Aleviler tecride karşı mücadeleye daha aktif katılmalıdır

Demokratikleşmeye en fazla ihtiyacı olan Alevilerin tecride karşı mücadeleyi daha fazla vermeleri gerekir. Yine Önderliğin İmralı’dan gönderdiği mesaj aynı zamanda Alevilerin sorunlarına çözüm yöntemi ve yoludur.

Kürt Halk Önderinin Türkiye halklarına yönelik 7 maddelik mesajı çok önemliydi. Bu mesaj sadece Kürt sorununun çözümü ile ilgili mesaj değildi. Türkiye’nin tüm sorunlarının hangi yol ve yöntemle çözüleceğine dair mesajdı. Zaten sorunlara çözüm olamayan Türkiye’deki siyasi güçlere bir eleştiri olduğu gibi, hangi anlayışla sorunların çözüleceğini de net ortaya koyuyordu. Çünkü Türkiye’de geçmiş yüz yıllardan kalmış siyasi bir anlayış Türkiye’de hakimdir. İktidar zaten geçmişte kalmış tüm geri siyasetleri hortlatmaktadır. Ancak muhalefetin de Türkiye’nin sorunlarına önerdiği çözüm yöntemi de bunları aşan durumda değildir. HDP Önder Apo’nun ön gördüğü siyasi tarzı, yöntemi benimsese de bunu pratikleştirmede inisiyatifli ve yaratıcı değildir. Aktif olsa da bu siyasi tarz ve yönteme sahip çıkacak, sorunların çözümünü bu yaklaşımda görecek, siyasi aktörleri ve toplumsal güçleri harekete geçirecek bir inisiyatif ortaya koyamıyor. Tarzı, temposu ve üslubu buna yeterli olmuyor.

Türkiye’nin demokratikleşme sorunları ne tek başına HDP ile çözülür ne de HDP’siz olur. Ancak HDP’nin kabul ettiği yol ve yöntemle çözüleceği de kesindir. Bu çerçevede HDP başta olmak üzere demokrasi güçleri Önder Apo’nun belirttiklerini daha fazla gündeme getirip geniş kesimlerle tartışabilirler. Önder Apo’nun söyledikleri doğru mu? Eğer doğruysa en geniş kesimler sahiplenmeli ve bunların pratikleşmesi için mücadele edilmelidir.

Önder Apo’un 7 maddelik mesajda ortaya koydukları bile tecride karşı mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermiştir. Tecridin kalkması, Önder Apo’nun belirttiklerinin gündemleşmesi anlamına gelecektir. AKP-MHP faşizminin belirttiği gibi Kürt sorununun varlığı Türkiye için bir beka konusu değildir. Aksine bir demokratikleşme anahtarıdır. Tecridin kalkması beka söyleminin temelsiz olduğunu tüm Türkiye halklarına gösterecektir. Tecridin ağırlaştırılmasıyla Türkiye’deki siyaset çığırından çıkmıştır. Tecridin kalkmasıyla birlikte demokratik siyasetin önü açılacaktır. Bu da aslında demokratikleşme karşıtı siyasi güçlerin zayıflaması ve gerilemesiyle sonuçlanacaktır.

Tecride karşı mücadelenin bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğu çok iyi görüldü. Bu nedenle birçok demokrat, aydın, demokratik toplum gücü tecrit kalkmadan demokratikleşmenin gelişmeyeceğini söyledi. Zaten Kürt halkı bu gerçeği çok iyi bilmekte ve yıllarca dillendirmektedir. Aleviler de bu süreçte tecride karşı mücadelenin ne anlama geldiğini gördü ve anladı. Ancak görmek yetmez. Demokratikleşmeye en fazla ihtiyacı olan Alevilerin tecride karşı mücadeleyi daha fazla vermeleri gerekir. Yine Önderliğin İmralı’dan gönderdiği mesaj aynı zamanda Alevilerin sorunlarına çözüm yöntemi ve yoludur. Öte yandan Türkiye’de ezilen ve baskı altına alınan topluluklar başka ezilen ve baskı altına alınan toplulukları savunamazlarsa kendileri de özgür ve demokratik yaşama kavuşamazlar. Bu açıdan Aleviler ve Alevi kurumaları Beyaz Tülbentli anaların eylemlerini kendi eylemleri; direnişlerini kendi direnişleri olarak görüp sahiplenmelidirler. Alevilerin büyük çoğunluğunun da Kürt olduğu düşünülürse Alevilerin bu analara sahiplenme sorumlulukları bulunmaktadır.

Türkiye metropolleri demokrasi mücadelesi açısından çok önemlidir. Buralarda zorunlu göçlerden dolayı milyonlarca Kürt ve Alevi yaşamaktadır. Aleviler Kürtlerle birlikte Türkiye’nin metropollerinde büyük bir toplumsal gücü oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda ciddi bir siyasal güçtür. Son seçimlerde buralarda AKP-MHP ittifakının kaybetmesinde bu toplumsal güç belirleyici rol oynamıştır. Kürtler ve Aleviler metropollerde ortak siyasi tutum takındığında Türkiye’nin siyasetinde nasıl etkili olacaklarını göstermişlerdir. Bu toplumsal kesimler demokrasi mücadelesinde ortak tutum takınırsa Türkiye’de demokratikleşmeyi de radikal gerçekleşme doğrultusunda etkilerler. Aleviler Kürtlerle ortak politik tutum içine girdiğinde nasıl bir güç haline geleceklerini bilmeliler, birbirlerinin özgürlük ve demokratik taleplerine sahiplenmelidirler. Bu açıdan Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesine Aleviler duyarlılıklarını daha fazla yükseltmelidirler. Kürtler sadece kendileri için değil, tüm Türkiye halkları için demokrasi ve özgürlük mücadelesi vermektedirler. HDP’nin en güçlü bileşeni olmaları da bu nedenledir.

Aleviler on yıllardır CHP’ye güç verdiler. Ancak CHP demokratikleşme doğrultusunda ciddi bir adım atamadı. Çünkü devletin tekçi zihniyeti Alevilerin farklılığını kabul etmeye yanaşmıyordu. Alevileri olduğu gibi, bütün karakteriyle kabul etme yerine iğdiş etmeyi, özünden boşalmayı hedefliyordu. CHP de bu politika doğrultusunda Alevilere yaklaşıyordu. CHP’yi bu durumdan çıkaracak da güçlü bir devrimci demokratik güçtür. HDP ve diğer sol demokrat güçler ve sosyalistler güçlü olurlarsa bu CHP’yi de demokratikleşme konusunda daha olumlu bir çizgiye çekebilir. HDP bugün sosyalistlerin de güçlü biçimde yer aldığı bir partidir. Aleviler tüm bu devrimci demokrat bileşenlerle birlikte hareket ettiğinde Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde yeni bir dönem başlayacaktır. Aleviler üzerlerine düşeni, bu tarihi sorumluluğu görmeliler, olması gereken yerde olmalıdırlar.

7 Haziran 2015’ten bu yana görüldü ki, Kürtler, Aleviler ve tüm devrimci demokratik güçler ortak hareket ettiğinde Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde önemli rol oynamaktadırlar. Aleviler ve Alevi örgütleri kendilerini demokrasi mücadelesinden uzaklaştıran her türlü çevreden, yönlendirmeden uzak durarak demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yer alarak geleceklerini kazanmalıdırlar. Bu açıdan da başta Kürtler olmak üzere tüm devrimci demokratik güçlerle ortak demokrasi mücadelesine girmelidirler.

Kaynak: Yeni Özgür Politika