De Mistura giderayak Anayasa Komitesi çabasında

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, İran, Türkiye ve Rusya dışişleri bakanları ile Anayasa Komitesinin kurulması amacıyla BM Cenevre Bürosunda buluştu.

Başarısız Cenevre görüşmelerinin yöneticisi, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Astana toplantılarının garantör ülkelerinden Rusya, Türkiye ve İran Dışişleri Bakanları ile BM Cenevre Bürosunda bir araya geldi. 

De Mistura ve beraberindeki heyetin başkanlık ettiği toplantıya, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Cavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve beraberlerindeki heyet katılıyor.

SON TOPLANTISI

Daha önce Kasım 2018 ayı sonunda görevinden ayrılacağını duyuran De Mistura’nın Suriye konulu son toplantısı olduğu iddia ediliyor. Aynı zamanda De Mistura’nın bugüne kadarki başarısızlığını gizlemek amacıyla ayrılmadan önce en azından Anayasa Komitesi’ni kurup öyle ayrılmak istediği belirtiliyor.

Daha önce yapılan açıklamalarda Anayasa Komitesi’nin 150 kişiden oluşacağı; bunun 50’sinin rejim, 50’sinin muhalefet, geriye kalan 50’sinin ise De Mistura tarafından Suriyeli aydın, yazar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri arasından seçileceği ifade edilmişti. De Mistura, ayrıca oluşturulmak istenen komitenin yarısının kadınlardan oluşturulması gerektiğini dile getirmişti. 

Toplantının ardından Mistura’nın, üzerinde anlaşılması durumunda oluşturulacak Anayasa Komitesi’ni açıklaması bekleniyor. 

Ayrıca, De Mistura oluşturulacak Anayasa Komitesi için İran, Türkiye ve Rusya’nın yanı sıra başta ABD, Fransa, İngiltere olmak üzere birçok Avrupalı yöneticiyle bir araya geldiği ve bu konuda görüşler aldığı biliniyor. 

TÜRK DEVLETİNİN SALDIRILARINI HİÇ GÖRMEDİ

Öte yandan, Cenevre’deki toplantının Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik tehditlerinin olduğu bir dönemde gerçekleşmesi dikkat çekiyor. Bugüne kadar Suriye’nin birçok yerinde yaşanan çatışmalara dönük açıklamalarda bulunan De Mistura, söz konusu Türk devletinin Rojava ve Kürtlere yönelik saldırıları olduğunda ise her defasında resmi bir açıklama yapmaktan kaçınmıştı.