YPG’nin elindeki Alman DAİŞ’liler muammaya dönüştü

Trump’ın çağrısının ardından YPG’nin elindeki DAİŞ çete üyesi Almanların geleceğine ilişkin tartışma kızıştı. Bir kısım siyasetçi, vatandaşlık haklarının ellerinden alınmasını istiyor.

Bir süredir Rojava Kürdistan yönetiminin çağrılarına rağmen Alman devleti, YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü operasyonlarda sağ yakalanan DAİŞ çete üyesi vatandaşlarına karşı duyarsız davranıyordu. Alman makamlarının resmi sayılarına göre 1050 kişi Almanya’dan DAİŞ çetelerine katıldı, bunlardan çoğu çatışmalarda ölürken, bir kısmı Almanya’ya geldi, bir kesimi de YPG güçleri ile Irak ordusu tarafından yakalandı.

Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzer YPG’nin elinde bulunan 200’den Alman vatandaşı arasında birçok suça bulaşmış 40 yetişkin Alman DAİŞ çete üyesi vardı. Federal Alman Hükümeti’nin konuya ilgisizliği ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta sonu Twitter üzerinde “ABD Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve diğer Avrupalı ortaklarından, Suriye’de yakaladığı 800’ü aşkın IŞİD savaşçısını yargı önüne çıkarmak için geri almasını istiyor” açıklamasına kadar sürdü.

Şimdiye kadar Berlin yönetimi “Suriye’de resmi bir temsilciliğimiz olmadığı için bölgede bulunan Alman vatandaşlarına ilişkin tam bilgi alamıyoruz” şeklinde gerekçeler öne sürüyordu. Trump’ın baskısının ardından konu artık Angela Merkel’in başbakanlığındaki Federal Hükümet’in öncelikli mevzusuna dönüştü.

ALMAN HUKUKÇULAR: GAUTANAMO VE DEN HAAG OLMAZ

Yaygın Alman medyasında yer alan bazı yorumlarda bir kesim siyasetçi ve uzman DAİŞ’liler için ABD’nin El Kaide üyeleri için Guatanamo’da kurduğu tarzda bir hapishane inşa edilmesini veya Den Haag’ta kurulacak Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanmalarını istiyor.

Ancak hukukçular her iki versiyonunun da Alman anayasasına aykırı olduğunu söylüyor. Eski Savunma Bakanı ve ceza hakimi Prof. Rupert Scholz “Yasalarımız Guatanamo tarzına asla izin vermez. Çünkü hakim karşısına çıkartılmadan bir suçlu hakkında tutuklama kararı veremiyoruz. Almanya çok zor bir görevle karşı karşıya ve vatandaşlarına almak zorunda” diye konuştu.

Anayasa uzmanı Prof. Ulrich Battis de Almanya’daki yasaların kendi vatandaşlarının Den Haag’daki Uluslararası Savaş Mahkemesi’ne çıkmasını engellediğine dikkat çekti. Bir ülkede mahkemenin kurulma imkanının olmaması halinde Den Haag’da savaş suçları mahkemesinin kurulabileceğini belirten Prof. Battis “Kurulacak böyle bir mahkeme Den Haag’da değil, Almanya’da kurulmalı” diye konuştu.

‘VATANDAŞLIKLARINI İPTAL EDELİM’

Tartışmalara katılan Baden-Württemberg İçişleri Bakanı Thomas Strobl ise DAİŞ üyesi Almanların vatandaşlık haklarının iptal edilmesini istedi. Bild gazetesine bugünkü sayısına konuşan Hıristiyan demokrat politikacı Strobl “Yasalara göre yabancı bir orduya girenin vatandaşlığı iptal edilmesi gerekiyor. Bu yasa DAİŞ terör örgütüne katılanlar için hayata geçirilmeli” dedi.

Ancak uzmanlara göre vatandaşlık hakkının iptali hiç de kolay değil. Ceza hakimi Prof. Rupert Scholz hem söz konusu yasanın sadece çifte vatandaşlar için geçerli olduğuna, hem de DAİŞ çetelerinin devlet ilan etmesine rağmen uluslararası alanda bir devlet statülerinin olmadığına dikkat çekti.

İçişleri Bakanı Horst Seehofer ise DAİŞ’lilerin kabul edilmesinin şartlara bağlanmasını istedi. “Süddeutschen Zeitung” gazetesine konuşan Seehofer “Uçağa bindirilmeden önce bulundukları yerlerde teker teker suç dosyaları incelenmeli ve ona göre kabul edilmeli” dedi. Ağır suç işleyenlerin Almanya’da kaybolmalarının önüne geçilmesi için sıkı bir çalışma öneren bakan “Güvenliği tehlikeye sokacak tehlikeli insanları almak istemiyorum” diye konuştu.

Benzer bir tartışma diğer Avrupa ülkelerinde de yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde Danimarka ve İngiltere’de de hükümet yetkilileri açıkça DAİŞ üyesi vatandaşları kabul etmeyeceklerini açıklamışlardı. Şimdiye kadar Fransa, Endonezya, Rusya, Fas ve Sudan YPG’nin sağ yakaladığı vatandaşlarını Rojava yönetiminden istemişti.

YPG’ye bağlı özel birliklerin şimdiye kadar Suriye’nin kuzeyinde yaptığı operasyonlarda yakalanan 2800’den fazla DAİŞ’li şu anda Rojava Kürdistanı’ndaki hapishanelerde tutuluyor. Bunlardan 800’ünden fazlası çoğu batılı ülkeler olmak üzere 46 değişik devletin vatandaşları.