'Türkiye Öcalan ve tutsakların haklarına saygı göstermeli'

Tecridin sona ermesi için devam eden açlık grevini desteklediklerini söyleyen İsveç Sol Parti Milletvekili Szatmari Waldau, "Türkiye, Öcalan ve siyasi tutsakların haklarına saygı göstermeli" dedi.

İsveç Sol Parti Milletvekili ve Parlamento Avrupa Birliği Komisyonu Üyesi Ilona Szatmari Waldau, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrite tepki gösterdi. Türkiye'nin Öcalan ve tutsakların haklarına saygı göstermesini isteyen ve Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin üyelik müzakerelerini dondurulması yönünde görüş bildirmesini olumlu karşıladığını söyleyen Waldau, "Demokrasi olmadıkça Türkiye Avrupa’nın bir parçası olamaz. En iyi çözüm Türkiye’nin demokratik bir ülke olmasından ve insan haklarına saygı göstermesinden sonra Avrupa Birliği’ne üye olarak alınması" diye konuştu.

Bazı ülkelerin demokrasiyi uyguluyorlarmış gibi bir görüntü vererek Avrupa Birliği’ne üye olduklarını hatırlatan Waldau, "Örneğin Macaristan ve Polonya. Şu anda orada bir demokratik ülkede olmaması gereken ihlaller yaşanıyor" ifadelerini kullandı. Waldau, Türkiye’nin gerçek anlamda demokrasiyi uyguladığında, Kürtlere yönelik baskı ve katliamlara son verdiği ve siyasi tutsakları serbest bıraktığı zaman Avrupa Birliği’ne alınacağını söyledi.

TÜRKİYE'YE YAPTIRIMLAR UYGULANMALI

Ülkede gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinden dolayı Türkiye’ye bazı yaptırımlar uygulanmasından yana olduğunu söyleyen Waldau, "Ama Avrupa Birliği, Türkiye’yi sınırlarını sığınmacı akımından korumak için bir bekçi olarak kullandığı sürece Türkiye’ye yaptırım uygulayamaz. Bu Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin gerçekleştirdiği ihlallere karşı sessiz kalmasının bir nedenidir. Ama 2015 yılında Avrupa’ya yönelik sığınmacı akımından önce de Avrupa Birliği ülkede gerçekleşen ihlallere rağmen Türkiye’ye para yardımı yaptı. Avrupa Türkiye’de gerçekleşen kapsamlı ihlalleri görmek istemiyor" dedi.

Avrupa Birliği’nin siyasi yaptırımlar uygulaması gerektiğini de vurgulayan Waldau, "Örneğin bazı toplantılara Türk yetkililer çağırılmayabilir. Türkiye’deki büyükelçiler geri çekilebilirdi ve buradaki Türkiye elçileri ülkelerine geri gönderilebilir. Ama İsveç ve Avrupa Birliği ülkeleri bunu yapmak istemiyor" şeklinde konuştu.

YARDIMLAR DURDURULMALI

Sığınmacıları durdurmasının karşılığı olarak Avrupa’nın Erdoğan’a 'minnet' duyduğunu söyleyen Waldau, "Ama biz Sol Parti olarak Türkiye’ye yapılan tüm yardımların durdurulmasını istiyoruz. Biz başka bir politikanın uygulanmasını, Abdullah Öcalan ve siyasi tutsakların haklarına saygı göstermelerini ve Türkiye’nin insan haklarına uygun bir politikayı benimsemesini istiyoruz.

Bu nedenle açlık grevlerini destekliyoruz. Dünyanın pek çok yerinde binlerce kişi dış dünyaya Türkiye’de olanları anlatmak için açlık grevinde. Ama buna rağmen bir şey olmuyor. Dış dünya sessiz" diyerek suskunluğa tepki gösterdi.

ERDOĞAN DAHA SALDIRGAN BİR POLİTİKA İZLEYECEK

Avrupa Birliği’nin Türkiye’de seçimlerle iktidarların iş başına geldiğini söylediğini ama seçilenlerin cezaevlerine gönderildiğini görmezden geldiğine dikkat çeken Waldau, yerel seçimler hakkında da şu değerlendirmeleri yaptı: "Kardeş partimiz HDP aday olduğu yerlerde başarı gösterdi.

Ama Erdoğan’ın Kürtlere karşı daha saldırgan bir politika izleyeceğini ve HDP’ye oy veren halka cezalandırmak için baskıları artıracağını sanıyorum. İstanbul’da muhalefetin belediyeyi aldığını Erdoğan kabul etmek zorunda. Bunu yapmadığında demokrasiden söz edilemez. Avrupa ve dış dünya tutum almalı. Ama bu sadece demeç vererek olmamalı."

SİYASİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI

Çok sayıda belediye başkanı ve HDP milletvekilinin temelsiz suçlamalarla cezaevlerinde tutulduğuna dikkat çeken Waldau, "Hepsi serbest bırakılmalı. PKK’nin terör örgütleri listesinde olması Erdoğan’ın işini kolaylaştırıyor. Onları terör örgütünü desteklemekle suçlayarak cezaevlerine atabiliyor. Eğer PKK Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde olmasaydı Erdoğan’ın bu tutuklamaları açıklaması hiç de kolay olmazdı. Dış dünyanın da HDP yöneticilerinin tutuklamalarına sessiz kalması anlaşılır gibi değil" şeklinde konuştu.

Avrupa’da bir kaç mahkemenin PKK’nin "terör örgütü" olmadığı yönünde karar almasına rağmen Avrupa Birliği’nin hala "terör örgütleri" listesinden çıkarmamasını eleştiren Waldau konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Böylelikle Avrupa Öcalan’ı "teröristlerin" lideri olarak görüyor. Bu Avrupa Birliği’nin tecrite karşı tutum almasını güçleştiriyor."