Önder Apo’nun esaret koşullarında ilk kez yayınlanan tarihi videolu çağrı sonrası, kendilerini "Barış ve Demokratik Toplum Grubu" olarak adlandıran 30 kişilik bir gerilla grubu yüzlerce insanın katıldığı bir törenle silahlarını yakmıştı.
Bu tarihi töreni milyonların televizyon başında izledi. Silahlarını yakan grup barış çağrılarını yenilerken, bazı aileler yıllar sonra ilk kez çocuklarını televizyon ekranında gördü.
11 Temmuz'da yapılan merasime katılan isimlerden biri olan Barış ve Demokratik Toplum Grubu üyesi Etem Kılıç'ın (Serdar Bawer) ailesi de bu ailelerden biriydi.
Gerilla Serdar Bawer’i 11 yıl aradan sonra televizyonda gören aile üyeleri günlerdir aynı görüntüleri tekrar tekrar izliyor.
Hem heyecan hem de buruk bir mutluluk içinde olan aile üyeleri bu imkânın çok büyük olduğuna dikkat çekerek, hem atılan adımın hem de başlatılan sürecin destekçisi olduklarını ifade etti.
Gerilla babası Adil Kılıç, yaşanan süreci şu sözlerle özetledi: "Çok sayıda cenaze geldi. Daha fazla kan akmaması için atılan adımı her koşulda destekliyoruz" dedi.
'KİMSENİN EVİNE CENAZE GİTMESİN'
Adil Kılıç, izlediği görüntüler sonrasında yaşadığı duyguları şu sözlerle anlattı: "Yıllar sonra ben oğlumu gördüm. Gittiği günden bu yana onu ne gördük ne de sesini duyduk. O gün, silah bırakma anında televizyonda görüp bizi aradı. Biz de eve gelip yeniden yeniden o görüntüleri izledik. Biz aile olarak bütün Kürt halkı ve Ortadoğu halkları gibi barış istiyoruz. Bu süreç ve bu süreçte atılan bu tarihi adımla hem başımız dik hem de mutluyuz. Biz kimsenin canının yanmasını ve kimsenin evine cenazenin gitmesini istemiyoruz. Biz onurlu ve samimi bir barış istiyoruz. Bütün halklar gibi eşitlik istiyoruz."
Geçmişte yaşadıkları zorluklara rağmen hiçbir zaman savaştan yana olmadıklarını söyleyen Kılıç, şöyle devam etti:
"O kadar zorluk ve zulüm gördük ancak hiçbir zaman savaştan ve kandan yana olmadık. Bu barış bütün halklara faydalı olacak. Onu gördüğümde çok mutlu oldum ve gurur duydum. Böyle bir imkân kimsenin eline geçmiyor."
'BURUK MUTLULUĞUMUZU BARIŞLA SONLANDIRMALIYIZ'
Barış sürecinin herkes için olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Kılıç, binlerce insanın bu uğurda yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu halkın binlerce evladı bu süreçte yaşamını yitirdi. Bundan dolayı mutluluğumuz buruk ama oluşacak bir barışla bütün halk mutlu olacak. Bu süreci herkes istiyor ama halkın olduğu gibi devletin de adım atması gerekiyor. Binlerce insan cezaevinde, yine siyaset yaptığı için binlerce arkadaşımız sürgünde. Bu insanlar suçsuz yere cezalandırılıyor."
'SAVAŞTAN BESLENENLERE FIRSAT VERİLMEMELİ'
Yeni bir Lozan yaşanmasını istemediklerini ifade eden Kılıç, Kürt halkının statü mücadelesine vurgu yaptı: "Bize ikinci Lozan'ı yaşatmalarını istemiyoruz. Kürt halkı bir statü elde etmek için mücadele ediyor. Bugün halkların birleşmesi ve yan yana gelmesi gerekiyor. Yasal ve anayasal düzenleme de gerekiyor. Bu tarihi adımla bu halk barış talebini en net şekilde bütün dünyaya gösterdi. Ölümle Kürt halkının bitmeyeceğini herkes anlamalı. Bugün bu savaş da kimseye kazandırmayacak. Halklar barış masasının etrafında bir araya gelmeli. Atılan bu adımın arkasındayız, elimizden geldiğince de bu süreci ve mücadeleyi sahipleneceğiz. Ranttan ve savaştan beslenen insanlara fırsat vermeyeceğiz. Bu kararı sonuna kadar destekliyoruz."
'HEM SEVİNDİM HEM DE ÜZÜLDÜM'
Anne Vesile Kılıç ise yaşadığı şu sözlerle anlattı: "Televizyonda çıkacağını bilmiyorduk. Onu gördüğümde hem çok mutlu oldum hem de çok heyecanlandım. Biz anneler ve aileler bu süreci sonuna kadar destekliyoruz. Barış olsun ve çocuklarımızı görebilelim. Ben 11 yıl boyunca oğlumu hiç göremedim."