Blower: İşçi Partisi iktidarı farklı olacak

İşçi Partili Christine Blower, Muhafazakar Parti iktidarının Türkiye’deki baskı ve insanların durumuna ilgisiz olduğunu ama İşçi Partisi iktidarında bunun değişeceğini söyledi.

Kürdistanlılar dahil tüm seçmenleri İşçi Partisi’ne oy vermeye davet eden Baroness Blower, İşçi Partisi’ne verilen oyların eşitlik ve adalet olarak geri döneceğini belirtti.

Lordlar Kamerası üyelerinden İşçi Partili Baroness Christine Blower, Öğretmenler Sendikası liderliğinden geliyor Kürtlere ve mücadelelerine yabancı olmayan Christine Blower, sorularımız yanıtladı.

İngiltere’de 12 Aralık’ta yapılacak genel seçimler için konut, sağlık ve yolsuzlukla mücadele gibi sorunlara rağmen Brexit’e yoğunlaşmak doğru mu?

Bu aslında biraz da Muhafazakar Parti’nin tamamıyla Brexit’in gerçekleştirilmesine yoğunlaşmasından kaynaklanıyor. Brexit gerçekleşse bile Ocak sonuna kadar gerçekleşmeyecek zaten. İçinde aktif bulunduğum İşçi Partisi sadece Brexit ile değil, sosyal servisler, eğitim, sağlık alanlarında, iklim değişiklikleri ile alakalı da oldukça önemli çözümleri sunuyor fakat birçok kişi tarafından genelde sorulan sorular Brexit ile alakalıdır ve gündeme gelmesi doğaldır.

İşçi Partisi 2019 genel seçimleri için manifestosunu yayımladı, İşçi Partisi’nin Brexit önerilerinin net olmadığı yönünde eleştiriler de var, öyle midir?

Bence sadece gazetecilere net görünmüyor. Herhangi bir İşçi Partili veya bunu okuyan herhangi birisi bizim Brexit manifestomuzu anlamıştır. Açıkça diyoruz ki; Corbyn ile bir hükümet oluşturduğumuz zaman anlaşmayı yeniden görüşmeye çalışacağız, çünkü sunulan anlaşma oldukça kötü. Jeremy Corbyn, bunu üç ay içerisinde yapmayı planlıyor. Avrupa Birliği’ne de cazip gelecek bir öneriyle geliyoruz. Bunun ardından ilk 6 ay içinde iki opsiyonla referandum yapılacak.

* Corbyn ve takımı tarafından görüşülen anlaşma ki bu önceki anlaşmalardan çok daha iyi olacak. Yumuşak ve iş güvenliği sağlayan bir Brexit.

* İkincisi ise devam etme kararı.

Basit bir seçim, ülke hangisini tercih ederse Corbyn, bunun gerçekleştirilmesini sağlayacak. Ben bunun çok karmaşık olduğunu düşünmüyorum, eğer Liberal Demokratlar’ın yorumlarına bakarsanız karmaşayı görürsünüz, birçok açıklamalarını da durdurdular.

Devam etme ya da ayrılma kararı, insanlarımıza ait olmalıdır. Oldukça net ve açık, kompleks bir şey değil. Bence bu ülkedeki gazeteciler, özellikle Muhafazakar Parti’yi destekleyen gazeteciler bunun çok komplike olmadığı halde öyle olduğunu söylemekten çekinmiyor.

Britanya, 2016’dan beri Brexit’i görüşüyor, konuşuyor ve şu an artık 2019’un sonuna geldik, bu İngiliz ekonomisini de olumsuz etkiledi, neden bu süreç bu kadar zorlayıcı oldu?

