Federal mahkeme Kürtlerin ‘sessiz SMS’ ile takibini haklı buldu

Almanya’da Federal Mahkeme, geçtiğimiz yıl yargılanan Kürt siyasetçilerden Ali Hıdır Doğan’ın daha henüz ortada bir soruşturma yokken ‘sessiz SMS’ ile takip edilmesi konusuna kararı verdi.

Almanya’da ‘özel hayata müdahale’ şeklinde eleştirilen vatandaşların cep telefonları üzerinden ‘sessiz SMS’ yöntemiyle takip edilmesi bir süredir tartışma konusu oluyordu. Kullanıcının telefon ekranında görünmediği için ‘sessiz SMS’ adı verilen bu yöntem şöyle çalışıyor; güvenlik birimleri takip etmek istedikleri kişinin telefonuna görünmeyen bir SMS gönderiyor ve o andan itibaren telefon sürekli yer bildiriminde bulunuyor.

Yer bildirimleri ise telefonun sahibinden habersiz olarak polise birimlerine gönderilen kısa mesaj yoluyla ulaşıyor. Takip edilen kişi her yerini değiştirdiğinde polise yeni bir mesaj atılıyor. 2017 yılının açıklanan bilgilerine göre sadece iç istihbarat kurumu Anayasa Koruma Teşkilatı’na 300 binden fazla, Federal Polis Dairesi’ne 34 bin ve Emniyet Müdürlüğü’ne de 22 bin böyle ‘sessiz SMS’ler ulaştı.

Güvenlik birimleri, “kişinin özel hayatına müdahale” anlamına gelen yöntemin sadece suçluların takibinde kullandığını iddia ediyordu. Ancak Polis Sendikası ‘sessiz SMS’ metodunun binden fazla siyasi soruşturmada tercih edildiğini dikkat çekiyorlar.

ORTADA ‘SUÇ’ OLMASI GEREKMİYORMUŞ

‘Sessiz SMS’ yöntemiyle Almanya'da anayasasının "yabancı terörist örgütleri" kapsayan ve kamuoyunda "129b maddesi" olarak tanınan yasa gerekçe edilerek yargılanan Kürt siyasetçilerden Ali Hıdır Doğan’ın soruşturmasında da kullanılmıştı.

Doğan’ın 2017 yılının Mart ayında Berlin Eyalet Mahkemesi tarafından 2 yıl 4 hapis cezasına çarpıtılmasına avukatları takip yönteminin yasalara uygun olmadığını belirterek, Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuşlardı. Merkezi Karlsruhe kentinde bulunan üst mahkeme kararını açıkladı.

Federal Mahkeme, soruşturma birimlerinin ortada “suç” olmamasına rağmen şüphe üzerine de ‘sessiz SMS’ yöntemiyle kişileri takip etmesinin yasal olduğu kanısına vardı. Kamuoyuna açıklana kararda polisin Doğan hakkında ‘sessiz SMS’ yöntemiyle “suç delillerini” toplaması ve ardından soruşturma açmasının önünde her bir hangi sorun teşkil etmediği belirtildi.

DOĞAN’IN MESAJLARI KOBANÊ İÇİNDİ

Ancak “PKK yöneticisi” suçlamasıyla yargılanan Doğan’ın ise 2014’te DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı direnen Kobanê için yaptığı çağrılar da mahkeme heyeti tarafından “yabancı bir terör örgütünün faaliyetleri” olarak görülmüştü. Üstelik başta Almanya olmak üzere batılı ülkelerin DAİŞ’le mücadelede aktif rol almasına rağmen Kürt siyasetçilerinin Kobanê direnişi için çalışması Alman yargı birimleri tarafından “suç” biçiminde değerlendirilmişti.

Federal Anayasa Mahkemesi’nin Kürt siyasetçinin aldığı kararın diğer dava ve soruşturmalara emsal teşkil edeceği, polis birimlerinin yasala göre henüz ortada “suçlu” yokken, ‘sessiz SMS’ takibiyle istediği kişiye rahatça soruşturma açabileceği belirtiliyor.

Muhalefet partileri ise ‘sessiz SMS’ yönteminin kullanılmasını yasa dışı olduğuna dikkat çekiyorlar. Güvenlik birimlerinin sıkça tercih ettiği bu yönteme ilişkin birkaç kez Federal Meclis’e soru önerisi veren Sol Parti milletvekilli Andrej Hunko, bu konudaki ayrıntıların kamuoyuna açıklanmadığını belirtmişti.

Özellikle istihbaratın ne kadar ‘sessiz SMS’ aldığının bilinmediğini ifade eden Hunko, istihbaratın kafasına göre istediği kişiyi takip altına alamayacağını soru önergelerinde ısrarla dile getiren siyasetçilerden birisi olmuştu. Aynı şekilde Yeşiller Partisi üyesi parlamenterler de güvenlik birimleri ile istihbaratın yetki alanlarının sınırlandırılmasını ‘sessiz SMS’ yönteminin şartlara bağlanmasını dile getirmişlerdi.

TEK SUÇLARI KÜRT HALKININ MÜCEDELESİ İÇİN ÇALIŞMAK!

Son yıllarda Almanya'da hiçbir suç işlemelerine rağmen sadece Kürt özgürlük mücadelesi için çalıştıkları tespit edilen 10’dan fazla Kürt siyasetçi ve aktivist 2 ile 3,5 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarpıtılmıştı.

Bunlardan Ali Hıdır Doğan’ın yanı sıra Bedrettin Kavak, Mehmet Demir, Mustafa Çelik, Kenan Baştu, Ali Özel, Ahmet Çelik, Zeki Eroğlu ve Muhlis Kaya’nın yargılamaları uzun süren duruşmalarda siyasi savunmalar yapmış, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin meşru olduğuna dikkat çekmişlerdi.

Kürt siyasetçilerinin "anti terör" yasası 129b’den yargılanmasının önünü 2010 yılından itibaren açan Almanya Adalet Bakanlığı’nın soruşturma izninin iptali için yapılan başvurular sonuçsuz kalmıştı. Bu yüzden Kürt siyasetçilerin avukatları Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuşlardı. Federal mahkeme bu konudaki kararını henüz açıklamış değil.

Almanya'da yargılanan Kürt siyasetçi ve aktivistler için hukuk mücadelesi veren Azadî Derneği’nin verilerine göre 10’ya yakın Kürt siyasetçi veya aktivist hala mahkeme karşısına çıkmayı bekliyor.

Konuyla ilgili haber: