Suriye muhalefeti adına çetelerin Hewlêr ziyareti

Mesud Barzani’nin Ürdün ziyareti ve o ziyaretten sonra Suriye SMKY heyetinin Barzani’yi ziyaret etmesinin arkasında siyasi, askeri bir plan bulunuyor.

İki gün önce SMKY Başkanı, beraberindeki bir heyetle Hewlêr'i ziyaret etti, KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile görüştü. Ardından KDP’nin Başur Parlamentosu grubu ile bir araya geldi. Bu görüşmelerden sonra yaptıkları açıklamayla baklanın bir kısmını ağızlarından çıkardılar!

Suriye SMKY yani Müzakere Yüksek Komitesi Başkanı Nasır Heriri ve beraberindeki heyetin ziyaretinin, Mesud Barzani’nin Ürdün’ü ziyaretinden sonra olması dikkat çekici. Barzani, Arap Birliğinin Suudi Arabistan, Mısır, Fas, Tunus, Ürdün, Libya öncülüğünde yeniden toparlanmaya başladığı bir dönemde Ürdün’ü ziyaret etti. Suudi Arabistan başta olmak üzere Mısır, Fas, Libya gibi ülkelerin, RTE’nin Arap ülkelerine ilişkin ve özellikle de Suriye’ye yönelik izlediği politikalardan rahatsız olmaya başladığı bir dönem yaşanıyor.

"Türkiye Müslüman Kardeşler'i her koşulda desteklemeye devam ediyor" şeklinde suçlamaya başladığı bir dönemden geçiliyor. Libya’da çetelere Türkiye’den gemilerle silahların gönderildiği ve bu silahların yakalandığı bir dönem yaşanıyor. Fas'ın açıkça Türkiye’ye "elini içimden çek" diye açıklamaların yapıldığı bir süreç yaşanıyor. RTE ve AKP’nin Suriye’deki katliamları, çetelere verdiği destek açıkça DAİŞ ve Nusra başta olmak üzere cihatçı Ehrar Şam ve buna bağlı tüm grupları destekleyen yaklaşımları biliniyor. Mesud Barzani hiçbir resmi yetkisi ve sıfatı olmadan Ürdün’e yaptığı ziyaret oldukça düşündürücü. Zira 2014 yılında Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan bir toplantıdan sonra Irak ve Suriye’nin birçok yerinde DAİŞ harekete geçirildi. Acaba bu sefer Ürdün'de ne tür pazarlıklar yapıldı diye merak ediliyor. Alınan bilgiler, Ürdün'ün bu kez 2014’teki gibi yaklaşmadığı yönünde. Ürdün'ün, Türkiye ve RTE’nin Arap ülkelerine yönelik izlediği politikalardan rahatsız olan ülkelerin mesajını Barzani’ye ilettiği belirtiliyor. Barzani’ye, Türkiye’yi Suriye'den çıkaracakları, onun böyle bir süreçte yanında yer almaması gibi açık bir mesajın iletildiği sağlam kaynaklardan alınan bilgiler. Mesud Barzani ve KDP, Ürdün üzerinden Arap ülkelerinin kendilerine iletilen mesajlar doğrultusunda mı, yoksa RTE ile başta Kuzey Doğu Suriye olmak üzere Suriye’yi karıştırmak, işgal etmek, diğer Arap ülkelerini karıştırmak için izlediği politikaların yanında mı yer alacak, belli değil. O artık Mesud Barzani ve partisi KDP’ye kalmış bir şey. Mesud Barzani ve KDP’nin nasıl hareket edeceği de önümüzdeki günlerde belli olur.

RİTÜEL DEVAM EDİYOR...

Barzani’nin ziyaretinden hemen sonra SMYK Başkanı beraberinde bir heyetle Hewlêr’de önce Mesud Barzani’yi, ardından Başur Parlamentosu'ndaki KDP grubunu ziyaret etti. Bu heyetin hiçbir resmiyeti yok. Ama KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ve KDP Parlamento Grubu, onu resmi bir şekilde kabul ediyor. Buradan çıkan sonuç şu; heyet RTE ve AKP tarafından gönderildiği için içinde DAİŞ’li, Nusra’lı, El Kaide'li, Ehrar Şam’lı da olsa KDP nezdinde resmiyeti olur! Aslında bu heyetin de Başur’u ziyaret etmesi RTE’ tarafından 8 yıldır izlenen ve KDP’yi de stratejik ortağı yaptığı Suriye politikalarında ritüelin değişmeden sürdüğünü gösteriyor.

Ritüel şu, Suriye Ulusal Koalisyonu ve Suriye’de çeteler adına oluşturulan her kuruluşun SMYK’de olduğu gibi başkanlarının İstanbul’da seçileceği. İstanbul'da seçilen başkanların İstanbul’dan sonraki durağı şimdiye kadar hiç değişmeden Hewlêr ve Mesud Barzani ile görüşme olmuş.

Suriye Ulusal Koalisyonu ilk başkanı Burhan Ğelyum ve Abdulbasit Seyda'dan ele alıp gelelim, bunu görürüz. Başkan olarak her seçilen Hewlêr’i ziyaret ettikten sonra Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava’ya yönelik planlar devreye sokulmuştu. Abdulbasit Seyda’nın ziyaretinden sonra 2012 Ekim'de önce Efrîn’in Qestel Cindo köyüne yönelik saldırı oldu. Daha sonra Serekani saldırıları başladı. Abdulbasit Seyda’dan sonra başkan olan Maaz Hatip'in başkanlığı çok uzun sürmedi. Çünkü RTE ve AKP politikalarının tersinden, sorunun Suriye içinde ve Suriye dinamikleri ile çözülmesini istiyordu. Ayırca Rojava yönetimi ile Hewlêr'de görüşmek istedi. Rojava yönetimi Hewlêr değil, Qamişlo’da görüşelim diye mesaj gönderdi. Hatip olumlu yaklaştı, bir hafta geçmeden de görevden alındı. Ancak Hatip’in de SUK başkanı olunca ziyaret ettiği ilk yer Hewlêr ve Mesud Barzani oldu.

Hatip’ten sonra Cuburi Aşireti üyelerinden Ahmet Cerba göreve getirildi. Cerba da İstanbul’da seçildikten sonra ilk ziyaretini Hewlêr'e yaptı, Mesud Barzani ile görüştü. Cerba, Barzani ile ilişkilerinin stratejik olduğu açıklamasını da yapmıştı. Cerba’dan sonra göreve Şamlı ama bir Türk vatandaşı Müslüman Kardeşler Kadrosu Xalıt Hoca getirildi. Ondan sonra Enes Ebde. Kısacası göreve her gelenin ilk ziyareti şimdiye kadar bi ritüel gibi Başur yani Hewlêr’e olmuş. Bu durum, Barzani ve RTE arasında Kuzey Doğu Suriye ve Rojava’ya ilişkin ortak hareket etmenin devamını gösteriyor.

Bu tür ziyaretlerden sonra sürekli Kuzey Doğu Suriye ve Rojava'ya yönelik saldırılar olmuştu. RTE’nin kendi tabiri ile ‘Fırat’ın Doğusu’ diye tanımladığı toprakları tehdit etmesi, saldırı için hazırlık yaptıklarını açıkladığı bir dönemde bu ziyaretin olması, olası böyle bir saldırıda Barzani ve ona bağlı ENKS’li diye geçinen kesimlerin onlardan yana tavır almasını istemek olur. Kaldı ki İ. Biro, Fuat Aliko, A. Hekim Beşar ve ekibinin tüm saldırı planlarının içinde yer aldıklarını da gizlemeden açıklıyorlar. Efrîn işgal ve katliam saldırıları buna iyi örnektir.

