİŞ zihniyetine karşı çıktı ve kendini savundu. Bu direniş hedefine ulaştı. Elbette bedelleri çok ağır oldu. On binlerce yoldaş şehit düştü. Halkımız şehit oldu. Ama tüm bu bedeller boşuna verilmedi. Rojava Devrimi zafer kazandı. Özellikle Önderlik düşüncesi ve felsefesinin etkisiyle bu devrim bugünlere ulaştı. Çok önemli kazanımlar elde edildi. Bu kazanımların daha fazla korunması ve ileriye taşınması gerekir.

Devrim sürecinde genç biri olarak biz de takip ediyorduk. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Biz Kürdistan’ın başka parçasındaydık. Olan biteni sorguladık, araştırdık. Rojava’da DAİŞ çetelerinin yaptığı katliamlar, vahşet bizi çok derinden etkiledi. Bunları ne bir Kürt genci ne de vicdan sahibi herhangi bir insan kabul edebilirdi. Bu nedenle biz de Rojava’da yaşananlara duyarsız kalamadık. Bu bilinçle gerilla saflarına katıldık. Bundan dolayı Rojava Devrimi yalnızca bulunduğumuz yerde değil, Kürdistan’ın diğer bölgelerinde de daha güçlü korunmalı ve büyütülmelidir. Rojava Devrimi bizde de, toplumda da çok büyük bir etki yarattı. Bu nedenle Rojava’da gelişen devrim, özellikle kadınlar ve gençler arasında daha fazla benimsenmeye başlandı. Önderlik felsefesi ve paradigmasını daha fazla öğrenmek, anlamak ve uygulamak istediler. Bugün Rojava’da Önderliğin paradigması geliştirildi, komün, meclis ve çeşitli yapılarla bu sistem inşa edildi.

Örneğin Kürdistan’ın diğer bölgelerinde, özellikle Bakûr’da, halkımız da Rojava modelini örnek alıp uygulamak istiyor. Bunun için herkes Önderliği daha fazla okumalı, Rojava modelini esas almalı, incelemeli ve özellikle Kürdistan gençleri kendilerini daha fazla geliştirmeli. Önderlik paradigmasını okumaları, Önderliğin kitapları, savunmaları bu anlamda çok önemlidir. Gençler daha aktif katılım sağlayabilmek için bu kaynaklara yönelmelidir. Gelecekte özgür bir yaşamı kurmak için Önderliği mutlaka okumalıdırlar.  İşgalcilere karşı daha güçlü bir mücadele yürütülmelidir. Şu an Önderliğimizin başlattığı bir süreci yaşıyoruz. Gerillalar olarak bu sürecin içinde daha fazla yer almalı, daha fazla mücadele etmeliyiz ki süreç hedeflerine ulaşsın. Ve elbette hedeflerine ulaşacaktır” dedi.

KAZANIMLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ

Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için daha fazla mücadele edilmesi ve daha fazla emek verilmesi gerektiğini altını çizen gerilla Ferman Penaber devamla şu ifadeleri kullandı: “Halkımız da gece gündüz demeden belirlediği hedeflere doğru daha kararlı adımlarla ilerlemelidir. Bizler, Önderliğin ellerini güçlendirebilmeli, süreci başarıya ulaştırabilmek için durmadan mücadele etmeli, direnişimizi daha güçlü hale getirmeli ve Önderliğimizi özgürleştirmeliyiz. Bu süreçte Önderlik de büyük bir adım attı.   Hareketimiz de buna karşılık tarihi hamleler yaptı. Kürdistan'ın her parçasında ve Avrupa’daki tüm Kürt halkının da bu sürece ve mücadeleye daha etkin katılması gerekir. Halkımıza inanıyoruz. Biz gerillalar ve halkımız bu çerçevede hareket ederse, daha büyük başarılar elde edebiliriz. İnanıyorum ki, çok kısa bir zaman içinde Önderliğimizi aramızda görebileceğiz. Özgür bir Kürdistan’ı da göreceğiz.

Sadece Kürt halkı için değil; Kürdistan’da veya dünyanın farklı yerlerinde yaşayan tüm ezilen halklara örnek olabiliriz. Önderlik paradigmasını anlamalarını sağlayabilir, bu paradigma çerçevesinde kendilerini konumlandırmalarına yardımcı olabiliriz. Bu temelde, özellikle Kürdistan gençliğine, bir Bakûrlu genç olarak çağrıda bulunuyorum; kendimizi daha fazla güçlendirmeliyiz. Mücadelemizi büyütmeliyiz. Kapitalizmin tuzaklarına düşmemeliyiz. Önderliğimizi daha fazla okumalıyız. Özellikle şehitlerimizi tanımalıyız. İnanıyorum ki bu çerçevede Kürt gençleri, özellikle de Kürdistan gençliği, bu çizgiyi esas alırsa, hiçbir Kürt genci kapitalizmin tuzağına ya da işgalci devletlerin tuzaklarına düşemez. Bu temelde gençlerin mücadelelerini daha güçlü kılmaları gerekir. Rojava’da bir devrim gerçekleşti, bu devrim şu anda ilerliyor ve gelişiyor. Rojavalı gençlerin de bu sürece daha fazla katılmaları, kurum çalışmalarında ya da çeşitli eylemlerde Önderliğin özgürlüğü için aktif görevler almaları gerekir. Ne tür bir görev olduğu fark etmez. Rojava gençliği de mücadelesini daha güçlü yürütmelidir.

Kazanımlarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü halkımız yüz yıldır baskı altında yaşamış, soykırımlardan geçmiş, katliamlardan geçmiş bir halktır. Artık yeter demeliyiz. Kürdistan gençleri olarak, bir daha asla işgalci devletlerin ya da herhangi bir gücün kazanımlarımıza el uzatmasına izin vermeyeceğiz. Kim el uzatırsa, gereken cevabı alacaktır. Bir daha asla değerlerimiz pazarlık konusu edilmeyecektir. Son olarak bir kez daha şehit komutanlarımız heval Xebat, heval Silava şahsında tüm Rojava devrimi şehitlerini ve tüm Kürdistan şehitlerini anıyoruz. Onların önünde saygıyla eğiliyoruz. Onlara verdiğimiz sözümüzü yineliyor, onlardan devraldığımız bayrağımızı zaferle dalgalandıracağız. Önderliğin başlattığı bu sürece güçlü bir şekilde katılacağız. Önderliğin sözleri bizim için talimattır. Bu temelde Rojava Devrimi’ni, tüm halkımıza, özellikle Rojava halkına kutlu olsun.”

BU DEVRİM ÖNDERLİĞİN İNŞA ETTİĞİ ÖZGÜRLÜK DEVRİMİDİR

Rojavalı olan gerilla Birûsk Baran da, Rojava Devrimi’nin ve Rojava’daki kazanımların tamamının Önder Apo ve şehitlerin emeği sonucu ortaya çıktığını vurguladı. Önder Apo’nun yıllarca Rojava’da emek verdiğini hatırlatan HPG’li Birûsk Baran, “Önderlik Rojava’da halkı, kadınları, gençleri eğitti. Bu esas üzerinden de Rojava Devrimi dünyada tanınan, yankı uyandıran bir devrim oldu. Demokratik ulus temelinde halkın kendi sisteminin kurarak yaşaması tüm dünyaya örnek oldu. Bu yüzden Rojava’yı özgürleştiren yoldaşlara, şehitlere bağlılığımız çok derin. Bu kazanımlar esasen Kürdistan gerillasının büyük emeğiyle oldu. Özellikle kadın gerillalar, YJA-Star, YPG çok büyük emek verdi, şehit verdi. Rojava Devrimi Önder Apo’nun fikirleri temelinde gelişti. Önderliğin yarattığı sisteminin gelişmesiyle birlikte halk ekonomik ve toplumsal olarak birbirine yardımcı oluyor. Bugün Rojava’da bu sistemin inşa edildiğini görebiliyoruz. Özellikle de öz savunmanın gelişmesi çok önemli.

Rojava Devrimi’ne kadınlar ve gençler öncülük etti. Bu dünya için de bir örnek oluyor. Diğer halklara da örnek oluyor, onlara da ilham veriyor. Görüyoruz ki dışarıdan da gelenler var. Farklı ülkelerden gençler, enternasyonalistler geliyor, eğitim alıyor, katılıyor, ‘devletsiz bir toplum nasıl ayakta kalabilir’ bunu öğreniyorlar. Güç alıyorlar, moral buluyorlar. Diğer halklar da bu durumdan etkileniyor. Rojavalı bir gerilla olarak çağrım şudur; Rojavalı gençlere, kadınlara ve genç erkeklere sesleniyorum, Önder Apo’nun yıllarca Rojava halkı için inşa ettiği bu kazanımları koruyabilmeliyiz. Bu değerlere sahip çıkabilmeliyiz. Şehitlerin emanetine her yönüyle sahip çıkmalıyız. Kimseden bir şey beklememeliyiz sadece kendi gücümüze inanmalıyız. Biz gençler, genç kadınlar ve genç erkekler olarak bu devrimin yükünü omuzlayabiliriz. Bu devrim şehitlerin bedelleriyle inşa edildi. Bu temelde bizler de devrimi koruyabiliriz.

Tüm gücümüzle Önder Apo’yu ve fikirlerini esas almalı, nasıl yaşayacağımızı bilmeliyiz. Özgür bir yaşam nasıl kurulur, bunu bilmeliyiz. Birincisi; öz savunma, gençler olarak esas almamız gereken bir noktadır. İkincisi; kooperatifler ve komünlerle toplumu yönetebilmeliyiz. Toplumun kimseye muhtaç olmaması için çalışmalıyız. Ne devlete ne de iktidara muhtaç bir yaşam istiyoruz. Toplumun özgür ve komünal bir yaşam kurmasını sağlamalıyız. Bu temelde tüm gençlere çağrımdır; bu değerleri örnek alın. Diğer parçalardaki gençler de bu devrime sahip çıkmalıdır. Bu devrim bir demokrasi devrimidir, Önderliğin inşa ettiği, özgürlük devrimidir” şeklinde konuştu.