AP konferansı: Kürtler tek alternatifi sunuyor!

Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Kürt konferansında Perşembe günü öğleden sonra “Ortadoğu’da perspektifler ve çözümler” üzerine sunumlar yapıldı.

Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen 15’inci Kürt konferansında, Çarşamba gününden bu yana dört panel yapıldı. Türkiye’deki insan hakları durumu, Öcalan üzerindeki tecrit, Kürtlerle uluslararası dayanışmanın önemi, Ortadoğu’daki krizler ve Kürt eksenli çözümler panellerin temel konuları oldu.

İkinci günün öğleden sonraki ikinci panelinde önceki panellerin aksine, umut içerikli sunumlar yapıldı. Rojava deneyimi, Maxmur’daki demokratik özerklik modeli, Kuzey Suriye’nin yeniden inşası, PKK’nin AB’nin terörist örgütler listesinden çıkarılması ve demokratik uluslararası bir ittifaka duyulan ihtiyaç üzerinde duruldu.

ALMAN TARİHÇİ: ROJAVA DEMOKRATİK BİR DEVRİM

Almanya’dan tarihçi Michael Knapp’ın yerine konferansa katılan Anselm Schindler, öncelikle Türkiye’nin hangi koşullarda kurulduğunu anlatarak, ırkçı ve milliyetçi bir oluşum olduğunu kaydetti.

“Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu: Ortadoğu’da demokratik bir fikir” başlığında sunumunu yapan Schindler, ulus-devlet fikrinin etnik ve dini kimliklerle uyumlu olmadığını belirtti. Tarihçi, daha sonra Rojava’daki deneyimden bahsetti. Devrimin başında PYD’nin yer aldığını belirten Alman tarihçi, şimdi kurulan sistemin demokratik konfederal bir sistem olduğunu kaydetti.

Schindler, “Bu sistem gördüğümüz diğer devrimlerin ardından elde edilen sistemlere benziyor. 1960’lı yıllarda Avrupa’da yaşanan devrimlerle de kıyaslanabilir” dedikten sonra, komünleri anlattı. “Bu demokratik bir devrimdi ve hayatın her alanını daha demokratik hale getirmeyi amaçlıyordu” diyen Schindler, “Hayatın her alanında barışçıl komiteler oluştu. Üretim araçlarının insanların elinde olduğu bir sistem bu” ifadelerini kullandı.

Ulus devletlerin ise kültürel değerleri gözardı eden ve sorunları çözen bir sistem olmadığını söyleyen Schindler, ama Kuzey Suriye Federasyonun farklı kimliklerden ortaya çıktığını ancak şimdi Erdoğan rejiminin ciddi bir saldırı altında olduğunu kaydetti.

MAXMUR’DAN GENÇ SESLER

Konferansın organizatörlerinden EUTCC Başkanı, Bergen Üniversitesi’nden Kariane Westrheim, “Maxmur’dan genç sesler: Mevcut demokratik bir otonomide eğitim tecrübesi” başlığı altında değerlendirmelerde bulundu.

Yakın zamanda Maxmur’da 16-20 yaşlarındaki gençlerle eğitimi konuştuğunu ve bir rapor hazırladığını söyleyen Westrheim, “Onlara elimizden geldiğince yardımcı olmalıyız. Gençler Kürt halkı adına gerçekten çok iddialılar. Geleceğe yönelik umutları son derece umut verici” dedi.

Maxmurluların 1990’lı yıllarından başından yana zor koşullar içinde yaşadıklarını hatırlatan Westrheim, “12 bin birey birlikte el ele tutuşarak bir kent kurmuşlar. Bu kolektiflik bir çok kitaba konu oldu” dedi. Westrheim, demokratik konfederalizmin ilk nüvelerinin Öcalan’ın fikirleri doğrultusunda Maxmur’da kurulduğunu anlattı.

Westrheim “Ortadoğu’da görülmedik türden ilerlemeler kaydedildi. Artık Maxmur’daki bu oluşum bir proje olmaktan çıktı ve yanaşılır demokrasinin örneklerinden biri oldu” şeklinde konuştu. “Maxmur’da eğitim tolumu değiştirebiliyor, devrimci değişimler de yaşanabiliyor” diyen Westrheim, bu gelişmelerin ana aktörünün ise PKK olduğunu kaydetti.

JACOB: ORTOĞU’DA ÖZGÜRLÜK AÇLIĞI VAR

“Yok olma ve siyasi kader tayini: Ortadoğu’da etnik ve dini azınlıklar” başlıklı sunum yapan Doğu Hristiyanları Merkezi Konseyi’den Simon Jacob (Almanya), ilkin azınlıklara ilişkin hazırladığı kısa bir filmi gösterdi. Kendisinin de Ortadoğu’da sekiz yıl savaş yaşadığını belirten Jacob, Ortadoğu ülkelerinde bir özgürlük açlığı olduğunun altını çizdi.

