İstanbul’un Bayrampaşa ilçesinde, Kürtçe müzik dinledikleri gerekçesiyle polisler tarafından darp edilen ailenin maruz kaldığı şiddet ve hak ihlalleri, başta İstanbul, Ankara, Şirnex ve Semsûr olmak üzere birçok kentte protesto edildi. Saldırılara karşı yapılan açıklamalarda, Kürtçeye, kültüre ve kadına yönelik baskının sistematik olduğu vurgulandı.
İSTANBUL
Bayrampaşa’da yaşanan polis şiddeti, Komeleya Peşvêbirina Çand û Ziman (KURDÎ-GEH) öncülüğünde İstanbul’da protesto edildi. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Eylemde “Zimanê Kurdî xeta me ya sor e. Destên xwe jê vekişinin” yazılı pankart açıldı. Sık sık “Zimanê me rûmeta me ye”, “Bijî zimanê Kurdî” (Yaşasın Kürtçe) ve “Bê ziman jiyan nabe” sloganları atıldı.
KURDÎ-GEH yöneticisi Gökhan Işık, saldırının sadece bir darp olayı olmadığını belirterek, “Bu şiddet, devletin ataerkil ve eril zihniyetinin bir sonucudur. Kürt kadınlarına yönelik bu yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Kürt diline ve kültürüne yönelik her saldırı, halkımızın kimliğine yönelik bir saldırıdır” dedi.
ANKARA
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Anka Dil Kültür Sanat Derneği (ANKA-DER), olayla ilgili Çankaya ilçesi Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Kürtçe kırmızı çizgimizdir, elinizi çekin” yazılı pankartın taşındığı eylemde “Ziman, Jiyan, Azadî” ve “Bê ziman jiyan nabe” sloganları atıldı.
Açıklamayı ANKA-DER yöneticisi Doğan Şenses okudu. Şenses, polis saldırısı sırasında 7 aylık hamile olan Zeynep Yalman’ın tekmeyle hastaneye kaldırıldığını, acil sezaryene alındığını ve bebeğin yoğun bakımda olduğunu aktardı. Şenses, “Kadına yönelik bu saldırı, devletin erkek egemen ve saldırgan zihniyetinin bir sonucudur” dedi.
Şenses ayrıca saldırının, yüz yıllık dil, kültür ve kimlik düşmanlığının ürünü olduğunu belirterek, “Bu bir münferit olay değil. Artık bu cezasızlıkla beslenen ayrımcı sistem değişmelidir. Çok dilli, demokratik ve kadın özgürlükçü bir toplumsal sözleşmeyle yeni bir dönem başlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.
ŞIRNEX
Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesinde DEM Parti ve DBP öncülüğünde bir açıklama yapıldı. DEM Parti ilçe binası önünde düzenlenen eylemde, “Bê ziman jiyan nabe” sloganı eşliğinde protesto gerçekleştirildi. Ortak açıklamayı DEM Parti Qileban İlçe Eşbaşkanı Abdullah Gün okudu.
SEMSÛR
Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat-Der), Semsûr kent merkezinde bulunan Mimar Sinan Parkı önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Zimanê Kûrdî xeta me ya sor e” pankartı açıldı.
Ferat-Der Eşbaşkanı Kazım Turhal, saldırının bireysel bir olay değil, 100 yıllık asimilasyon politikalarının sonucu olduğunu vurguladı: “Bu tahammülsüzlük, dilimize, kimliğimize karşı süregelen düşmanlığın ürünüdür. Dilimiz kırmızı çizgimizdir.”
SÊRT
Sêrt’te de Kürtçeye dönük saldırı, yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto edildi. Botan Dil ve Kültür Araştırma Derneği (BOTAN-DER) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. DEM Parti Siirt İl Örgütü binası önünden Güres Caddesi’ne kadar “Zimanê Kurdî xeta me ya sor e. Destên xwe jê vekişînin” yazılı pankartla yürüyen kitle, sık sık “Zimanê me rûmeta me ye”, “Zimanê Kurdî hebûna me ye”, “Jin, jiyan, azadî” ve “Bê ziman jiyan nabe” sloganları attı.