Birçok nedenden dolayı zorlayıcı oldu fakat aslında Brexit ayrılıkçı kampanyası insanlara yalan söyledi. İnsanlar bazı kazanımların elde edileceğini düşünüyordu fakat Brexit’in böyle bir şey olmadığı çok sonraları anlaşıldı. Bakın bugün halen milyonlarca poundluk davalar sağlık sektörümüz ile ilgili devam ediyor. Bazı insanlar bu süreçte fikirlerini değiştirdi. En önemlisi, hatırlayacağınız üzere ilk referandum olan 2016’da hiçbir şekilde Brexit’in ne anlama geldiği net bir şekilde İngiliz halkına anlatılmadı. Lordlar Kamarası ve Parlamento aralıksız olarak Brexit’in ne anlama geldiğini anlamak, anlatmak için yoğun bir çalışmaya girdi. O dönem Theresa May’in ve David Cameron’un kaybetmeyeceğini düşünürken kazanmasını hatırlarsınız; yüzde 51’e 49 yakın bir oranla referandum tamamlanmıştı, bu referandumda sunulan hiçbir şeyi hiçbir kimse anlamamıştı, bunun sonucunda hiçbir kazanım elde edilemedi. Bildiğiniz gibi May, defalarca Parlamento’nun onayına çok kötü anlaşmalar sundu, hiçbir zaman kabul edilmedi. Theresa May’in ardından Boris Johson da herhangi bir konuda henüz çoğunluk sağlayabilmiş değiller. Bu sorunu çözebilmek adına yeniden bir hükümet kurmak ve çalışmak gereklidir, Brexit ile ilgili tamam veya devam kararı artık alınmalıdır.

Birçok insan, İngiltere’nin Türkiye’nin işgal saldırılarına karşı çok yumuşak reaksiyon gösterdiği ve bunu da Türkiye’yi Brexit sonrası bir pazar olarak gördüğü için yaptığı konusunda hem fikir. Bu yorumlamaların doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

Açıkçası bence son 10 yıldır İngiliz devleti, Türkiye’ye o kadar da iyi davranmıyor, evet belirli bir dönem İngiltere, ‘Türkiye dostumuz’ dedi, çünkü Türkiye buraya gelmek isteyen Suriyelileri tutan bir misyondaydı. Benim hiç hoşlanmadığım bir görüş fakat İngiltere, Türkiye’yi böyle gördüğü bir dönem de oldu. Bence İngiltere, Türkiye’deki sorunlar ve yaşayan insanların durumlarıyla ilgilenmiyor. Evet buradaki sendikalar ilgili ama İngiliz hükümetinin uzaktan yakından ilgisi yok. Eğer İşçi Partisi’nin yönetiminde bir hükümet olsa bu çok farklı olurdu.

İngiltere’de Kürdistan’ın farklı yerlerinden gelen ve yaşayan birçok insan var, onlarda bu seçimlerde oy verecekler, onlara bir mesajınız var mı?

Benim mesajım herkese İşçi Partisi’ne oy vermeleri yönünde. İşçi Partisi’ne verilen oyların eşitlik ve adalet olarak geri döneceğini söylüyordum, tüm halkımıza faydalı olacaktır. Sizinle bir anımı paylaşmak isterim. Öğretmenlik yapmaya başladığımda 1980’lerin başıydı, birçok çocuk okulumuza geliyor ve birçoğu da yabancıydı. Bizlere küçük bir kitap vermişlerdi bu bir Türkçe kitabıydı, içerisinde Türkçe kelimeler ve anlamları vardı. Bu kitaplardan çocuklara da dağıtıyorduk, bir gün bir çocuk sessizce bana ‘ben Türk değilim ben Kürt’üm’ dedi. Bir anda ben orada o insanların aslında yıllardır kendi kimliklerini baskı altında gizledikleri halde burada da böyle olmasının şokunu yaşadım. O çocuğun cesareti oldukça güzeldi, ardından birçok Kürt dostum ile eylemlerde protestolarda tanıştım. Kürtçe bildiğim kelime ise “Rojbaş”, bu bildiğim tek kelime ve umarım daha çok öğrenirim.