‘Erdoğan Not Welcome’ yürüyüşlerine kitlesel katılım çağrısı

ADEF, ATİK, Yeni Kadın ve YDG, Berlin ve Köln’de yapılacak “Erdoğan Not Welcome” eylemlerine katılım çağrısında bulundu.

Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ile Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfedarasyonu (ATİK), Yeni Kadın ve Yeni Demokratik Gençlik (YDG), Türk Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretini protesto etmek amacıyla Berlin ve Köln’de düzenlenecek eylemlere katılım çağrısı yaptı.

‘FAŞİST DİKTATÖR ERDOĞANI ALMANYA'DA VE HİÇBİR YERDE İSTEMİYORUZ’

ADEF açıklamasında şunları belirtti: “1937-38 Dersim Soykırımı, 1925 Şark Islahat Kanunu ve 1934 İskan Kanunları bugün güncellenerek Kürdistan ve Dersim coğrafyasında acımasız ve vahşi bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Köyler boşaltılıyor, yangınlarla doğa ve canlılar katlediliyor ve tam da böylesi bir süreçte tüm bu uygulamaların baş mimarı Diktatör Erdoğan Almanya ziyareti gerçekleştiriyor.

Alman devletine, resmi davetli olarak gelmesini istemeyen yerli ve yabancı göçmen emekçiler, her ulus ve inançtan Türkiyeli ve Kürdistanlı halklarımız ve biz Dersimliler, Erdoğan’ın Türkiye/Kuzey Kürdistan ve Ortadoğu halklarına ve biz Dersimlilere karşı işlediği suçlardan ötürü, Alman tekelci burjuvazisinin iktidardaki hükümetinin Erdoğan’la olan suç ortaklığını protesto etmek için ‘Erdoğan Not Welcome Platformu’nun protesto etkinliklerinde ADEF olarak halklarımıza karşı olan sorumluluğumuzdan ötürü yer aldık. Bu nedenle bütün Dersimlileri, Alevi Kızılbaşları Berlin ve Köln’de yapılacak olan merkezi mitinglere güçlü katılım yapmaya çağırıyoruz.

Coğrafyamızı kutsal mekanlarımızı yakıp-yıkan Diktatör Erdoğan’ın Halklarımıza ve Dersime karşı uygulamalarına, orman yangınlarına, güncellenerek devam eden her türlü Soykırımlara karşı ses olmak için Berlin ve Köln’e akalım. Bütün canlar tek yürek tek ses olarak faşizme geçit yok sloganları ile yürüyelim.

Ayrıca, konunun burada sadece Erdoğan olmadığını da bilince çıkartalım. Onun tüm insanlık dışı uygulamalarını, neo-liberal sömürü ve talan politikalarını destekleyen, daha da önemlisi teşvik eden emperyalist efendilerinden kaynaklanan bir mesele olduğunun da altını önemle çizelim.

Alman hükümetinin böylesi bir kan emiciye kucak açması, Nazi geçmişinden dersler çıkarttığı söyleminin yalan olduğunu göstermekte, hatta ve hatta bu geçmişi hortlatmak arzusunda olduğunun bariz bir göstergesi olmaktadır.

Berlin yürüyüşünü yasaklayıp, Erdoğan faşistine rahat nefes aldırma politikaları, Alman tekelci burjuvazisinin ve onun hükümetinin faşizme olan hayranlığını ve pervasızlığını açık bir şekilde göstermektedir.

Alman, Kürdistanlı ve Türkiyeli yüzün üzerinde kurum olarak “Erdoğan not welcome” sloganıyla oluşturduğumuz platform bileşenleri 28-29 Eylül’de demokrasi düşmanı diktatör Erdoğan’ı yapılacak olan merkezi yürüyüş ve mitinglerle protesto ederek tepkimizi haykıracağız.

‘Erdoğan not welcome’ platformunun bir bileşeni olan Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) olarak, Bütün Dersimlileri ve Alevi Kızılbaş Canları Berlin ve Köln mitinglerine tek yürek, tek ses olarak akmaya, katılmaya çağırıyoruz.”

‘MİLYONLAR ERDOĞAN’IN GELMESİNİ İSTEMİYOR’

ATİK, Yeni Kadın ve YDG ise açıklamasında şunları kaydetti: “Faşist diktatör R.T. Erdoğan CDU, CSU ve SPD büyük koalisyon hükümetinin davetiyle 28- 29 Eylül 2018 tarihleri arasında Almanya'ya resmi bir ziyarette bulunacak. Erdoğan gibi bir diktatörün ve katilin Almanya'ya davet edilmesi, Türkiye'deki baskıları, hak ihlallerini ve katliamları görmezden gelmek, onaylamak demektir.

Milyonlarca insan Erdoğan iktidarını ve onun Almanya'ya gelmesini istemiyor.

