Merkezi İsveç’in başkenti Stockholm’de bulunan Pomak Enstitüsü Başkanı İbrahim Kenar, 24 Haziran’da yapılacak baskın seçimlerin diktatörlük ve demokrasi arasında bir oylama olacağını ve Pomakların tercihlerini demokrasi, özgürlük ve halkların kardeşliğini savunan HDP ve Selahattin Demirtaş’tan yana yapacağını söyledi.

AKP-MHP’nin gerici-faşist ittifak kurarak baskın seçimlerle ömrünü uzatmaya çalıştığını belirten Kenar, CHP’nin içinde bulunduğu liberal, ulusalcı, gerici ve faşistlerden oluşan ittifakın Pomak halkı ve ezilen halkların sorunlarını çözme yeteneği ve kapasitesinde olmadığına dikkat çekti.

POMAK KİMLİĞİNİ, KÜLTÜRÜNÜ SAVUNAN TEK PARTİ HDP'DİR

Bu çevrelerin sık sık Türkiye’nin bekasından, tek bayrak, tek vatan ve tek milletten söz ederek ırkçı ve şoven rüzgarlar estirecekleri öngörüsünde bulunan Kenar, "Azınlıkların haklarına yer veren, Pomak kimliği, dili ve kültürünü savunan tek parti HDP olduğu için halkımızın tercihi HDP’den yanadır" dedi.

Kenar, Kürt Halkının mücadelesi ve HDP’nin söylemlerinden etkilenen Pomaklarda son yıllarda bir uyanış olduğunu, kimlik, dil ve kültürlerine sahip çıktıklarını belirterek, "Bundan dolayı Pomaklar, aktif demokratik mücadeleyle özdeşleşen demokratik cepheden, özgürlüklerden ve hakların birliğinden yanadır. Pomaklar olarak demokratik Türkiye’nin oluşması için tek adam diktasını getirecek sisteme karşı duruyor ve bunun için HDP diyoruz" şeklinde konuştu.

TEK ADAM REJİMİ DERİN ENDİŞE YARATIYOR

17 yıllık iktidarı süresince AKP ve Erdoğan’ın demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdığına, ülkeyi yarı açık cezaevine dönüştürdüğüne dikkat çeken Kenar, "Demokrasi hazımsızlığı, toplum mühendisliği çabaları, toplumu kutuplaştırması, mezhepçiliği, tekçiliği, ırkçılığı tüm yaptıkları ve tek adam olduktan sonra yapacakları derin endişe yaratıyor" dedi.

Tüm ezilen halklar gibi Pomakların seçimlere katılmama veya her iki gerici blokta yer alan partilere oy verme gibi bir lüksleri olmadığına vurgu yapan Kenar, "Bu seçimler ülkenin geleceğini belirlemesi açısından büyük bir önem taşıyor. Tek adam rejimine, faşizme ve gericiliğe dur deyip demokrasi yolunda yol almak için tüm insan hakları savunucuları, savaş karşıtları, sosyalistler, demokratlar ve ezilen haklar HDP’nin yanında yer almalı" diyerek HDP ve Demirtaş’a oy verilmesi çağrısında bulundu.

DEMOKRATİK POMAK HAREKETİ'NDEN ÇAĞRI

Öte yandan Demokratik Pomak Hareketi de, yazılı bir açıklama yaparak 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde Pomakları HDP ve Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş’ı desteklemeye çağırdı. Açıklamada, HDP ve Demirtaş’ın seçimleri kazanması durumunda Pomaklar ve ezilen azınlık haklar açısından elde edilecek kazanımlar şöyle sıralandı:

YERELLER GÜÇLENMELİ DEMOKRASİ KAZANMALI

-Yerel yönetimler güçlenecek, Vilayetlerin tavrı, tarzı. Yönetimi mi güçlenecek, Eyaletler mi yerelleri güçlendirecek buna Türkiye'deki Demokrasi güçleri konuşur, tartışır, karar verebilir ancak. Kocaman kafaların içindeki ırkçı beyinlerin üreteceği patojenik sanrılar değil. Bu topraklarda yaşayan tüm halkların ve toplumsal kesimlerin çıkarları demokratik bir Türkiye’dir ve bunun yolu , teminatı HDP'dir.

NEDEN ADAYIMIZ DEMİRTAŞ ?

-Sadece daha önce bir demecinde, "Türkiye’de demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olan sadece Kürtler değil. Dolayısıyla bizi ortak bir çatıda, potada buluşturan şey radikal demokrasidir. Güçlü bir demokrasidir. Buna Kürtlerin de, Pomakların da, Alevilerin de ihtiyacı var" dediği için değil! Sadece mağdurları temsil ettiği halde mağduriyet sömürüsü yapmadığı için değil!

-Sadece hem minareyi çalıp hem de kılıfını hazırlayanlara meydan okuduğu ve "Başkan seçilirsem Allah Erdoğan’ın yardımcısı olsun" diyerek, yolsuzlukları hasıraltı ettirmeyeceği için değil! Roboski’yi takip edeceği, Berkin’in annesine hakkettiği saygıyı gösterdiği, gösterttiği için de değil sadece… "İyi" ile "kötü"nün ötesinde olduğu için, ülkenin şiddetle ihtiyaç duyduğu açılıma en azından bir patika açabileceği için.

ERDOĞAN’DAN ÜLKEYE HAYIR YOK, AMA ŞER ÇOK

-Erdoğan’ın demokrasiyi hazımsızlığı, toplum mühendisliği çabaları, toplumu karpuz gibi bölen kutuplaştırması, mezhepçiliği, hülasa tüm yaptıkları, bundan sonra yapacakları hakkında derin endişelere neden oluyor. Erdoğan’dan ülkeye hayır yok, ama şer çok!

-Ne zaman ki Türkiye’de darbe yapmak tarih oldu, o zaman ki Erdoğan önce ipe un sermeye ve daha sonra da açıkça demokrasi düşmanı başladı. Otoriter olma özelliklerini bir bir kustu. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum daha önce hiç bir ülkenin yaşamadığı bir şey değil! Tek parti diktasından vesayete ve oradan otoriterliğe yuvarlanan ülke sayısı zannettiğinizden fazla!

YENİ HEDEFLERE YÖNELELİM

-Dünya tarihi akıl almaz kara cahillikleri, insan kurban etmeleri, ortaçağ karanlığını, engizisyonları, cadı avlarını, kara vebaları, din savaşlarını, diktatörlükleri yaşadı ama yok olmadı. Nasıl ki su yer çekimine tabi olarak akacağı yatağını bulur, insanlık yolunu buldu. İşte bunun gibi Türkiye insanı da sağduyusu ile er ya da geç yolunu bulacak, bulmak zorunda…

-Toplumlar her zaman düz bir çizgi gibi ileri gitmez. Zaman gelir mehter takımı gibi iki ileri bir geri yapar! Ama genel çizgi ilerlemedir. Şu anda da ülkenin önünde artık demokratik, olumlu vasıflarını yitirmiş bir yağmacı gurubu var! Tarihin diyalektiğine çok uyan bir gelişme bu! Eski hedefleri unutalım, yeni hedeflere yönelelim.