4 Nisan’da ‘ekolojik mücadeleyi büyütme’ çağrısı

KCK Ekoloji Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü 4 Nisan’ın ekolojik mücadeleyi büyütmeye vesile olması gerektiğini belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 75’inci yaş günü olan 4 Nisan’a “en anlamlı yanıtın ekolojik mücadeleyi büyütmek” olduğunu kaydeden KCK Ekoloji Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasını “inşa etmeye ve toplumun tüm kesimleriyle ekolojik mücadeleyi büyütmeye” çağırdı. 

KCK Ekolojik Komitesi’nin açıklaması şöyle:

“Kurdistan ve dünya halklarına sunduğu paradigma ile özgür, ekolojik, yeni bir yaşamın yolunu açan, bize bu onurlu mücadelede yer alma şansı sunan Rêber Apo’nun 75. doğum gününü kutluyoruz. 

Kürt halkının baş aşağı giden tarihini değiştiren Rêber Apo, PKK önderliğinde geliştirdiği özgürlük mücadelesiyle son 50 yılın gidişatını belirledi. Her anı özgürlüğe adanmış yaşam tarzı, felsefesi ve milyonların üzerindeki etkisiyle 75 yıla yüzyıllara denk bir mücadele sığdırdı. Rêber Apo öncülüğünde kendisini küllerinden yaratan Kürt halk gerçeği bunun en somut ifadesi oldu. Komplocu güçler ve faşist AKP rejiminin Rêber Apo’ya yönelik tecritte temel hedeflerinden biri fikirlerinin kitleye ulaşmasını engellemekti. Fakat üçüncü doğuş olarak tanımladığı 25 yıllık İmralı sürecinde yazdığı kitaplar ve sunduğu paradigma Kürt halkıyla sınırlı kalmayıp evrensel bir boyut kazandı. İmralı’daki tecrit duvarlarını kırarak halkların önderi olmayı başardı. Önderliğimizin tüm insanlığa armağan ettiği “demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü” paradigma, kapitalist modernitenin tehditleri karşında ekolojik yeni bir yaşamın yolunu göstererek, günümüzün temel sorunları için alternatif çözümü ortaya koydu. 

Rêber Apo, en büyük mücadelesini de sömürü ve ahlak dışı politikalarıyla insanlığın geleceğini tehdit eden ve kendisine yönelik uluslararası komployu düzenleyen kapitalist modernite güçlerine karşı verdi. Bu nedenle kapitalist güçlerin sebep olduğu ekolojik kırım ve insan-doğa arasındaki yabancılaşma karşısında toprak anaya bağlılık ve toprakla buluşma amacıyla doğum günü 4 Nisan’ın ağaç ekilerek kutlanmasını tercih etti. Bu aynı zamanda kapitalist modernitenin geliştiği yaşam tarzı ve tüketim endeksli doğum günü kutlamalarına da bir eleştiridir. Rêber Apo yaptığı hiçbir eylemi kendisiyle sınırlı tutmayıp özgürlük hareketi, Kürt halkı ve insanlığa mal etti. Bu nedenle doğum günündeki alternatif kutlama talebi herkes için yaşam boyu doğadan eksiltilen, tüketilen değerlere karşı bir vefa borcu ve doğayla buluşma girişimi olarak da görülmelidir. Rêber Apo’nun bu istemi ekolojik paradigmayı benimseyenler olarak alışkanlıklarımız, ritüellerimiz ve bir bütünen yaşam tarzımızın ekolojik ve toplumsal olmasına yönelik çağrı olarak okunmalı. Bunun bir gereği olarak 4 Nisan sadece bir gün ve ağaç ekimleriyle sınırlı kalmayıp, yaşamımızı her yönüyle tehdit eden ekolojik kırıma karşı mücadeleyi büyütmeye vesile olmalı. Bu mücadele için gerekli ekolojik bilinç, kararlılık, örgütlenme ve dayanışma gösterilmeli.

Rêber Apo’nun toplumsal ekolojiye dönüş olarak formüle ettiği yeni yaşamın inşası ancak ekolojik paradigmaya sahip çıkılarak gerçekleştirilebilir. Buna sahip çıkmak ülkemizi, geleceğimizi gasp eden ekolojik kırıma karşı koymak ve bir yurtseverlik görevi olan ekolojik mücadeleyi büyütmekle mümkün, Bu nedenle 4 Nisan, kapitalist modernitenin şiddetli saldırısına maruz kalan toprağın, suyun, ağacın korunduğu, ekolojik dayanışmanın büyütüldüğü, başta çocuklar, gençler ve kadınlar olmak üzere toplum için yeni yaşam alanlarının, ormanların, parkların, bahçelerin yaratıldığı başlangıçlar olarak karşılanmalıdır. 4 Nisan’a verilecek en anlamlı yanıtlardan biri de özellikle halen Kürdistan ve dünyanın birçok bölgesinde uygulanan “yaşam ağacı” kültürünün yeniden canlandırılması, her birey ve dünyaya gelen her çocuk için bir ağaç ekilerek toprakla buluşma için adım atılmasıdır. 

Dünyada ender rastlanan mücadele mirasımız, ideolojimiz, paradigma ve örgütlülüğümüz Rêber Apo’nun fikirleriyle yeni, alternatif, kitlesel bir ekolojik hareketin imkanını sunuyor. Dolayısıyla Rêber Apo’nun doğuşu ve İmralı tecridine verilecek yanıt, çözüm yolu olarak sunduğu paradigmada olduğu gibi kadın yüzyılı olarak tanımladığı 21. yüzyılı ekolojik devrimle buluşturmak, destansı çalışma olarak tanımladığı kadın özgürlük mücadelesi ve ekolojik mücadeleyi birleştirmekten geçer. Bu nedenle kadın devrimi hedefiyle adım attığımız 21. yüzyıl aynı zamanda ekolojik devrimin gerçekleştiği ve ekolojik mücadelenin hak ettiği biçimde kitleselleştiği bir yüzyıl olmalı. Bunun için geleceği var eden en güzel değerlerin buluştuğu “Jin, jîyan, azadî” sözünün yankılandığı her yer ve tüm dünyada doğa ile dost ekolojik, özgür bir yaşam için Rêber Apo’nun paradigmasını inşa etmeye ve toplumun tüm kesimleriyle ekolojik mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”