15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişiminden sonra, OHAL'le birlikte açık faşizme geçen AKP, çıkardığı KHK'larla sınırsız bir devlet terörü uygulamaktadır. ‘FETÖ ile mücadele’ kisvesiyle tüm muhalif kesimlere, devrimcilere, ilerici ve demokratlara saldırıyor. AKP, bugünde hız kesmeyerek saldırılarını sürdürmektedir. 15 Temmuz sonrası çıkartılan OHAL'den bu yana 49 bin 697 kişi tutuklanmış, 55 bin kişi tutuksuz yargılanmak üzere hakkında davalar açılmıştır. 152 gazeteci tutuklanırken, Demokratik Bölgeler Partisi'nin sahip olduğu 102 belediyeden 93'üne kayyum atanmış, 65 belediye eş başkanı ise tutuklanmıştır. AKP bu dönemde Kuzey Kürdistan illerinde 83 kez sokağa çıkma yasağı uygulamıştır. HDP'in 10 milletvekili tutuklu durumdayken, en az bir o kadar milletvekilinin de milletvekillikleri düşürülmüştür.

AKP iktidarı boyunca hapishanelerin sayısı sürekli artarak 350 olmuştur. Hapishanelerde 138 bin 235 hükümlü, 85 bin 216 tutuklu olmak üzere 223 bin 451 kişi kalırken, hapishanelerde anneleriyle kalan 658 çocuk da bulunmaktadır. 69 bin öğrencinin bulunduğu Türkiye hapishaneleri bu alanda dünyada birinci sıradadır. AKP'nin 15 yıllık iktidarı döneminde 2500'in üzerinde insan hapishanelerde hayatını kaybetmiştir.

AKP'nin hükümete geldiği 2002 yılından 2018 yılı arasında 14.500 kadın erk’ekler tarafından öldürülmüş, katillere göstermelik cezalar verilerek, devlet tarafından korunmuştur. Aynı şekilde her yıl onlarca LGBTI homofik politikalar sonucunda katledilmiş ve onlarcası tutuklanmıştır. Sadece 2018 yılının ilk dokuz ayında 150 işçi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. Onlarca işçi grevi yasaklanarak, işçilerin direnişi bastırılmıştır.

Erdoğan 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan erken genel seçimlerini hileyle kazanan bir diktatördür. Erken genel seçimde, her türlü baskı ve zorbalığı uygulayan Erdoğan, HDP'nin seçimde barajı aşmaması ve Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığını kazanmaması için tüm devlet olanaklarını kullanarak, büyük bir terör estirdi. HDP il ve ilçe binalarına saldırarak, HDP çalışanlarının linç edilmesi için silahlı para-militer güçlerini devreye soktu. Seçim bittiği gece bu silahlı para-militer güçlerini sokaklara çıkartarak, seçimlere itiraz durumunda olası bir katliam yapmayı dahi planladı.

Türkiye bugün açık bir hapishanedir. Hiç kimse yarınından emin değildir. Türkiye'de insanlar her an işten atılacağı, tutuklanacağı, ya da öldürülebileceği korkusuyla yaşamaktadır. Yurt dışından Türkiye'ye izine giden yüzlerce insan sosyal medya hesaplarında sırf Erdoğan'ı eleştirdikleri için tutuklanmış bulunuyor. Türkiye'de on binlerce insan yaşam güvencesi olmadığı için ülkeyi terk etmiş bulunuyor.

Türkiye'de Sünni İslam inancı dışında başka inançlara sahip insanların ibadet özgürlükleri kalmamıştır. Aleviler, Êzidîler, Hristiyanlar, Yahudiler ve ateistler hala AKP ve Erdoğan'ın saldırılarına maruz kalmaktadır.

Erdoğan, Suriye iç savaşında IŞİD, El-Nusra gibi en gerici faşist ve teröristleri desteklemiş, haksız savaşı boyutlandırmış ve bu savaştan dolayı milyonlarca insan ülkesinden göç etmek zorunda kalmıştır. Erdoğan'ın talimatıyla Türkiye, İdlib üzerinden IŞİD'e aktardığı silah ve lojistik destekle bir kez daha açık taraf ve suçlu olduğunu göstermiştir. Erdoğan, Türkiye'de bulunan milyonlarca göçmeni sürekli bir tehdit olarak kullanmaktadır. Avrupa ülkeleri ve Almanya, göçmenlerin kendi ülkelerine gelmemesi için Erdoğan'a taviz üstüne taviz vermeye devam ediyorlar. Göçmenleri büyük bir tehlike gören Almanya, Erdoğan'ı bir kurtarıcı gibi göstererek ona her türlü desteği vermekten geri kalmıyor.

Biz, Almanya'da yaşayan Türkiyeli göçmenler, Alman emekçiler, ilerici ve demokrasi güçleri, yerli ve göçmen kadınlar ve gençler olarak Erdoğan gibi suçları kabarmış faşist bir diktatörün buraya davet edilmesini asla kabul etmiyoruz. İnsan haklarından yana olan, sosyal, siyasal ve inançsal özgürlükleri savunan herkesi Erdoğan'ın iktidarının yıkılması ve Almanya'ya gelmesinin güçlü bir şekilde protesto edilmesi 28 Eylül Berlin, 29 Eylül Köln’de düzenlenen ortak yürüyüşlere katılmaya çağırıyoruz.”