Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupalı birçok ülke 3 Ağustos 2014 günü DAİŞ çetelerinin Êzidî toplumuna yaptıklarını soykırım olarak tanımasına rağmen Alman hükümeti bu konuda yıllardır tek adım atmadı. Geçtiğimiz Şubat ayında Federal Meclis’in Dilekçe Komisyonu’nda konu gündeme geldi ve uzmanların İnsan Hakları ve İnsani Yardım Komisyonu’nda dinlenmesine karar verildi.

Bu talep doğrultusunda İnsan Hakları ve İnsani Yardım Komisyonu’nun bugünkü toplantısında DAİŞ çetelerinin Êzidilere yönelik soykırımını araştıran uzmanlar ile Êzidî kuruluşlarının temsilcileri dinlendi. Hem uzmanlar hem de Êzidî temsilciler Almanya’nın Êzidîlere yapılanları soykırım olarak kabul etmesi gerektiğini ifade etti.

KABA: ŞENGAL’İN STATÜSÜ DE TANINSIN

Hazırladığı raporu komisyona sunan Humboldt Üniversitesi’nden uluslararası ceza hukuk uzmanı Prof. Dr. Florian Jeßberger, uluslararası hukuka göre DAİŞ çetelerinin yaptıklarının soykırım olduğunu bildirdi.

Komisyonda konuşan Gohdar Alkaidy, Almanya’nın 3 Ağustos 2014 günü yaşananları soykırım olarak tanıması halinde bunun bütün dünyada yaşayan Êzidîleri etkileyeceğini bildirdi.

Komisyonda söz alan isimlerden biri de Almanya'daki Êzidî Dernekleri Birliği Merkezi (NAV-YEK) Yılmaz Kaba oldu. Almanya’da yaşayan Êzidîlerin dünya çapındaki en büyük Êzidî nüfusunu oluşturduğuna dikkat çeken Kaba, “Alman hükümetinin Êzidîlere yapılanları soykırım olarak tanıması, Êzidîlerin korunması açısından önemli bir adım olacak” diye konuştu. Son aylarda Şengal’de yaşananlara da dikkat çeken Kaba, Şengal’in statüsünün de tanınması gerektiğini ifade etti.

3 AĞUSTOS 2014 SOYKIRIMI

DAİŞ çeteleri, 3 Ağustos 2014 günü Şengal ve civarına saldırarak Êzidîleri soykırımdan geçirerek Kürdistan’ın en eski inanç grubunun kutsal mekanı Êzidxan’ın haritadan silinmesini öngördü. Êzidîlerin “73. Ferman” ismini verdiği bu soykırımda binlerce kişi katledildi. 400 bine yakın Êzidî yerinden-yurdundan edildi. Êzidî inancına ait 68 dini mekan yağmalandı. Çoğu kadın ve çocuk olan 7 bin civarında Êzidî, insanlık düşmanı çeteler tarafından kaçırılarak köle pazarlarında satıldı. Bunlardan 4 bini geçen yıllar içinde kurtarılırken, 3 bin kadın ve çocuğun akıbeti hala bilinmiyor.