Bu ziyaretten sonra Kuzey Doğu ve Suriye ile Rojava topraklarına bir saldırı olması beklenebilir. Ancak bu seferki saldırı askeri saldırı olmayabilir. Ancak askeri ve işgal saldırısının da her zaman ihtimal olduğunu bilmek gerekir. Bu sefer saldırı askeri, işgal ve katliam saldırısından önce De Mistura’dan sonra yeni göreve gelen Suriye özel temsilcisinin inisiyatifinde önümüzdeki dönemde yeni Cenevre ya da benzeri uluslararası platformlarda Suriye sorununa çözüm aranabilir. Bu tür platformlarda Barzani ve ona bağlı gibi görünse de Türk MİT’ine çalışan kişilerin onlarla hareket etmesinin icazeti alınmak isteniyor. Gerçi o kişiler zaten bu çetelerle birlikte hareket ediyor.

GÖRÜŞMENİN KDP AÇISINDAN ÖNEMİ

KDP ve Mesud Barzani’nin bu heyeti kabul etmesinin birçok nedeni var elbette. Heyeti RTE’nin kendisi gönderdiği için RTE ve Barzaniler arasındaki ilişkiler açısından bir önemi var. İkincisi ise Türkiye’de ve Başur’da MİT tarafından eğitilen ve Roj Peşmergesi denilen çetelere, Türkiye’nin saldırması durumunda rol verilmesi için yada ABD tarafından oluşturulması planlanan güvenlikli bölge için bir görüşme olduğu, görüşmeden sonra Nasır Heriri’nin yaptığı açıklamada dile getiriliyor. Heriri, Roj çeteleri için "Rojava’ya dönmeli, sınırda Türkiye’nin güvenlik kaygısını gidermesi için görev almalı" diyor.

GÖRÜŞMEDEKİ KİŞİLERİN ELİNDE KÜRT KANI VAR!

Barzani ve Barzani’den sonra KDP parlamento grubu tarafından kabul edilen bu çok önemli gibi görünen heyette kimlerin olduğuna da bakmak gerekir. Heyette yer alan ve başkanlık yapan Nasır Heriri'nin, DAİŞ ve Nusra’ya yakın biri olduğunu bilmeyen yok. Kaldı ki bu barbar grupları savunan çok sayıda açıklaması da mevcut.

Heyette yer alan bir diğer kişi ise Abdulcabbar Egêdi’dir. Egêdi, 2013 ve 14 yılında Halep’te Liva Tevhid’in sorumlusuydu. Liva Tevhid Suriye'deki gruplar içinde Türkiye’ye en fazla bağlı olanlardan biriydi. Marea’da kurulmuştu. Marea, Halep çevresinde Müslüman Kardeşler'in en önemli merkezlerinden biri olarak bilinir. Egêdi, Halep sorumluluğu sırasında 2013 yılında Antep'te 60 ÖSO komutanının da katıldığı ve MİT tarafından organize edilen bir toplantıda Halep ve çevresi ile Efrîn’de Kürtlerin katledilmesinin gerektiğini açıkça ifade ediyor. Bu açıklamalarından sonra Temmuz ayında Tel Aran ve Tel Hasıl’a saldırarak yüzlerce Kürdü katlediyor. Egêdi, elinde Kürt kanı olan biridir. Tüm pratiği DAİŞ ve Nusra’nın başarması için olmuştur. Barzani ile Egêdi’yi bir araya getiren nedir, diye sorulursa, Barzani, Tel Aran ve Tel Hasıl’da Egêdi tarafından yapılan katliamı katliam olarak görmedi. Bunun için açıklama da yapmıştı. Egêdi, RTE’nin favorisi olan çetelerden.

Bütün bunlar bir araya getirlidiğinde gerek Mesud Barzani’nin Ürdün ziyareti ve o ziyaretten sonra Suriye SMKY heyetinin Barzani’yi ziyaret etmesinin arkasında siyasi, askeri bir planın olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca bu trafikle Barzani ile RTE arasında Kuzey Doğu Suriye ve Rojava'ya yönelik planlarda hiçbir farkın olmadığı, tek amaçları olan devrimi ortadan kaldırmaktan vazgeçmedikleri, bu planların sonuna kadar devam ettireceklerini gösteriyor...