Eski Cumhurbaşkanı, Le Monde gazetesine verdiği mülakatta Suriye’deki durumdan endişeli olduğunu belirterek, demokratik güçleri sorumluluklarına sahip çıkmaya çağırdı.

KÜRTLERİN YAPTIKLARINI UNUTMUYORUM

Hollande, “Suriye trajedisi konusunda neden sessizliğinizi bozmaya karar verdiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Kendimi hem dayanışmacı hem de sorumlu olarak görüyorum. Dayanışmacı çünkü, Kürtlerin son derece zor bir zamanda koalisyonun DAİŞ’i Rakka ve ötesinden kovmasını sağlamak için yaptıklarını unutmuyorum. Suriye’de bir parçanın özgürlüğünü kutlamak ve bu sonucun ortaya çıkmasında belirleyici rol oynayan tüm diğer sakinlerin ölmesine izin vermek mümkün değil. Kendimi aynı zamanda Guta için sorumlu görüyorum. Şu ünlü ‘kırmızı çizgi’yi uygulayacak düzeyde olamadım. Bunu Barack Obama kimyasal silahların kullanımı konusunda belirlemişti.”

DEMOKRATİK GÜÇLERİ SORUMLULUKLARININ BİLİNCİNDE OLMALI

Hollande, “Demokratik güçlerin, ki burada demokratik kelimesinde ısrar ediyorum, etkileri ve rollerinin ne olabileceği konusunda sorumluluklarının bilincinde olması gerektiğini düşünüyorum” diye ekledi.

GUTA VE EFRÎN TESADÜF DEĞİL

Bugün Suriye’de saldırı halinde olan üç büyük aktörün olduğunu söyleyen Hollande şu değerlendirmelerde bulundu:

“(Birinci aktör) İranlı veya Hizbullah savaşçılarının desteğinde yıkarak ilerleyen rejimdir. Halep ve diğer kentlerden sonra şimdi sıra Şam’a geldi, zira Guta başkentin bir banliyösüdür. İkinci aktör, Batılı ülkelerin etkisizliği karşısında, utanmazca rejimi destekleyen ve hatta ihlallere ortak olan Rusya’dır. Üçüncüsü, bir ara Moskova ile çatışma halinde olduktan sonra oynayabileceği elin ‘paylaşım’ olduğunu anlayan Türkiye’dir. Guta ve Efrîn sınavlarının her iksinin aynı dönemde yaşanması tesadüf değildir. Rusya Ankara’nın Efrîn saldırı yapmasına izin verdi, Türkiye ise Guta’da desteklediği bir kısım isyancıları geri çekecek, bunlardan bazıları Efrîn saldırısına takviye olarak bile gidebilir.”

TÜRK UÇAKLARININ EFRÎN’DE UÇMASI YASAKLANSIN

Demokratik güçlerden isteyebileceği acil tedbirlerin ne olacağı sorusu üzerine Hollande şöyle yanıt verdi:

“Hastaneler ve hatta mezarlıklar dahil Guta’yı bombalayan rejimin uçakları ile Efrîn’de hareket eden Türk uçakları bu alanlar üzerinde uçmasın. Kırmızı çizgiler sadece kimyasal silahlarla ilgili olamaz zira her seferinde bunların kullanıldığını ortaya koymak ve hangi tarafın yaptığını kanıtlamak gerekiyor (...) Ayrıca eğer sadece sarin gazı kullanımı üzerine kırmızı çizgi konulursa, diğer silahlarla işlenen katliamlara müdahaleyi kendimize yasaklamış oluruz. Oysa hangi türden olursa olsun sivillere yönelik kasıtlı bombardımanlar hem insani bir durum hem de kabul edilemez siyasi bir durum oluşturuyor.”

Hollande, “Guta ve Efrîn üzerinde uçuşa yasak bölgeler oluşturulmasının gerçekten mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“BM Güvenlik Konseyi Rus vetosuyla bloke olmuş durumda. Ama bu bölgeler üzerinde uçuş yapılamayacağını vurgulamak aciliyet arz ediyor. Özellikle de Suriye dışında ve NATO üyesi olan bir ülkenin kendi uçağını kullandığı Efrîn konusunda.

BU NASIL BİR İTTİFAK Kİ DAİŞ’LE BİRLİKTE KÜRTLERİ BOMBALIYOR?

“O halde Efrîn konusunda hareket etmesi gereken NATO mu?” şeklindeki bir soru üzerine Hollande sert ifadeler kullandı:

“Fransa, Türkiye ile birlikte NATO’nun parçası. Ama bu nasıl bir ittifak ki, bazılarını ona silah satıyor ve sivil halkı vurmak için uçaklarını kullanıyor? Nasıl bir Türk ittifakı ki cihatçı grupların desteğinde bizim has ittifaklarımızı vuruyor?

“Fransa ve Uluslararası Koalisyonun Kürtlerin yanında DAİŞ’e karşı savaşmaya başladığı sırada bu çelişkilerin patlak vermesini beklemek gerekiyor muydu?” yönündeki bir soru karşısında Hollande’ın yanıtı şöyle oldu:

“Kürtlerin, Arap ortakları ile birlikte ülkenin kuzey doğusunda cihatçıları koymayı başardıktan sonra Suriye’nin geleceği üzerine tartışmalara ortak edilmesini öngörmüştüm. Suriye’nin parçalanmasının sözkonusu olmayacağını hatırlatmayı gözetmiştim. Buna karşın, Efrîn veya diğer yerlerden Türkiye’ye saldırmak için giden Kürt grupları olsaydı Ankara meşru savunma eylemini gerekçelendirmek için doğru bir noktada olacaktı. Ama Suriye Kürtleri Türkiye’ye saldırmadı. Onların başka kaygıları var: İslam Devleti’nin Suriye ile Irak arasında çekildiği topraklardaki operasyonlarını tamamlamamışlardı. Tam da bu sırada Türkiye Efrîn’e operasyon başlattı.”

PUTİN VE ERDOĞAN PAYLAŞIM İÇİN ANLAŞTI

NATO’nun harekete geçirilmesi konusunda meselenin Vladimir Putin karşısında nasıl bir davranış içerisinde bulunmak gerektiği olduğunu söyleyen Hollande, şöyle konuştu: “Rusya yıllardan beridir yeniden silahlanıyor ve eğer tehdit ediyorsa, tehdit edilmeli. Moskova, Ankara’nın Suriye’deki Kürt ittifaklarımızı bombalamasına izin vererek, NATO’da da bir bölünmeye itiyor. Zira daha bir yıl önce Vladimir Putin’in Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yeteri kadar sert bir kelimesi kalmamıştı. Şimdi iki ülke Suriye’nin paylaşımı konusunda anlaştılar."

KÜRTLERİ BU DURUMDA OLSUNLAR DİYE DESTEKLEMEDİM

Hollande, “Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan Suriye dosyası konusuna ne talep edeceksiniz?” şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi:

“Benim görevim, Fransa adına ne yapabildiğimi ve bunun nasıl sonuç verdiğini hatırlatmaktır. Eğer koalisyon çerçevesinde Kürtleri desteklediysem, onları bugün içinde bulundukları durumda bırakmak için değildir.”