Tanhan: Terör söylemi terk edilmelidir

DEM Partili Kamuran Tanhan, kullanılan kavramların sadece sürecin kendisini değil, aynı zamanda süreçteki aktörlerin niyet ve duruşunu da yansıttığını belirterek, “Terör söylemi, niyet ve ciddiyet açısından, ilk terk edilmesi gereken söylemdir” dedi.

KAMURAN TANHAN

“Büyük bir barışın eşiğinde olunduğunu” belirten DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan, bu sürecin yalnızca silahların susmasıyla değil, aynı zamanda dilin, hukukun ve siyasetin de dönüşmesiyle mümkün olacağının vurguladı.

ANF’ye değerlendirmelerde bulunan Tanhan, silah yakma töreninin ardından siyasetin yeniden düzenlenmesi, yasal ve anayasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.

Hükümet ve medyasının da sürece uygun yeni dil geliştirmesinin önemine dikkat çeken Tanhan, bu tür süreçlerde müzakerelerin güçlü liderlerce yürütülmesi ve barışın hem söylemde hem de pratikte şeffaf ve samimi bir şekilde gösterilmesi gerektiğini kaydetti.

Tanhan, “Devletin ve hükümetin sürece yaklaşırken yapması gerekenlerin en başında kesinlikle ciddiyet gelir” diye konuştu.

‘SÜREÇ, FARKLI BİR ŞEKİLDE İSİMLENDİRİLEBİLİRDİ’

Kamuran Tanhan, son aylarda yaşanan gelişmeler ışığında, sürecin ne olduğu konusunda hükümetin net bir tanımlama yapmamasını da eleştirerek şöyle devam etti:  “Henüz müzakere öncesi hazırlık aşamasında olmamıza rağmen, yaşananlar farklı bir çerçevede ele alınabilir ve isimlendirilebilirdi. Kullanılan kavramlar sadece sürecin kendisini değil, aynı zamanda süreçteki aktörlerin niyet ve duruşunu da yansıtır. Bu nedenle hatalı veya yetersiz tanımlamalar, sürecin kaderini bazen etkileyecek ölçüde etkili olabilir. Bu bağlamda, iktidarın ile devletin ciddiyetten yoksun olduğunu söylememiz için birçok sebep var.

Sayın Abdullah Öcalan, önceki dönemde ‘Sorun, taleplerin niteliği ve niceliğiyle ilgili olmayıp; müzakere yöntemi ve dürüst yaklaşımla ilgilidir’ demişti. Fesih ve silah yakma gibi uç kararların gereği ve büyüklüğü dahi henüz iktidar veya devlet tarafından tam anlamıyla algılanmış değil. ‘Umut hakkı’ için verdikleri cevabı buna örnek gösterebiliriz. KCK davalarının ve HDP’ye açılan kapatma davasının devam etmesi, siyasi tutsakların serbest bırakılmaması ve failli meçhul cinayetlerde zaman aşımı sorunları, sürecin ciddiyetini zedeliyor.”

‘SOMUT VE SAMİMİ ADIMLARA İHTİYAÇ VAR’

Devlet yetkililerinin barışa dair daha fazla söz ve pratik geliştirmesi gerektiğini, barış mitinglerinin düzenlenmesinin veya güçlü şahsiyetlerin burada görülmesinin önemli katkı sağlayacağına işaret eden Tanhan, şöyle konuştu: “Bir başka ve en önemli problem, yetkililerin sürece ilişkin kullandığı ‘terör’ veya ‘terörsüz Türkiye’ söylemidir. Bu tür barış ve çözüm müzakerelerinde, ilk anlaşmanın esasında sürece konulan isim üzerinde olması gerektiği bir gerçektir. ‘Terör’ söylemi, her açıdan ve özellikle de niyet ve ciddiyet açısından, ilk terk edilmesi gereken söylemlerin başında gelmektedir.” 

KCK Eş Başkanı Besê Hozat’ın silah yakma töreninde ‘Artık demokratik siyasetin önündeki engeller kaldırılmalı’ sözüne atıfta bulunan Tanhan, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Bugüne kadar hep tek taraflı ilerleyen bu süreçte, özellikle Kürt toplumunda azalan güvenin yeniden inşa edilmesi için devletin somut ve samimi adımlar atması gerekir.”

‘KOMİSYONUN ÇALIŞMA ALANI GENİŞ OLMALI’

Tanhan, sürecin sağlıklı işlemesi açısından bir takvim oluşturulmasının önemli olacağını vurgulayarak, Meclis öncülüğünde kurulacak komisyonun geniş yetkilere sahip olması gerektiğini söyledi.

Bu komisyonun, geçmişe dönük hak ihlallerinden kültürel haklara, mülkiyet sorunlarından yerel yönetim reformlarına kadar birçok başlığı ele alması gerektiğini belirten Tanhan, “Umudu kaybetmemek ve mağdurların yaşadıklarını görünür kılmak en önemli mesajdır. Hakikati kabul etmek ve bu acılar üzerinde yeni bir ortak yaşam inşa etmek, bu toplumun tarihiyle yüzleşmesinin en onurlu yoludur” dedi.

BAZI ÖNERİLER

DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan, bazı önerilerini ise şöyle sıraladı:

* Anayasal ve yasal değişikliklerin net olarak belirlenmesi.

* Silahsızlanmanın, sadece örgütlü yapılardan değil, bireysel silahlanmadan da arındırılmasını; özellikle 15 Temmuz sonrası dağıtılan silahların akıbetinin araştırılması.

* Entegrasyon sürecinin başlatılması ve kararlılıkla sürdürülmesi.

* Sürecin, kamuoyu desteğiyle güçlenmesi için eğitim, medya ve sivil toplum faaliyetleriyle desteklenmesi.

* Toplumsal barış için travma iyileştirme programlarının hayata geçirilmesi.

* Komisyon ve tarafların kamuoyuna güven veren tutarlı mesajlar sunması.

* Sürecin diline özen gösterilmesi; ‘terör’ gibi dışlayıcı söylemler yerine, barışı önceleyen ve çözümü merkeze alan bir dilin kullanılması.

* Medyanın, süreci kriminalize eden yaklaşımlar yerine, toplumsal uzlaşıyı besleyen yapıcı ve sorumlu bir dil benimsemesi.