‘Tecride karşı mücadele bizim de mücadelemizdir’

Tecridin kaldırılması talebiyle üç gün boyunca Berlin’de açlık grevi eylemi gerçekleştiren Alman aktivistler “Tecride karşı verilen mücadele bizim de mücadelemizdir” diye konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerini sahiplenmek için 6 Alman aktivist, geçtiğimiz hafta üç gün süren bir açlık grevi eylemi gerçekleştirmişti.

“Leyla-Mücadelen kalbimizde” şiarıyla Berlin’in Kreuzberg ilçesindeki Heinrichplatz meydanında kurulan bir çadır içinde süren eylem sonrası konuşan aktivistler, tecride karşı mücadelelerinin süreceği mesajını verdiler. Başta Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki 7 bin tutuklunun hala açlık grevi eyleminde bulunduğunu hatırlatan aktivistler “Onların mücadelesi bizim de mücadelemizdir” şeklinde konuştular.

Aktivistlerden Hannes ve Klara açlık grevi eylemcileriyle dayanışma amacıyla gerçekleştirdikleri açlık grevi eylemlerini ve sonuçlarını ANF’ye anlattı. Üç gün de direnişçilerinin yanında olduklarını göstermek için bu eylemi giriştiklerini belirten Klara devamla şöyle konuştu: “Tecride karşı verilen mücadelenin bizim de mücadelemiz olduğunu göstermeyi bir ihtiyaç olarak gördük ve bu yüzden böyle bir karar aldık.”

‘EYLEMİMİZİN OLUMLU BİR HAVADA GEÇTİ’

Kürdistan’daki savaşın ancak Öcalan ile kurulacak bir diyalogla sona erebileceğini ifade eden Klara, 12-15 Nisan günleri arasında eylemlerini sürdürürken aynı zaman bir kamuoyu çalışması da yapmayı amaçladıklarını belirtti. Kreuzberg ilçesinin merkezinde kurdukları bir çadırda tecride ilişkin sürekli bilgilendirme çalışması yaptıklarını belirten Klara “Eylemimiz olumlu bir havada geçti. İnsanlar bize nasıl yardımcı olabileceklerini soruyorlardı” dedi.

Aktivistlerden Hannes ise eylemleri sırasında gerçekleştirdikleri etkinliklerde Alman kamuoyunun açlık grevi direnişine ilişkin çok fazla bilgi sahibi olmadıklarını aktardı. Bunun nedenini yaygın Alman medyasında açlık grevi eylemleri ve İmralı’daki tecride ilişkin devam eden sansüre bağlayan Hannes “Bizler bu sansürü de kırmaya çalıştık ve bir nebze de olsa özellikle Berlinlileri açlık grevleri hakkında bilgilendirmeye uğraştık” diye konuştu.

BİNLERCE BİLDİRİ DAĞITTILAR…

Açlık grevi eylemlerini, İmralı’daki tecrit ve Öcalan’ın rolüne ilişkin binlerce bildiri dağıtıklarını, insanlarla yüz yüze konuşup ayak üstü sohbetler geliştirdiklerini belirten Alman aktivist Hannes devamla şu görüşleri dile getirdi: “Malasef Alman devletinin Türkiye ile sıkı dostluğundan dolayı burada Kürt hareketine büyük baskı var, medyanın sansürü de bundan kaynaklanıyor. Buna karşı kamuoyunu kendimiz oluşturarak Kürt halkının verdiği mücadeleyi kamuoyuna aktarabileceğimizi düşünüyoruz.”

Alman aktivistler ayrıca Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde Türk devletinin uyguladığı tecridin sadece Kürt halkının bir sorunu olmadığını belirterek, demokrasiden, insan hakları, özgürlükten ve enternasyonalist dayanışmadan yana olan herkesin de bu tecride karşı mücadele etmesi gerektiğini belirttiler.

Alman devletinin açlık grevi eylemcileri için harekete geçmesini ve yaygın Alman medyasının da artık bu konuya karşı gözünü açmasının zamanının geldiğini ifade eden aktistler son olarak şu ortak mesajı verdiler: “Türk devletinin imzaladığı insan hakları sözleşmesinin ihlali anlamına gelen tecridin kırılması için ortak mücadele şart. Bizler de enternasyonalist mücadelenin bir gereği olarak tecride karşı verilen direnişin yanında olmaya devam edeceğiz.”