Strasbourg’daki açlık grevinde 124’üncü gün

Strasbourg’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı süresiz – dönüşümsüz açlık grevi eylemi, 124’üncü gününde devam ediyor.

Fransa’nın Strasbourg kentinde 124 gün önce 14 aktivistin başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi devam ederken, eylemcilerin sağlık durumu kritik aşamada.

Açlık grevi eyleminin ilk gününden bu yana Yüksel Koç, Kerem Solhan, Gülistan Çiya İke ve Deniz Sürgüt sağlık durumlarındaki olumsuz gelişmelerden dolayı hastaneye kaldırıldı.

Muayene amaçlı hastaneye kaldırılan eylemciler tedavi kabul etmeyerek “tecrit kırılıncaya” kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı olduklarını belirtti.

Direnişçilerin sağlık durumu ilk günden beri, doktorlar tarafından takip ediliyor. Eylemcilerin durumunu düzenli olarak gözlem altında tutan ve teşhislerde bulunan doktor Fahrettin Gülşen, sağlık problemlerinin arttığı uyarısında bulundu.

Gülşen’e göre ciddi nörolojik problemlerden kaynaklı başağrıları ve uykusuzluk eylemcilerin tümünde görülen en büyük problem.

Uykusuzluğa bağlı eylemcilerde konsantrasyon ve dikkat bozukluğu ise üst sınıra ulaşmış durumda.

Ayrıca yağ dokusunun erimesi sonrası bedenin gerekli enerjiyi kas dokusundan sağlaması ve buna bağlı protein yıkımının destek sitemine zarar vermesinden eylemcileri yatağa bağımlı hale getirdi. Grevciler, gündelik ihtiyaçlarını ise eylem komitesinden kişilerin yardımı ile gerçekleştiriyor.

Bu arada ziyaretler de devam ediyor. Avrupa’ nın bir çok yerinden gelen Kürtler ve dostları, açlık grevini sahiplenirken, tecridin kırılmasının barış ve demokrasinin yolunu açacağına vurgu yapıyorlar.

Strasbourg’ da bulunan Avrupa kurumlarının, eyleme ve eylemcilerin ortak talebi olan “tecride” karşı sessizliği ise bir çok eylemle protesto ediliyor.

Avrupa Konseyi (AK), İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Parlementosu (AP) önünde onlarca eylem düzenlenerek, bu kurumların bir an önce harekete geçmesi istendi.

Eylemlerde, özellikle Türkiye’nin AK’nin üyesi olduğunu hatırlatılarak, imza attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uyması için kurumların baskı yapması talep ediliyor.