Süleymani, Ukrayna uçağı ve yeniden eylemler

Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra İran'dan yana esen olumlu hava, Ukrayna uçağının düşürülmesiyle yeniden tersine döndü.

ABD ile 40 yılı aşkın bir süredir diplomatik, siyasi, ekonomik ve yer yer askeri çatışmalar devam ediyordu. ABD ile İran arasında yaşanan bu derin kriz, ABD’nin ağır ekonomik ambargolar uygulamasını beraberinde getirdi. ABD tarafından uygulanan ekonomik ambargo ve siyasi abluka, İran’ın içini de etkiliyordu. Bunlar ara ara halkın sokaklara çıkıp sisteme karşı protesto gösterileri yapmasına neden oluyordu.
İran’ın birçok eyaleti ve kentinde halk, Aralık 2018'de yeniden sokaklara çıktı. Reformlar, ülkedeki pahalılığın düşmesi gibi taleplerle gösteriler yapıldı. Devrim Muhafızları ve İran güvenlik güçleri göstericilere müdahalede bulundu; çok sayıda gösterici yaşamını yitirdi, onlarcası da yaralandı.
Ülkede Kasım 2019'da halk benzine yapılan zammı protesto etmek için yeniden sokaklara döküldü. İki gün içinde İran’ın 31 eyaletinin binden fazla şehir, ilçe, kasaba, nahiyesinde kitlesel bir şekilde meydanlara çıkılarak benzine yapılan zam protesto edildi. İran güvenlik güçleri ve Devrim Muhafızları göstericilere saldırdı: Çok sayıda gösterici öldü, onlarcası yaralandı, binlercesi gözaltına alınıp sorgulandı. İran’da toplumsal kesimlerden gelen sisteme karşı tepki, sistemin yaşadığı tıkanma ve çözümsüzlüğü ortaya koyuyordu. Ancak yaşanan bu gelişmeler ABD tarafından da kullanılıyor, İran daha zor durumda bırakılıyordu.
İran, uzun yıllardan beri izlediği, 'tehlikeleri dışarıda karşılama, içerideki tepkileri dış düşmana' yöneltme stratejisini izlemeye devam etti.

SURİYE'DE ELLERİ ZAYIFLAYINCA...

ABD ile Rusya arasındaki anlaşmalarda en fazla etkilenen ve zayıflayan güç İran oldu. Zira ABD ile Rusya arasında varılan anlaşma ile İran güçleri, Suriye hükümetinin daveti üzerine Suriye’de olmasına rağmen, yasa dışı duruma düştü. Durum böyle olunca bir yandan ABD, öte yandan İsrail’in hedefi olmaya başladı. Suriye’de zayıflayan İran, mücadelesini siyasi krizin çok derin yaşandığı Irak’a kaydırırken, ABD de Irak’ta güçlü olan İran’ı geriletmek için mücadelesini buraya kaydırdı.
İran, Kasım ayında yaşanan ve kendisini çok ciddi bir şekilde zorlayan protestoları bertaraf etmek, kendisine karşı her an ayaklanmaya hazır olan toplumu yanına almak için ABD’nin Irak’taki güçlerine yönelme üzerinden yürütülecek bir siyaseti izlemeye başladı. Bundan ötürü Irak’ta kendisine bağlı olan Haşdi Şabi gruplarını harekete geçirdi. Haşdi Şabi’nin İran yanlısı grupları Anbar, Tel Afer, Musul ve en son Kerkük’teki ABD üslerine yönelik saldırılar yapmaya başladı. En son 27 Aralık’ta Kerkük’teki ABD ve Koalisyon güçlerine yönelik füzeli saldırı oldu. Bu saldırıda ABD’li bir paralı asker öldü. ABD bu saldırıdan İran yanlısı Irak Hizbullah örgütünü sorumlu tuttu. Bir gün sonra Irak Hizbullah örgütünün üslerine yönelik hava saldırılarını gerçekleştirdi. Saldırıda çok sayıda Irak Hizbullah'ı üyesi öldürüldü. Haşdi Şabi içindeki İran yanlısı grupların komutanları bu saldırıya cevap olarak Bağdat’ta ABD’ye karşı protesto gösterileri yapmak için çağrıda bulundu. Bir gün sonra yani 29 Aralık'ta Haşdi Şabi içindeki İran yanlısı grupların liderleri Xeys Xezali, Ebu Mehdi Mühendis, Hadi Amiri, Irak Güvenlik Konseyi Başkanı İran yanlısı Falih Feyyaz’ın öncülüğünde Haşdi Şabi taraftarları Bağdat’ta yeşil bölgede bulunan ABD Büyükelçiliğine yürümeye başladı. ABD büyükelçininin bahçesine kadar girmeyi başardılar. ABD bayrağının da yakıldığı gösteriler, 31 Aralık'a kadar devam etti.

ABD'DEN MİSİLLEME

ABD, üslerine yapılan saldırılar ile en son Bağdat'taki büyükelçiliklerinin basılarak bayrağının yakılmasına misillemede bulunarak, 2 Ocak'ı 3 Ocak’a bağlayan gece Bağdat Havaalanı çıkışında İran Devrim Muhafızları Komutanı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi ikinci komutanı Ebu Mehdi Mühendis’in içinde olduğu araçları hedef aldı.
Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis’in öldürülmesi İran ve Irak toplumunu derinden etkiledi. İran’a karşı olan tepkiler bir kenara bırakılarak, tepkinin okları ABD’ye yöneldi. İran karşıtı olan hava bir anda yok olarak ABD karşıtlığına dönüştü.
Bu, 8 Ocak’ta Kasım Süleymani’nin memleketi olan Kirman’da yapılan cenaze törenine milyonlarca insanın katılması şeklinde kendisini gösterdi.
İran, cenaze töreninin yapıldığı günün akşamı ABD’nin Irak’taki Ayn Esed ve Ebril’deki hava üslerini balistik füzelerle vurarak intikâmını aldığını duyurdu. İzdihamdan ötürü gündüz yarım kalan cenaze töreni, İran’ın ABD üslerini füzelerle vurması ve "intikâmı aldık" açıklamasının ardından, gece yarısı devam etti.

