El-Hicri, Şam'la yapılan anlaşmayı reddetti: Bu anlaşma bize dışarıdan dayatıldı

Şam ile yürütülen çok sayıda müzakereye rağmen hiçbir sonuca varılamadığını belirten El Hicri, “Kısa süre önce yayınlanan bildiri, tüm detaylarıyla birlikte, Şam’ın ve dış ülkelerin baskısı sonucu, evlatlarımızın kanını dökmemiz için bize dayatıldı” dedi.

Heyet Tahrir el- Şam (HTŞ) yönetimindeki Şam ile Dürzi Ruhani liderliği arasında anlaşmaya varıldığına dair açıklamanın kamuoyuna duyurulmasından birkaç saat sonra, Dürzi toplumunun önde gelen Ruhani liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri, iddiaları yalanladı. El-Hicri, yayınladığı video mesajında ilk açıklamanın dış güçlerin baskısıyla hazırlandığını ve kendilerine dayatıldığını belirtti.

Dürzi Ruhani liderliği tarafından yayınlanan ve HTŞ yönetimindeki İçişleri ile Savunma Bakanlığı'na bağlı güçlerin Süveyda'ya girişini memnuniyetle karşıladıklarını bildiren ilk açıklamada, şehirdeki silahlı gruplara silah bırakma çağrısı yapılmış, Suriye hükümetiyle diyaloğun sürdürülmesi talep edilmişti.

Ancak Şeyh Hikmet el-Hicri, video açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Şam ile yürütülen çok sayıda müzakereye rağmen hiçbir sonuca varılamadı, samimiyet gösterilmedi. Kısa süre önce yayınlanan bildiri, tüm detaylarıyla birlikte, Şam’ın ve dış ülkelerin baskısı sonucu, evlatlarımızın kanını dökmemiz için bize dayatıldı.”

El-Hicri, bildirinin kendilerine “aşağılayıcı” şekilde kabul ettirildiğini, buna rağmen Şam yönetiminin verdiği sözleri tutmadığını ifade etti. Bombardımanların sivilleri hedef almaya devam ettiğini belirterek, Suriye hükümetini “kapsamlı bir imha savaşı” yürütmekle suçladı.

Tüm Suriyelilere seslenen El-Hicri, “Ey tüm mezheplerden Suriyeliler, bugün ya hepimiz Suriyeli olup aşağılanmayı ve hakareti reddetmeliyiz, ya da onlarca yıl boyunca kendimiz ve çocuklarımız bu aşağılanmaya maruz kalacağız,” ifadelerini kullandı. El-Hicri ayrıca, “her yerden ve her ülkeden onurlu insanlara” çağrıda bulunarak yardım talebinde bulundu.

KENTTE GÖÇ DALGASI

Yerel kaynaklara göre, HTŞ’ye bağlı unsurların Süveyda’ya girmesi ve şehir sokaklarına konuşlandırılmasının ardından bölgede büyük bir sivil göç dalgası yaşandı. Artan insani kriz endişesiyle birçok aile, çevre bölgelere göç etmek zorunda kaldı.

 

 

SUVEYDA OLAYLARI NASIL BAŞLADI?

 

Suriye’nin güneyindeki Suveyda vilayeti, Şam-Suveyda otoyolu üzerindeki bir yağma olayının ardından başlayan ve valilik çevresinde Bedevi gruplarla Dürzi silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmalarla şiddetlenen kanlı olaylara sahne oluyor.

 

Çatışmaların yoğunluğu, Dürzi gruplarla Bedevi aşiretleri arasındaki çatışmalarda bazı silahlı fraksiyonların müdahale etmemesi üzerine Suveyda kentinin eteklerine kadar yayıldı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Pazartesi'yi Salı’ya bağlayan gece saatlerinden itibaren Suveyda’nın kenar mahallelerinde çatışmaların başlamasının ardından, HTŞ kontrolündeki Suriye hükümet güçlerinin kente giriş sürecini başlattığını bildirdi. Gözlemevi, bu gelişmeye yerleşim alanlarını hedef alan topçu atışları ve roket saldırılarının eşlik ettiğini kaydetti.

 

13 Temmuz Pazar sabahından bu yana süren silahlı çatışmalar ve karşılıklı bombardımanlar sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısı 102’ye yükseldi. Ölenler arasında Suveyda kentinden 61 kişi (iki çocuk ve iki kadın dahil), Bedevi topluluğundan 18 kişi, Savunma Bakanlığı’na bağlı 16 asker ve kimliği henüz belirlenemeyen, askeri üniforma giyen 7 kişi bulunuyor. Ayrıca, aralarında çocukların da olduğu çok sayıda kişi yaralandı.