SPYER: KUZEY SURİYE’DE İSTİKRAR BATI ÇIKARLARI AÇISINDAN DA ÖNEMLİ

Kobanê’deki yıkım ardından Rojava’nın yeniden inşası ve Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’nun tanınmasında uluslararası sorumluluğa ilişkin konuşan İsrailli Rubin Center Müdürü Jonathan Spyer, Rakka başta olmak üzere yıkımın yaşandığı kentlerde yeniden inşaya duyulan ihtiyaca dikkat çekti. Spyer, bölgesel güçlerin Suriye’deki tahripkar çabalarına işaret ederek, ABD ve AB’nin Kuzey Suriye Federasyonu’nu desteklemesi gerektiğini kaydetti. Spyer, “Kuzey Suriye’de Mevcut durumun pekiştirilmesi, Batı çıkarları açısından da önemli” dedi.

VERGIAT: PKK LİSTEDEN ÇIKARILMALI

“Kürt sorunu ve Avrupa Birliği: PKK’nin terörist örgütler listesinden çıkarılması” başlığı altında konuşan Fransa’dan Avrupa parlamenteri Marie-Christine Vergiat, “Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkiler her zaman durgun akar bir nehir olmadı ve Kürtler bunun ağır bedelini ödedi” dedi.

Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinden de bahseden Vergiat, 2005’ten bu yana bir ilerleme yaşanmadığını kaydetti. Vergiat, “Recep Tayyip Erdoğan, (AB üyeliğine) ‘hayır’ diyenlerin eline bütün kozları veriyor” diye konuştu. Adalet Divanı’nın PKK’ye ilişkin verdiği karar ve AİHM’in HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi yönünde verdiği kararları hatırlatarak, AİHM kararı ardından Demirtaş dosyasının hızlandırılarak mahkumiyetinin kesinleştirildiğini belirtti.

Vergia, “Avrupa Konseyi’ndeki tepkileri merak ediyorum. Türkiye kurucu üye ve AİHM’in kararını geri çeviriyor” diye ekledi. Adalet Divanı’nın karına rağmen PKK’nin listede kalmaya devam ettiğine de dikkat çeken Vergiat, Bu listeden bir çok örgütün çıkarıldığını da hatırlattıktan sonra bir çifte standardın olduğunu söyledi. Vergiat, “Devletler mantıklı olurlarsa PKK’yi listeden çıkarır ve bu güçlü bir barış sinyali olur. Suriye’deki Kürtler açısından da önemli bir sinyal olur” dedi.

KOÇ: AYDAR’IN AP’YE ALINMAMASI KABUL EDİLEMEZ

KNK Eş Başkanı Nilüfer Koç, “Ortadoğu: Küresel sorunların küresel çözümlere ihtiyacı var-Demokratik uluslararası bir ittifaka duyulan ihtiyaç” başlığı altında sunumunu yaptı.

Koç, KNK sorumlularından Zübeyir Aydar’ın konferansa katılımının engellenmesi nedeniyle AP’nin tutumuna tepki gösterdi.

Konferansın konuşmacıları arasında yer alan Aydar, Avrupa Parlamentosu önünden geri çevrilmişti. Bunun üzerine Aydar’ın konuşması yazılı olarak sunuldu ve okundu. Bu konuşma ayakta alkışlandı.

“Bu yapılmış olanı kabul etmemiz mümkün değil” diyen Koç, konferanstaki parlamenterlerden bu konuda net bir tutum almalarını istedi.

Vergiat, konuşmasının sonunda Aydar’ın neden alınmadığını yetkili kişilere soracağını belirtmişti.

TEK ÇÖZÜM ALTERNATİFİNİ SUNUYORUZ

Daha sonra sunumuna dönen Koç, bölgede devletlerin çözüm ve barış istemediğini, halkların talebinin barış olduğunu söyledi. Kuzey Suriye’deki çözüm modelinin Araplar, Süryaninler, Türkmenler ve diğer halkların olumlu karşıladığını belirten Koç, uluslararası demokratik bir ittifaka ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Koç , “Tek alternatifi sunuyoruz. Halklar doğrudan sahada barışı kurabilirler, aksi halde kan dökülür. Demokratik bir konfederasyona doğru yol almak mümkün” şeklinde konuştu.

Koç, “Bu sadece Kürtleri ilgilendiren bir yanıt değil, bölge için tek alternatif” diye vurguladı. Bu alternatifin tüm bölge halkları tarafından benimsendiğini söyleyen Koç, “Kürtlerle dayanışma demek, demokratik bir projeyle dayanışmak demektir. Baskılar artacak, bunun bilincindeyiz (...) Avrupa Birliği neden yana tavrını koyacak? Gerçekten demokratik bir yapılanma istiyor mu? Demokratikleşmeye katılanlar saldırıya uğruyor aslında” şeklinde konuştu.

ABD’nin üç PKK yöneticisinin başına ödül koymakla, PKK’ye İran’la savaşmayı dayattığını belirten Koç, bir çok yıkım getirecek bir yeni savaşın çıkarılabileceği uyarısında bulundu.