DÜŞEN UÇAK VE SIRRI

İran’ın füzelerle ABD’nin Irak’taki iki üssünü vurarak Süleymani’nin intikâmını aldığını açıkladığı saatlerde Tahran’da Humeyni adının verildiği uluslararası havaalanından çıkış yapan ve içinde 176 yolcu bulunan Ukrayna uçağı 5 dakika sonra düştü. Başta Ukrayna ve Kanada olmak üzere birçok ülke uçağın düşmesinin normal olmadığı, ilk günden itibaren İran tarafından düşürüldüğünü ima eden açıklamalar yaptı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif başta olmak üzere en üst düzeyden yetkililerinin yaptıkları açıklamalar, uçağın kaza ile düştüğü, kendilerinin düşürmediği şeklinde oldu. Ukrayna incelemek için uçağın kara kutusunu istedi. İran yetkilileri kara kutuyu vermeyeceklerini, kendilerinin inceleyeceklerini açıkladı. Kanada Başbakanı uçağın füze ile düşürüldüğüne dair ellerinde görüntü olduğu şeklinde ikinci bir açıklama yaptı. Kanada, Ukrayna, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler de Tahran’da düşen ve 176 kişinin öldüğü uçağın peşine düştü. Daha önce de dünyanın birçok yerinde uçak faciaları yaşandı. Ancak Ukrayna, Kanada, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin bu uçak faciasının peşine bu denli düşmeleri ister ismez birçok soruyu beraberinde getirdi. Tahran’da düşen uçakta 82 İranlı, 63 Kanadalı, 11 Ukraynalı, 10 İsveçli, 4 Afganistanlı, 3 İngiltereli ve 3 Almanyalı öldü. Uçak faciasında ölen İranlılardan 13'ü Rojhilatê Kurdistanlı. Bunun yanı sıra uçak faciasında ölen 82 İranlının hepsi uzun süredir Kanada'da yaşayan ve Kanadı vatandaşları olan kişiler. Hatta bazıları Kanada’nın çeşitli üniversitelerinde öğretim üyesi. Uçak faciasında ölen kişilerin normal insanlar olmadığı kimliklerine bakıldığında rahatlıkla görülebilir. Hatta bu kişilere ilişkin paylaşılan bilgilerde de büyük çoğunluğunun misyon sahibi olduğu belirtiliyor. Misyon sahibi olmalarından ötürü ABD ile İran arasında başlayacak bir savaş ortamında kalmamayı düşündükleri için çıkmaya çalıştıkları belirtiliyor. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, İran'ın "yanlışlıkla düşürüldü "açıklamasını yaptığı ve içindeki 176 kişiden hiç kimsenin kurtulmadığı Ukrayna uçağının, sırlarla dolu olduğu ortaya çıkıyor. İran’ın bu durumdan haberdar olduğu için vurduğu da iddia ediliyor.
Uçağın önce kendileri tarafından düşürülmediğini kesin bir dille söylemesi ve ardından "yanlışlıkla oldu" demesi, İran’ı sadece içerideki topluma olduğu kadar uluslararası ve diplomatik alana karşı da zor duruma düşürdü. Zira bundan sonra İran yetkililerinin yapacağı tüm açıklamalara uluslararası diplomatik çevreler tarafından kuşkuyla bakılacak. İran, Ukrayna uçağını ‘yanlışlıkla’ düşürerek, şimdiye kadar az da olsa uluslararası güçlerden aldığı desteği yitirmiş oldu.

İRAN, RÜZGARI KAYBETTİ

İran, uluslararası baskının artacağını görünce uçağın yanlışlıkla kendileri tarafından düşürüldüğünü itiraf etti. Süleymani’nin öldürülmesinden sonra İran’dan yana esmeye başlayan rüzgar da toplum nezdinde tamamen bitti. Süleymani’nin cenaze törenine katılan milyonlar, İran’ın "Ukrayna uçağını yanlışlıkla düşürdük" açıklamasından sonra İran yönetimine karşı bu kez yeniden sokaklara döküldü. Tahran’da başlayan gösteriler dalga dalga İran’ın 31 eyaletinin birçok kentine yayıldı. Sokaklara dökülen kitleler, "yalancı bir sistem ve yönetim istemiyoruz" mesajını verdi. İran, gösterileri dünya kamuoyundan gizlemek için birçok yerde interneti kesme yöntemine başladı.
İran’da sokaklara dökülen yüz binler, bu kez doğrudan Hamaney’i hedef alıyor. Gösteriler, İran sisteminde değişimi talep ediyor. Şimdiye kadar çeşitli yöntemlerle gösterileri bastıran İran yönetiminin, 2 gündür başlayan gösterileri bir değişime gitmeden bastırması zor gibi görünüyor. Çünkü başta ABD olmak üzere uluslararası tüm güçler, daha şimdiden başlayan gösterilere desteklerini açıklamaya başladı.