Londra’da açlık grevindeki direnişçilerle dayanışma eylemi

Britanya’nın başkenti Londra’da Öcalan’a yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecridi protesto etmek amacıyla kitlesel bir yürüyüş düzenlendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla HDP Hakkari milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi direnişine dikkat çekmek amacıyla Britanya Demokratik Güç Birliği tarafından bir yürüyüş düzenlendi. Üç gündür Manor House bölgesinde dayanışma amaçlı açlık grevinde olan Göçmen İşçiler Derneği ve Sosyalist Kadınlar Birliği üyeleri eylemin düzenleneceği Trafalgar Meydanına kadar 3 saat süren bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Londra merkezinde bulunan Trafalgar Meydanı’nda toplanan kitle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve açlık grevi direnişçilerinin fotoğraflarını kaldırdı.

Britanya Kürt Halk Meclisi, Britanya Alevi Federasyonu, Day-Mer ve Gik-Der gibi Türkiyeli ve Kürdistanlı 27 kurumun bileşeni olduğu Britanya Demokratik Güç Birliği devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla düzenlediği eylemde, ‘Açlık grevcilerinin haklı ve meşru mücadelesinin yanında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz’ açıklaması yapıldı.

Eylemde bir konuşma yapan Demir Yolları Ulaşım Sendikası (RMT) başkan yardımcısı Steve Hedley, açlık grevindeki direnişçilerinin sağlık durumlarının çok kritik bir aşamada olduğunu ifade ederek, Türk devletine acilen adım atması çağrısı yaptı.

Strousburg’taki açlık grevi direnişçilerinden Yüksel Koç ve Galler’den İmam Şiş telefon bağlantısıyla birer konuşma yaptılar. Her iki açlık grevi direnişçisi de eylemlerin büyütülmesi çağrısı yaptılar.

Britanya Demokratik Güçbirliği adına yapılan açıklamada da açlık grevi direnişçilerinin taleplerinin aynı zamanda kendi talepleri olduğu ifade edildi.

Şunlar belirtildi: “Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve ülke genelinde onlarca cezaevinde yüzlerce tutuklu ve hükümlünün sürdürdüğü süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemleri 115. güne girerek maalesef kritik eşiği çoktan aşmış olup; geçen her anın bizleri biraz daha ölümlere ve telafisi imkansız süreçlere yaklaştırdığını biliyor olmanın derin kaygısını yaşıyor ve bundan büyük bir endişe duyuyoruz.

Hele hele insani ve tümüyle barışçıl olan ve büyük toplum kesimlerince de makul görülen talepler adına bedenlerini ölüme yatıran Leyla Güven ve siyasi tutukluların dört duvar arasından yükselen çığlıklarına toplum olarak sessiz kalmamız beklenmeyeceği gibi bu çığlığa kulak vermenin de en insani sorumluluğumuz olduğunun hatırlatmak istiyoruz.

TALEPLER MEŞRUDUR, MÜCADELENİN YANINDAYIZ

Ama her geçen anın nelere mal olabileceği ve toplum vicdanını nasıl yaralayabileceğinin de bilinci içinde; ölümlere tanıklık ederek vicdanı yaralanmış, susarak ölümlere ortaklık etmiş bir kuşak olmamak adına daha çok sorumluluk üstlenmek durumunda olduğumuzu tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Güven’in ve diğer tutsakların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için yetkilileri ulusal ve uluslararası mevzuatı yerine getirmeye çağırıyoruz. Tecrit ve izolasyon insanlığa yakışmayan bir uygulamadır. Cezaevlerindeki insanlar kendi bedenlerine eylem gerçekleştirmeye iten taleplerin insanı bir yaklaşımla ele alındığı ve karşılandığı takdirde sorunun çözülebileceğini ifade ediyoruz”.

Güven’in ve diğer tutsakların taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği de vurgulanan konuşmalarda, diyalog ve çözüm ortamının sağlanması için gerekli adımların atılması gerektiği çağrısında da bulunuldu.

Britanya’da çalışmalarını sürdüren ve 27 kurumdan oluşan Britanya Demokratik Güç Birliği olarak Açlık grevcilerinin haklı ve meşru mücadelesinin yanında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.”

Yapılan konuşmalardan sonra kitle başbakanlık binasına doğru yürüyüşe geçti.