Ulusal birliği kim engelliyor?

KNK heyetinin görüşmelerine cevap vermeyen temel siyasi yapı KDP’dir. KDP’nin ulusal birlik çağrılarına cevap vermediği açıklandı. Şüphesiz KDP, bu cevapsızlığın, bu tutumsuz kalışın ulusal birliğin engeli olduğunu da biliyor.

Başta KNK olmak üzere tüm Kürdistan’da sanatçılar, aydınlar, kadınlar, gençler harekete geçti ve halkın yoğun talepleri doğrultusunda ulusal birlik çalışması yürütüyorlar. Böyle bir tempoda Kürt halkı olarak ulusal birliği yaratmaya en yakın dönemde olduğumuz dillendiriliyor. Ki bu, gerçek. Ancak gerçeğe en yakın olunan mesafede gerçeğin gerçek olamayışı da Kürdün asırlık direnişine rağmen verilen büyük bedellerde karşımızda duruyor.

Ulusal birlik neden gerçekleşmiyor?

Neden kimi siyasal yapılar ulusal birlik görüşmelerine cevap vermiyor?

Görüşmelere yanıt vermeyen siyasi güçler neyi bekliyor?  

Bir yandan Rojava Kürdistan’da ulusal birlik adımlarının olumlu sonuçlar yarattığı açıklamaları yapılıyor. Diğer yandan Bakur Kürdistan’da ulusal birlik çalışmaları yanyana gelmez kişileri-grupları yanyana getiriyor ve ortak tutuma çekiyor, dönüştürüyor. DBP bu konuda tutumunu ortaya koyuyor, Kürt halkına söz veriyor. KNK yeni yönetimi, tek hedef olarak önüne ulusal birliği koyarken tüm çalışmalarını ulusal birlik programı temelinde yürütüyor.

Hevgirtina Yekitiya Rewşenbiriye Kurdistan çatısı altında sanatçıların anlamlı çabası, özenle büyütülmesi gereken bir bebek gibidir henüz. Tabi bunun için, öncelikle sanatın devrim yapıcı gücüne inanmak ve o ruhla durmak, sanat icra etmek gerekir.

KNK heyetinin görüşmelerine cevap vermeyen temel siyasi yapı KDP’dir. KDP’nin ulusal birlik çağrılarına cevap vermediği açıklandı. Şüphesiz KDP, bu cevapsızlığın, bu tutumsuz kalışın ulusal birliğin engeli olduğunu da biliyor. Buna rağmen, belki de bunun için cevap vermiyor. KDP’nin yaklaşımı, ulusal birliğe ihtiyaç duymadığını gösteriyor. Cevaplandırılması gereken sorular zihnimizde sıralanıyor.

KDP, neden ulusal birlik çalışmalarına katılmıyor?

KDP neden ulusal birliğe ihtiyaç duymuyor?

KDP, ulus kavramını nasıl tanımlıyor?

KDP, Kürt ulusu tanımını nasıl ele alıyor?

KDP, kendisini Kürt ulusu tanımı içinde nereye koyuyor?

Şüphesiz tüm sosyal bilimci, araştırmacı ve siyasetçi Kürtlerin bu sorulara verdikleri cevaplar vardır. Ancak bu soruların esas muhatabı, KDP yetkilileridir.

Kendisini bir ulus devlet gibi yapılandırma istemi olduğu açıktır. Ne yazık ki, Kürt ulusal birliği gerçekleşmeden, ulus devlet yapılanmasının dahi mümkün olmadığı gerçeği ironik bir şekilde karşımızda durmaktadır. Böyle bir durumda, ulusal birlikten kaçarak ulus devletçi anlayışla kendini konumlandırma istem ve çabasının zararı kazancından fazla olacaktır. Çünkü uluslaşmayan toplumsal gerçekliklerin alt ulus olarak kısmi kurumlaşmayı hedefleyeceği, bu kurumlaşmaların da bugün Başur'da olduğu gibi yolsuzluk tartışmasından kurtulamayacağı, alt uluslaşmanın özünde sömürge olmak anlamına geldiği gerçeği Kürdistan tarihinden aşikardır.

KDP, Başûrê Kurdistan değerlerinin mevcut durumda ancak kendisine yettiğini ve bunu kimseyle paylaşmaya niyeti olmadığını mı düşünüyor? Ancak zihniyet böyle olursa mevcut değerlerin hem ona yetmeyeceği, hem de bu değerlerin sömürgeci işgalci devletler tarafından onlara da bırakılmayacağını bilmek için çok düşünmeye gerek yoktur. Zira, canları estiğinde tehditler hemen kapıda hazır olmaktadır. Ve gerçek şudur ki, ulusal birlik konusu maddi çıkarlardan öte bir konudur.

Faşist işgalci ve soykırımcı Türk devletinin her fırsatta Başur’da yaptıkları hatayı Rojava’da yapmayacaklarını dillendirmesi, bir sopa gibi Başur hükümetinin üzerinde sallanmaktadır. Türkiye’ye göre Başûrê Kurdistan bir hatadır. Bu hatayı telafi etmek, gidermek ve ortadan kaldırmak için soykırımcı Türk devletinin ele geçireceği en ufak bir fırsatı dahi boşa harcamayacağı bilinmelidir. Ve tabi ki faşist Türk devleti ulusal birliği engellemek için her türlü kozu kullanmaktadır.

Böyle bir atmosferde her durumda Başûrê Kurdistan halkının büyük zarar gördüğü açıktır. Bunu görmemek ve gidermemek, Kürt halkına eziyet etmektir. Eğer Başur halkı, Irak, Lübnan gibi serhildanlara kalkışmıyorsa, Kürtlerin bunca soykırımdan geçirildiği bir dönemde, tarihin hatırına bunu yapmadığını bilmek gerekir. Bir yandan da siyasi kesimlerden hiçbir beklentisi olmadığından sessiz kalmaktadır.

Başûre Kurdistan halkının yaşam imkanları gün geçtikçe zorlaştığından ve mesele ekonomik olmayı aştığından, giderek bir dejenerasyon yaşanmaktadır. Halk, böyle bir siyasal atmosfer içinde, Kürtlere dayatılan kültürel soykırımı derinden yaşamaktadır. Mevcut siyasal durum Kürt kültürünün 21. yüzyıl değerlerini yaşamasını engellemektedir. Halka, kapitalist moderniyete en geri halinden eklemlenmesi dayatılmaktadır. Bu durum kendi özünden giderek uzaklaşmayı derinleştirmektedir. Başûrê Kurdistan’da toplumsallığa büyük bir saldırı vardır ve Başur halkı artık salt diğer parçalardaki baskılara bakarak kendi durumuna razı olacak düzeyde değildir.

Kürt özgürlük mücadelesinin öncü kadrolarından Sozdar Avesta, bu konuda önemli bir noktaya dikkat çekti. “Yeni yüzyılı ancak ulusal birlik karşılayabilir” dedi. Doğrudur, başka yol yoktur. Sadece güç olmanın değil, varolmanın da başka yolu yoktur. Mevcut varoluşları varlık sanma yanılgısı ise büyük kaybetmenin ve bunun farkında olmayışın göstergesidir. Özünde bir gaflet durumudur. Gafletin nereye gittiğini Kürdistan özgürlük mücadelecileri iyi bilirler.

Sonuç olarak şu söylenebilir. Muslukların kapatılmasından korkmamak lazım. Çünkü tehdit edenlerden çok önce muslukları kıranlar zaten vardır. Çünkü kani’nin başı Kürdistan’dır.