Avrupa Birliği (AB) karşıtı 5 Yıldız Hareketi (M5) ile aşırı sağcı Kuzey Ligi (Lega Nord) arasında kurulan koalisyon hükümetinin Parlamento’nun üst kanadı Senato’dan güven oyu almasıyla birlikte İtalya’yı Avrupa ülkeleriyle zorlu bir süreç bekliyor.

DIŞ POLİTİKADA RUSYA AYRIŞMASI

Hukuk profesörü Giuseppe Conte başbakanlığında kurulan koalisyon hükümetinin ekonominin yanı sıra başta Rusya’yla ilişkilerde olmak üzere dış politikada AB’nin tersi bir yol izleyeceği kesinleşti.

Parlamento’daki konuşmasında İtalya’nın ‘kesinlikle’ Atlantik ittifakına (NATO) ait olduğunu vurgulayan Conte, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile de ‘imtiyazlı ilişkilerin’ devamından yana olduğunu dile getirdi.

Conte’nin AB’nin genel politikasının aksine Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları revize etme ve bununla Moskova’ya yönelik ‘açılım’ politikasından yana olduğunun altını çizmesi dikkat çekti.

KEMER SIKMA POLİTİKALARINA BAŞVURULMAYACAK

Dış politikada Rusya’ya yönelik sıcak sözlerine rağmen AB’yi ‘evimiz’ olarak nitelediği gözlerden kaçmasa da, Conte, özellikle bütçe harcamaları konusunda taviz verilmeyeceğinin altını çizdi. İtalya’nın milli gelirinin yüzde 131,5’ine denk gelen kamu borçlarının ‘yönetilebilir’ olduğunu savunan Conte, yeni ve ‘daha adil’ vergi sistemiyle ekonomik büyümenin sağlanmasını hedeflediklerini söyledi.

Giuseppe Conte, hükümetin AB tarafından sıkça dayatılan kemer sıkma politikalarına başvurmayacaklarını vaat etti. Hükümetin yaptığı vaatlerin bütçeye ek 100 ila 120 milyar euro yük getireceği tahmin ediliyor.

M5-Kuzey Ligi hükümetinin en çok tartışılan vaatlerinden biri ise göçmenlere yönelik sert tutum alınması. Hükümetin ‘ırkçı’ olmadığını savunan Conte, ülkesinin tek başına Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan göçmenlerin sorunlarını kaldıramayacağını söyledi.