BOTAN-DER üyesi Mehmet Sait Toprak burada yaptığı konuşmada, saldırıların sistemin erkek egemen zihniyetinden bağımsız olmadığını belirterek şunları söyledi: “Bu saldırılara karşı sessiz kalmıyoruz. Erkek zihniyetini kınıyoruz. Kürt dilinin savunuculuğunu her yerde büyütmemiz gerekiyor. Kürt halkına sesleniyoruz; her yerde Kürtçe şarkı açın, dinleyin.”
Açıklama alkış ve zılgıtlarla sona erdi.
ÊLIH
Êlih'in Gülistan Caddesi’nde Êlih Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde yapılan açıklamada da Kürtçeye yönelik saldırılar protesto edildi. “Em êrîşên li dijî ziman û çanda Kurdî şermezar dikin” (Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırıları lanetliyoruz) yazılı pankartın taşındığı eyleme çok sayıda kişi katıldı.
Arî Dil Araştırmaları ve Kültür Derneği (Arî-Der) yöneticisi Leyla Kaymaz yaptığı açıklamada, kadınların bu saldırılara karşı mücadele edeceğini belirterek, “Kürt dili Kürtlerin kimliğidir. Dilimize, kültürümüze yönelik saldırıları kabul etmiyoruz ve kınıyoruz” dedi. Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu.
AMED
Amed Demokratik Kurumlar Platformu’nun çağrısıyla Yenişehir ilçesinde bulunan Ofis Semtindeki AZC Plaza önünde yapılan açıklamaya siyasi parti, demokratik kitle örgütleri, emek meslek örgütleri ve dil kültür kurumları temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi Açıklamada “Zimanê me, stranên me, govenda me hebûna ma ye destê xwe jê vekişînin” pankartı açılırken, “Zimanê me hebûna me ye”, “Jin jiyan azadî”, “Bijî Serok Apo”, “Bê ziman jiyan nabe” sloganları atıldı.
Açıklamayı Kirmanckî Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Topluluğu Eşbaşkanı Şükran Yakut Kurmancî olarak Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Yöneticisi Mehmet Asana okudu.
Açıklamada, Kürt dili ve müziğine yönelik saldırıların özünde Kürtlerin kimliğine ve varlığına yönelik saldırıları olduğu kaydedilerek “Bilinmelidir ki Kürt dili ve kültürü, Kürt halkının kimliği ve onurudur; hiçbir yerde, hiçbir şekilde küçümsenmemeli, ayrımcılığa neden olmamalı ya da Kürt halkının değerleri nedeniyle Kürtlere şiddet uygulanmamalıdır. Biz, Kürt dili ve kültürü kurumları olarak, bu saldırı da dahil olmak üzere, Kürt dili ve kültürüne yönelik tüm saldırıları kınıyoruz ve yetkililere bu saldırıların faillerini cezalandırma çağrısı yapıyoruz. Şunu iyi bilmek gerekir ki, bu saldırılar ve bu tür davranışlar Kürt toplumunu endişeye sevk etmekte ve barış ortamını zehirlemektedir” denildi.
Devamında Kürt halkına yönelik inkar politikasının barış umuduna zarar verdiğine dikkat çekilerek, “Bu saldırıyı ve ardındaki zihniyeti şiddetle kınıyor, gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyoruz ve bir kez daha söylüyoruz ki, barış, birbirinin hukukunu tanımak ve birbirine saygı göstermekle mümkündür. Bu şiddete karşı sessiz kalmayacağız ve bu erkek egemen şiddet zihniyetini en güçlü şekilde kınıyor, Kürt dilini koruma ve geliştirme mücadelesini her yerde sürdüreceğimizi belirtiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın ardından plazanın önünden Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı’na kadar erbaneler eşliğinde yürüyüş gerçekleştirildi.