Özel raportör Agnes Callamard, altı aylık soruşturmanın ardından raporunu sonuçlandırdı. Raporda cinayete ilişkin şu tespit yapıldı: “Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın insan haklarına ilişkin uluslararası hukuk nezdinde sorumlu olduğu kasıtlı, tasarlanmış bir yargısız infazın kurbanı oldu."

BM raportörü, “veliaht prens dahil üst düzey Suudi memurların bireysel sorumluluklarına dair ek soruşturmaları haklı kılan güvenilir kanıtların bulunduğunu” belirtti.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi konsolosluğuna girdikten sonra çıkmamıştı. Kaşıkçı’nın cenazesi o tarihten bu yana bulunmadı.

Son zamanlarında Suudi veliaht prensine yönelik eleştirileri ile de dikkat çeken Kaşıkçı, Körfez prenslerinden El Kaide lideri Bin Ladin ile dostluğa ve Müslüman Kardeşler’e kadar uzanan geniş ve karanlık ilişkilere sahipti.

BM uzmanı Callamard, Genel Sekreter Antonio Guterres’i tüm faillere ilişkin sağlam bir dosya oluşturmak için cezai soruşturma başlatmaya çağırdı. Callamard’a göre, BM Genel Sekreteri “bir devletin müdahalesi olmadan uluslararası bir soruşturma açabilecek” yetkiye sahip.

SUUDİ ARABİSTAN'A BASKIYI ARTTIRMASI BEKLENMİYOR!

Callamard, raporunu 26 Haziran’da BM İnsan Haklar Konseyi’ne sunacak. Diğer tüm bağımsız uzmanlar gibi, Callamard BM adına konuşmuyor. Bu nedenle, bir çok gözlemciye göre yeni rapor Muhammed Bin Salman üzerindeki baskıyı arttırmayacak. 

Rapor özellikle İran ile ABD ve ittifakı Suudi Arabistan arasındaki gerilimin tırmandığı bir döneme denk geldi. 

CIA'in dahi Salman'ı suçlamasına rağmen Amerikan medyasına göre, uluslararası toplum cinayete ilişkin tüm gerçeklerin ortaya çıkarılmasını temel bir talep olarak dayatmaktan vazgeçti. Bunun işareti olarak da Fransa Dışişleri Bakanı  Jean-Yves Le Drian, Kaşıkçı cinayetinden sonra Riyad'a ilk ziyaretini sonbaharda gerçekleştirecek.