KDP’nin Şengal’deki özel savaş koordinatörü Haydar Şeşo

Şengal’de Şeşo ailesi, aslında Barzani hanedanlığının bir minyatürü gibidir. Kürtlerde Barzani ailesi neyi ifade ediyorsa, Êzidî toplumunda da Şeşo ailesi öyledir.

15 Haziran’da soykırımcı Türk devletinin silahlı keşif uçaklarıyla Şengal’de Sinune Halk Meclisi’ne dönük saldırısında 12 yaşındaki bir Êzidî çocuğunun şehit olduğu, bazılarının durumu ağır olmak üzere yedi kişinin de yaralandığı basına yansıdı. Saldırının hemen ardından Şengal Demokratik Halk Meclisi’nin açıklaması yayınlandı, Şengal halkının tepki eylemleri gelişti. Gerek Halk Meclisi’nin açıklamasında, gerekse basına verilen diğer demeçlerde, bu son saldırıda sömürgeci Türk devletine anlık bilgi verip halk meclisini vurduranların KDP’ye bağlı olan ve Êzidîliğe ihanet etmiş kişiler olduğu açıklandı.

Bu açıklamalar doğal olarak herkesin dikkatini Êzidî toplumu içindeki bu yapı ve kişilere çekti. Binlerce yıldır inançları için 73 fermanın kılıcına vurulmuş olan bu kadim inanca kimler ve niçin ihanet etmektedirler?  Bu kişi ve çevrelerin gerçek anlamda Êzidîlikle veya Şengal’le bir bağları var mıdır? Kuşkusuz bu soruların cevabı, ağır saldırılara maruz kalan Êzidîliğin varlık ve özgürlüğü için çok önemli olmaktadır.

BARZANİ HANEDANLIĞININ ŞENGAL’DEKİ MİNYATÜRÜ

Katil cinayet mahalline uğrar misali, daha Sinûnê Halk Meclisi ateşler içerisindeyken, kendisini Êzidxan güçleri komutanı olarak pazarlayan Haydar Şeşo, saldırıya ilişkin bazı açıklamalar yaptı. Aslında yaptığı konuşmalarla Sinûnê saldırısının nasıl ve hangi amaçlarla yapıldığını istemeden de olsa itiraf etmiş oldu. Bu saldırıyla direk bağının olduğunu bir şekilde söylemiş oldu. Şengal’de Şeşo ailesi, aslında Barzani hanedanlığının bir minyatürü gibidir. Kürtlerde Barzani ailesi neyi ifade ediyorsa, Êzidî toplumunda da Şeşo ailesi öyledir.

Barzani ailesi nasıl aile çıkarları ve hanedanlığı için Kürdistan’ı, Kürt halkını ve tüm değerlerini sömürgeci ve soykırımcı Türk devletine peşkeş çekip her türlü ihanet ve uşaklık içine giriyorsa Şeşolar ailesi de Êzidî toplumu içerisinde öyle bir rol ve misyon oynuyor.  Onlar da aile çıkarları için herkesle ihanet ve işbirliği temelinde ilişkiler içine girmekten çekinmiyor. Barzani ailesiyle Şeşo ailesinin ilişkilerinin 1970’li yıllara dayandığı biliniyor. 1970’lerden başlayarak gelişen bu ilişkiler, Şeşolar ailesini iyice Barzanilere bağlıyor ve Şeşolar ailesi Êzidî toplumu içinde Barzanilerin eli ayağı, gözü kulağı oluyor.

ÊZIDÎ SOYKIRIMINI TAMAMLAMAK İÇİN DEVREYE SOKULDU

2014 yılında DAİŞ çeteleri eliyle Êzidîlerin soykırımını gerçekleştirmeyi amaçlayan KDP ve sömürgeci soykırımcı Türk devleti, HPG gerillalarının müdahalesiyle soykırım önleyip Şengal ve Êzidî toplumu adım adım özgürleşmeye başlayınca, bu sefer aleni bir şekilde Êzidî soykırımını tamamlamak için savaşa girdiler. KDP’ye bağlı olan Şeşolar ailesi de böylece aktif bir şekilde devreye girdi ya da devreye sokuldu.  O günden bu yana Şeşolar, KDP ve Türk devletiyle birlikte Êzidî toplumuna karşı yürütülen soykırım savaşında çok aktif biçimde yer alıyor. 

AJAN AĞI ÖRGÜTLÜYOR

Haydar Şeşo, birçok alanda yürüttüğü özel savaş politikalarının yanında ajan-istihbarat faaliyetleri ile ajan ağı örgütlemektedir. Bu anlamda KDP ve Türk devletinin Şengal’daki özel savaş koordinatörü Haydar Şeşo’dur, kendisine böyle bir görev verilmiştir. Türk savaş veya keşif uçakları Şengal’i her vurduğunda Haydar Şeşo basına çıkıp demeçler vermektedir. Basındaki bu demeçlerin içeriğine bakıldığında KDP ve Türk MİT’i tarafından Şengal’de özel savaş koordinatörü olma görevinin kendisine verildiği çok net aşılmaktadır. Kendisi de açıklamalarıyla bunu beyan ediyor. Mam Zeki, Ş. Zerdeşt, Saîd Hesen, Dijwar Feqîr ve birçok Êzidî öncüsünün şehadetinden Sinûnê Halk Meclisi’nin vurulmasına kadar yaşanan tüm şehadetlerde, bu saldırıların istihbaratını veren, hedef seçen ve Türk devletine vurdurtan KDP ve Haydar Şeşo’dur.

Sömürgeci Türk devletinin Êzidîlere yönelik tüm soykırım saldırılarında bunların parmağı vardır ve bunlar Êzidî soykırımının ortakları durumundadırlar. Artık bu ihanetçi çizgiye karşı açık ve aktif tutum almanın zamanı gelmiştir. Şengal demokratik özerk yönetiminin varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama savaşına; toprağına ve inancına bağlı her bir Êzidî ferdi destek verip katılarak KDP ve ihanetçilerden hesap sormalıdır. Bu tüm Êzidîlerin hakkı olduğu gibi tarihsel, toplumsal görev ve sorumluluklarının da gereğidir. Êzidîler varlıklarını ve özgürlüklerini ancak ihanetçi-işbirlikçi çizgiye karşı mücadeleyle sağlayabilirler, bunun dışında Êzidî toplumuna başka bir yol bırakılmamıştır.