Açlık grevindeki Sarıkaya: Mücadelede şafak vakti yaşanıyor

Kürtlerin oldukça önemli bir süreçten geçtiğini söyleyen Strasbourg’daki açlık grevcilerinden Mustafa Sarıkaya, büyük imha saldırılarının uç noktasına vardığı anın ‘tam da şafak vakti’ olduğunu belirtti.

Sarıkaya, “Belki karanlık tam yoğunlaşmış anını yaşıyor ama aydınlığın da çok yakın olduğu bir dönem” diye konuştu.

Fransa’nın Strasbourg şehrinde 17 Aralık’ta başlatılan ve 15 kişinin yer aldığı süresiz-açlık grevine katılan Kürt siyasetçi Mustafa Sarıkaya, eylemleşme kararlılığına gittikleri süreci değerlendirdi.

‘HEM BAŞARI HEM DE BÜYÜK RİSKLERLE KARŞI KARŞIYA OLMA DURUMU VAR’

Ortadoğu’nun büyük bir savaş alanı haline geldiğini söyleyen Sarıkaya, “Kürtlerin hem başarma hem de büyük risklerle karşı karşıya olma durumu var. Elbette Önder Apo’nun ve Özgürlük Hareketi’nin ortaya çıkarmış olduğu özgürleşme damarı da kendini bu süreçte sonuca götürmek istiyor. Önderliği özgürleşmiş, statüye kavuşmuş Kürdistanla bir final yaşamak istiyor” dedi.

Özgürlük arayışını statüye kavuşturma çabalarına karşın düşmanın ciddi saldırıları olduğuna değinen Sarıkaya, Kürtlerin ise her alanda özgür Önderlikle amaca ulaşma şiyarı olduğunu vurguladı.

‘ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ VE KÜRDİSTAN’IN STATÜSÜ İÇİÇE GEÇMİŞ DURUMDA’

Devam süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerinin bu şiyarın bir parçası olduğuna işaret eden Mustafa Sarıkaya, eylemlerin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yoğun saldırının olduğu bir dönemde gerçekleştiğini hatırlattı. Tecritin sıkılaştırıldığı, Öcalan’ın yaşamı ve sağlığı hakkında hiçbir bilginin alınamadığı bir dönem yaşandığını söyleyen Sarıkaya, “Bu da ayrı bir endişe yaratıyor. Hepimizde bu var. Çünkü Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürdistan’ın statüsü içiçe geçmiş bir durumda. Bu da İmralı’yı saldırının merkezi haline getirdi” diye ekledi.

Eylemciler olarak Öcalan’ın özgürlüğünün halkın özgürlüğü anlamına geldiğinin doğru bir tespit olduğunu söyleyen Sarıkaya, “İmralı duvarlarını tümüyle yıkmak; ama öncelikle tecrit duvarlarını aşmak ve yıkmak mücadelenin önemli bir durağı haline geldi. Bu önemli önemli bir mücadele haline geldi” diye konuştu.

“SALDIRILARI BOŞA ÇIKARMAK YETMEZ; KIRMAK GEREKİYOR”

Cezaevleri başta olmak üzere açlık grevlerine ek olarak Kürtlerin olduğu her alanda büyük bir direnişin olduğunu dile getiren Sarıkaya, herkesin buna dahil olması gerektiğinin altını çizdi. Bu eylem biçimlerinin artık sahaya yansıması gereğine değinen Sarıkaya, “Yani faşist-sömürgeci Türk devletinin sadece saldırılarını boşa çıkarmak demiyorum, artık kırmak ve başarısız kırıp sonuca gitmek gerekiyor” tespitini yaptı.

‘ŞAFAK VAKTİNİ YAŞIYORUZ’

Yaşanan süreç ve mücadelenin gelip dayandığı sınırın bir gerçeği ortaya çıkardığını söyleyen Mustafa Sarıkaya, “Bir anlamda ‘son muharebe’ anını yaşıyoruz. Bu açıdan çok sert ve korkular ve de kaygılar çok büyük. Dolayısıyla şöyle diğer bir uç da ortaya çıkıyor: Siz eğer bu saldırı hamlesini kırarsanız artık başarı kesindir. Böylesi bir anda bulunuyoruz. Yani klasik bir deyimdir ama bir anlamda ‘tam da şafak vaktini’ yaşıyoruz. Belki karanlık tam yoğunlaşmış anını yaşıyor ama aydınlığın da çok yakın olduğu bir dönem” diye konuştu.

Sarıkaya, askeri, siyasal ve sosyal olarak saldırıların en yoğun olduğu bu sürecin Kürtler açısından başarıya da en yakın olan dönem olduğunu bir kez daha vurguladı.

‘HER YERİN BİR DİRENİŞ OLMASI GEREKİYOR’

Halkın imha saldırılarının olduğu bu süreçte yapması gereken tek şeyin ‘direnmek’ olduğunu söyleyen Sarıkaya, halkın en fedakar evlatlarının ‘tereddütsüz’ bu direnişi sürdürdüğünü vurguladı. Sarıkaya, “Geriye ne kalıyor? Kentte köyde, her yerde toplumsal bir direniş ile bu aşınılabilinir. Dolayısıyla her sokağın ve alanın bir direniş alanı haline gelmesi gerekiyor” dedi.

‘DÜĞÜMÜ ÇÖZECEKSE KUZEY ÇÖZECEK’

Kürt Halk Önderi’nin mücadeleye başladığı ilk yıllarda dahi büyük parça olması nedeniyle öncelikle Kuzey Kürdistan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiği görüşünü hatırlatan Sarıkaya, Türk devletinin sömürgeci-faşist karakterinin de dikkate aldığını kaydetti. Öcalan’ın Kuzey’in Kürt özgürleşmesinde belirleyici rolü olduğuna işaret eden Sarıkaya, şöyle dedi: “Dolayısıyla düğümü çözecekse, Kuzey çözecek.”

Sarıkaya, Kürdistan’ın farklı bir devrimci kültüre sahip olan en tecrübeli parçasının Kuzey Kürdistan olduğunu söylerken, diğer parçalarda edinilen kazanımlara katkısına dikkat çekti.

Sarıkaya, başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm kesimlerin her türlü mücadele alanını kullanarak başarıya gidilebileceğini de vurguladı.