'İskandinavya hükümetleri ve CPT harekete geçmeli'

Stockholm'de 5 gün açlık grevi yapan Norveçli aktivist Tord Viktor Joensen, Leyla Güven'in 7 Kasım 2018 günü başlattığı ve binlerce tutsağın katılımıyla kitleselleşen açlık grevlerine karşı dış dünyanın ilgisiz kalmasını eleştirdi.

Norveç ve İskandinavya hükümetleri ve CPT'ye açlık grevleri karşısında suskunluklarını bozmaları ve tecridin kaldırılması için girişimde bulunmaları çağrısı yaptı.

İnsanların başkaları acı çekerken sessiz kalmamaları gerektiğini söyleyen Norveçli Şair Arnulf Överland'ın İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Nazizm’in gerçekleştirdiği katliamlar ve insan hakları ihlallerine karşı çıkan tutumunu örnek olarak gösterdi. Överland Nazilerin Norveç'i işgal etmesinden sonra tutuklanarak toplama kampına gönderilmişti.

“Norveçli Şair Arnulf Överland başkaları acı çekerken tepkini göster diyordu. İnsanlara uyumayın, yapılan haksızlıkları görmezden gelmeyin diyordu. Başkasının gördüğü zulme bir insan olarak tepkini göster diyordu” diyen Joensen, dış dünyanın binlerce tutsağın sürdürdüğü ve ölüm sınırında bulunan açlık grevcilerini görmezden gelmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

BARIŞA GİDEN YOLUN AÇILMASI İÇİN TECRİT KALDIRILMALI

Öcalan'ın felsefe ve ideolojisinin demokratik ve adil bir toplumun yaratılması, değişik etnik köken ve inançtan hakların bir arada barış içinde yaşamalarını öngördüğünü söyleyen Joensen, “Barış ve demokrasiye giden yolun açılması için öncelikle Öcalan'a yönelik tecrit kaldırılmalı” dedi.

Adaletsizliklere karşı mücadele eden Kürt halkının kendi hakları ve gerçek bir demokrasi için mücadele ettiğini söyleyen Joensen, “Kürt halkının tüm diğer halklar gibi dili ve kültürünü koruma ve geliştirme hakkı var” dedi.

Joensen, Kürt Özgürlük Hareketi’nin on yıllardan beri sosyal ve etnik eşitliğin sağlanması için mücadele etmesini önemli ve anlamlı bulduğunu belirtti. Savaşın kasıp kavurduğu Suriye'de Kürtlerin bölgeyi yeşillendirmek için fide diktiklerine ve çevrenin korunması bilinciyle Rojava'daki sistemi yapılandırdıklarına dikkat çekti.

Savaşın büyük yıkımlara yol açtığı Suriye'de Kürtlerin çevre bilinciyle hareket ederek ekolojik tarım yaptıklarını, adil ve tüm halkların bir arada yaşadıkları bir sistem kurmayı başardıklarını hatırlatan Joensen, Kürtlerin bu sistemi Abdullah Öcalan'ın felsefe ve paradigmasından etkilenerek yaptıklarını söyledi.

NORVEÇ EKONOMİSİ SİLAH SANAYİNE BAĞIMLI

Joensen, Norveç ekonomisinin önemli ölçüde silah sanayine bağımlı olduğunu, 5 milyon nüfuslu Norveç'in dünyada en fazla silah satan ülkeler sıralamasında 5. sırada olduğuna dikkat çektikten sonra ülkesinin silah satış politikasına şu eleştirileri yöneltti.

"Norveç'in güçlü ekonomiye sahip olmasının önemli bir nedeni silah satışlarıdır. Satılan silahlar dünyanın pek çok ülkesinde yıkım ve yoksulluğa yol açıyor. Bu sayede Norveç para kazanıyor. Başka insanların ölüm ve yıkımları üzerinde refah toplumu inşa ediliyor. Ülkemizde halkımızın elde ettiği refah bu silah satışları sayesindedir. Biz ülkemizin başka ülkelerdeki insanların öldürülmesi karşılığında bizlere refah vermesine karşı çıkmalıyız. Halka olanları anlatmalı ve bilinçlendirmeliyiz. Norveç halkının uyanması ve Norveç hükümeti ve politikacılara baskı uygulaması gerekiyor.”

TÜRKİYE'YE SATILAN NORVEÇ SİLAHLARI DAİŞ'IN ELİNE GEÇİYOR

Norveç yasalarının savaş halindeki ülkelere silah satışlarını yasakladığı halde hükümetin yasalara aykırı olarak silah satmayı sürdürmesine tepki gösteren Joensen, “Ama buna rağmen Norveç ve diğer NATO ülkeleri Türkiye'ye silah satıyor. Politikacılar çıkarları olduğu için buna ses çıkarmıyor” dedi.

Norveç'in silah satışlarının medya ve kamuoyunun gündemine gelmediğini ve medyanın silah satışları yerine magazin haberlere yer vermeyi yeğlediğini söyleyen Joensen şunları belirtti: “Biz Norveç'in Türkiye'ye sattığı silahların DAİŞ'in eline geçtiğini ve Kürtlere karşı kullanıldığını öğrendik. Ama bu konular parlamento ve medyada hiç ele alınmıyor.” Joensen, medya ve politikacıların gerçekleri gizlemelerine tepki gösterdi.

Joensen, Norveç'in her yıl Nobel Barış Ödülü verirken aynı zamanda silah satarak ölüm ve yıkımlara yol açmasını nasıl karşıladığı sorusunu şöyle yanıtladı.

"Bu oldukça saçma. Barış ödülü veren bir ülkenin savaşlardan çıkarı var. Alfred Nobel Norveç'in Barış ödüllerini vermesini istediğinde Norveç parlamentosu olan ama bağımlı bir ülkeydi. Dünya siyasetinde bir rolü ve söz hakkı yoktu. Emperyalist ülkelerden çok farklıydı. Ama bugün Norveç silah üreten bir ülke haline geldi. O zaman ki Norveç'le bugünkü Norveç arasında çok büyük farklar var.”

ERDOĞAN ROJAVA'DAN KORKUYOR

Erdoğan'ın bir diktatör olduğu için Kürt Halkının mücadelesi ve Rojava'daki özerk sistemden korktuğunu söyleyen Joensen, “Değişik inanç ve etnik kökenden insanların Rojava'da bir arada yaşamaları ve bundan Kuzey Kürdistan'da yaşayan halkın etkilenmesi onu korkutuyor. Çünkü Türkiye'de demokrasi ve insan hakları yok. Kendisinin her şeye karar verdiği bir diktatörlük kurmuş. İnsanları ırk, milliyet ve inançlarından dolayı ayrıştırıyor, kutuplaştırıyor. Her konuşmasında nefreti pompalıyor. Halkın Rojava'daki demokratik ve eşitlikçi sistemi görmesini istemiyor. Rojava'ya yönelik saldırganlığın arkasında korku var.”