Fransa’da 27 mülteci boğuldu, CDK-F hükümetine çağrıda bulundu

Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F), Manche denizini geçmeye çalışırken hayatını kaybeden çoğu Kürt 30 dolayındaki mülteciye ilişkin yaptığı açıklamada, Fransız hükümetini kaçakçı ağlarını deşifre etmeye çağırdı.

Çarşamba günü Calais kenti açıklarında göçmenleri taşıyan bir gemi Birleşik Krallık’a gitmeye çalışırken, battı ve en az 27 kişi hayatını kaybetti.

Fransa Başbakanı Jan Castex “trajedi” tanımını yaparken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Fransa Manche’ın bir mezarlığa dönüşmesine izin vermeyecek” dedi. İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, tacir olduğundan şüphe edilen 5 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İngiliz hükümeti de acil kriz toplantısına çağırdı.

CDK-F yaptığı yazılı açıklamada “24 Kasım Çarşamba günü, çoğunluğu veya tamamı Kürt olan 27 kişinin Britanya’ya ulaşmak üzere Manche denizinden geçmeye çalışırken hayatlarını yitirdiklerini büyük bir dehşetle öğrendik” dedi.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:

“Batan gemiyle yaşanan kayıplar, esas olarak Kürtlerin onlarca yıldır kurbanı olduğu bir savaş politikasının sonucudur.

Kürt halkının kendini yönetme hakkı, Türkiye, Suriye ve İran tarafından inkâr politikalarına maruz bırakılması, Kürtlerin, bugün ülkelerinden ayrılmalarının bir başka nedenidir.

Batan gemide hayatını kaybeden Kürtlerin, Kürtler tarafından kontrol edilen özerk bir bölge olan Güney Kürdistan'dan olması da ayrıca acı ve trajik bir durumdur.

Büyük yolsuzluklar, muhaliflerin keyfi tutuklanması, baskılar, bölgede iki aşiretin hüküm sürmesi ve Güney Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin sosyal, ekonomik ve kültürel politikasının yoksunluğu, Kürtlerin bu bölgeden uzaklaşmasına neden oluyor.

Kürtlerin Güney Kürdistan hükümetine ilişkin olan güvensizliği, hem parlamento seçimlerinde rekor düzeyde olan sandığa gitmeme oranında, hem de Belarus'tan Avrupa'ya kitlesel göç sırasında görüldü.

Kürtlerin maruz kaldığı en temel insan haklarının ihlalini hiçe sayan Batı, özellikle Fransa, ekonomik ve jeostratejik çıkarları için sessiz kalmayı tercih ediyor.

Erdoğan'ı yıllardan bu yana güçlendiren bu sessizlik, şimdi KDP’yi, otoriter gidişatında cesaretlendiriyor.

Sykes-Picot anlaşmasından bu yana, Kürtlerin maruz kaldığı ölümler, başka bir boyut kazanıp, Skyes Picot’un iki imzacısı ülke arasındaki Manche denizinde 2021 yılında öldürmeye devam ediyor.

Bu nedenle, Fransa'nın Kürt sorununu barışçıl, dengeli ve kapsayıcı bir şekilde çözmeyi amaçlayan gerçek bir Kürt politikası geliştirmesinin önemini ve aciliyetini yineliyoruz.

Ve son olarak, Fransa yetkililerinin, barışçıl bir dünya arayışındayken ölen bu insanların ölümünden sorumlu olan kaçakçı ağlarını deşifre edip etkisiz hale getirmek için gerekli müdahaleleri yapmaya çağırıyoruz.”