Heftanîn’de neler oluyor?

Cenga Heftanîn hamlesi uzun süreceğe benziyor. Ne gerillanın geri çekilmeye niyeti var, ne de bozguncuların tepelerden aşağı inip ilerlemeye cesareti. Bu topraklar zafere yakın bir direnişe şahitlik ediyor şu anda…

Türk işgaline karşı gerillanın başlattığı Cenga Heftanîn hamlesi üç haftayı aştı. Gerilla hamlesi ne durumda? Heftanîn hamlesinde karşımıza birçok olasılık çıkıyor. İşgalci gücün hesaplarını değiştirecek olan tek parametre ise kuşkusuz direnmek. Bunun da ötesinde belirleyici olan zafer inancıdır.

Kürdistan gerillası yıllara damgasını vuran direnişlerle yetişti, hatta ‘her şey bitti’ denildiği anlarda halkın ayaklanmaları, gerillanın taktik değiştirmesiyle yeniden direnişe can verilmiş ve akış kesilmemiştir. Bugün de mevcut akışı zafere dönüştürmenin eşiğindedir Kürt halkı. Cenga Heftanîn hem tekniğin hem de göğüs göğse vuruşmanın ortasındadır.

Gerilla kaynakları, her gün Türk ordusunun kayıplarına ilişkin bilançolar veriyor. Gerillalar peş peşe eylem görüntüleri yayınlıyor ama Türk yetkililer şimdiye kadar sadece 4 askerin öldüğünü iddia ediyor. Dağlara yakın köylerin boşaltılması, boşaltılan köylerin evlerinin bazılarının ateşe verilmesi, hayvanların ve arazinin yok olacağı şekilde her tarafın bombalanması, halktan birçok insanın katledilmesi, küçük bir çocukla bir gerilla arasında ayrım yapmaksızın kullanılan teknolojik silahlar, bu operasyonun sadece gerillaya karşı olmadığı gösteriyor.

GERİLLAYI HALKSIZ BIRAKMAK İSTİYORLAR

Gerilla ve halk arasındaki iletişimi kesmek, gerillanın en güç aldığı değer olan halkını gerillasız bırakmak ve gerillayı halksız bırakmak en temel amaç olarak öne çıkıyor. Dikkat çekici diğer bir yön ise, hedeflenenin sadece dağlar olmaması, Türk devletinin tüm Güney Kürdistan topraklarına yerleşme ve alanı hakimiyetine alıp sömürmeyi hedeflediği açıktır.

İşgalcilerin Xantur’a yönelmesinin sebebi ise Kürdistan’ın üç parçasının görünüyor olmasıdır. Zaxo’ya, Karacox’a, Botan’a hakim olan bu tepeyi tutmalarındaki amaç budur. Ve oradan Xantur’un güneyinden Zendura alanını hakimiyetine alıp Metina üzerinden Lelikan’a kadar gitmeyi planlıyorlar. Bu da bütün Güney demektir. İşgalci Türk Ordusu bunu 1992’de de denemiş ancak başaramamıştır.

Peki, Güney Kürdistan halkı bunun farkında mı? Güney Kürdistan halkı bir nebze olsun bunun farkında ve bu kesim zaten sürekli sokaklarda aktif bir şekilde işgalci Türk ordusunu topraklarında istemediğini belirtiyor.

Ancak Güney Hükümeti’nin bunun farkında olmaması, gözlerini kapatması, peşmergenin inisiyatifsiz bırakılması, tepkisiz kılınması, halkını koruyamaması, artık gözlerini açan Güney halkıyla gerilla arasında birbirine destek olmak dışında bir çözüm olmadığını gösterir. Kimse halkın gücünden öte değildir ve o kadar güçlü değildir.

DİRENİŞ UZUN SÜREBİLİR AMA ZAFERLE SONUÇLANACAKTIR!

Herkesin şu anda merak ettiği konu işgalci Türk ordusunun Güney topraklarında ne kadar ilerlediğidir. Buna ilerleme desek işgali meşrulaştırmış oluruz. Bu bir ilerleme değildir bir işgal operasyonudur. Askerler, yani bozguncularla gerilla arasında Xantur’da, Şeşdara’da, Dupişk’de çok yoğun çatışmalar yaşanıyor. Çok sayıda bozguncu öldürüldü, çok sayıda eylem yapıldı ve yapılıyor hala.

Bu çatışmalarda gerillanın şahadetleri de oldu. Direniş çizgisini geride kalan yoldaşlarına emanet eden on dört gerilla Güney halkının ve toprağının onurunu korumak için kendini feda etti ve şehit oldu. Bu hamle uzun süreceğe benziyor. Ama ne gerillanın geri çekilmeye niyeti var, ne de bozguncuların tepelerden aşağı inip ilerlemeye cesaretleri var. Bu topraklar zafere yakın bir direnişe şahitlik ediyor şu anda.

Bu topraklar ceng meydanında, Amara, Zeryan, Esmer, Şoreşger, Welat, Tolhildan, Mervan, Çekdar gibi birçok kahramanı bağrından çıkarıp yeniden ölümsüzleştirdi. Ve bu da gerillanın hala direndiğinin bir ifadesi oldu. Bu ceng meydanında yapılan kavgayı görmek, duymak, hissetmek gerekir. Bu görme, bu duyma ve hissetmenin bizi daha da ahlaklı ve vicdanlı bir insan yapacağı şüphe götürmez bir gerçektir.