İsveç Parlamentosu'nda İran'daki idamlar tartışıldı

İsveç Parlamentosu'nda, idam edilme riskiyle karşı karşıya bulunan İsveç vatandaşı Ahmet Rıza Celali ve insan hakları aktivisti Ramin Hossein Panahi'nin durumlarını gündeme getirmesiyle İran'daki idamlar parlamentoda ele alınarak tartışıldı.

İsveç Sol Parti Milletvekili  Amineh Kakabaveh, önergesinde İsveç'in idam cezası alan Celali'nin serbest bırakılması ve Panahi'nin idam cezasının durdurulması için girişimde bulunmasını talep etmişti. Ayrıca, İran'da gerçekleşen kadın ve işçi hakları ihlallerine karşı Dışişleri Bakanı Margot Wallström'ün girişimde bulunmasını istemişti.

Parlamentonun önergeyi ele aldığı oturumunda bir konuşma yapan Kakabaveh, İran rejiminin ağır insan ve kadın haklarını gerçekleştirdiğini, Kürtler ve azınlıkların haklarını tanımadığını belirterek “Tüm muhaliflere ve en azından kadınlar 40 yıldan bu yana cinsel aparheid altında bulunuyor. Ama tüm bunlara rağmen haklarını almak için, zorla başörtüsü uygulamasına ve ahlak polislerine karşı mücadele ediyorlar” dedi.

Uluslararası Af Örgütü'nün yayınladığı raporlarından alıntılar yaparak 2017 yılı içinde İran'ın 507 kişiyi idam ettiğini hatırlatan Kakabaveh, idam edilenler arasında çocukların ve suçsuz insanların olduğuna dikkat çekti.

İDAMLAR İÇİN İRAN'A ÜLTÜMATOM VERMELİYİZ

Kakabaveh, İsveç ve İran arasında ticari ilişkiler gerçekleşirken hükümetin İran rejiminden somut taleplerde bulunması gerektiğini belirterek “Ahmet Rıza Celali İsveç vatandaşı. Dışişleri Bakanının Celali'nin idamının durdurulması için her şeyi yaptığını biliyorum. Ama yeterli değil. Hapishanede idam edilmeden önce ölmesini istemiyoruz. Her halükarda İran'a ültümatom vermeliyiz. Eğer ticaret anlaşmasının yürürlükte kalmalarını istiyorlarsa hiç bir koşul öne sürmeden Celali'yi serbest bırakmalılar” dedi.

Kürt aktivist Ramin Hossein Panahi'nin idam edilme riskiyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Kakabaveh, “Genç bir insan temelsiz suçlamalarla idama mahkum edildi. Her an idam edilmeyi bekliyor. Kızkardeşi idam cezasını protesto etmek için kendisini yaktı. Annesi eğer Ramin idam edilirse kendisini cezaevi önünde yakacağını açıkladı. Bunun için İsveç'in sesini yükseltmesinin önemli olduğunu söylüyorum. Bizim Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler içinde genel olarak idamlara karşı tutum almamız önemli ama bu kişilerin idamlarına karşı da tutum almalıyız” şeklinde konuştu.

Wallström ise, İsveç'in idam cezasına karşı tutumunun oldukça açık olduğunu belirterek “İdam cezası insanlık dışı, vahşi ve insan haklarını ihlal eden telafisi mümkün olmayan bir cezadır. Ölüm cezasının her biçimini kınıyoruz” dedi.

İNFAZLARIN DURDURULMASINI TALEP ETTİK

Bundan bir süre önce İran Yüksek Mahkemesi'nin Celali'ye verilen ölüm cezasını onayladığı bilgisinin kendilerine ulaştığını söyleyen Wallström, kendisi ve müsteşarının konuyu İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ile bir kaç kez konuştuklarını ve İran'daki İsveç Büyükelçiliği'nin cezaevinde tutulan Celali ile görüşmek için girişimde bulunduğunu söyledi.

Wallström, idam edilme riski olan Ramin Hossein Panahi'nin durumunu Tahran'daki İsveç yetkililerinin yakından izlediğini, konuyu Avrupa Birliği toplantılarında ele aldıklarını ve idam cezasının durdurulmasını talep ettiklerini de belirtti.

SORUNLARIN DİYALOGLA ÇÖZÜLMESİNDEN YANAYIZ

İran'da gerçekleşen insan, kadın ve işçi hakları ihlallerinin oldukça kaygı verici bulmakla birlikte sorunların diyalog ile çözülmesinden yana olduklarını belirten Wallström, “Eğer İranlı yetkililerle diyaloğumuz sınırlanırsa insan hakları ve özel kişilerin durumlarını gündeme getirmemiz güçleşir. Bundan dolayı ABD'nin nükleer anlaşma konusundaki tutumu oldukça talihsiz. İsveç ve Avrupa Birliği için daha önce yapılan anlaşma İran'la diyalogun derinleşmesini beraberinde getirir” dedi.

İŞÇİ VE KADIN HAKLARINI GÜNDEME GETİRDİK

Wallström, konuşmasında işçi ve kadınların durumlarının iyileştirilmesi için girişimde bulunduklarına da dikkat çekti.

İşçilerin sendikalarda örgütlenme haklarının son derecede sınırlı olduğunu ve bağımsız sendikaların çalışmalarına izin verilmediğini belirten Wallström, “Çok sayıda sendikal aktivist cezaevlerinde. Bu yılın Şubat ayında başbakan, İran gezisinde bu konuyu gündeme getirdi. Bu toplantıda İsveç'ten IF Metall Federasyonu'nun yetkilileri de vardı. Önemli bir tartışma oldu” şeklinde konuştu.

Bu yılın Nisan ayında da kadın haklarından sorumlu İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile yaptığı görüşmede kadınlar üzerindeki baskıları gündeme getirdiklerini söyleyen Wallström, “İran'da kadınları iş piyasası ve toplum yaşamına katılmaları için açık bir rol oynayabileceğimize inanıyorum” dedikten sonra 2017 yılında iki ülke arasında imzalanan ve kadınların toplumdaki konumların güçlendirilmesini öngören anlaşmaya işaret etti.