1915 Süryani soykırım şehitlerini saygıyla anıyoruz

MUB: Süryani halkı 103 yıldır soykırımın acısını, yarasını yüreğinde taşımakta ve travmasını yaşamaktadır. Ancak egemen güçler ve Osmanlı’nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetleri bu soykırımı inkâr etmektedirler.

Mezopotamya Halklar Kongresi (MUB) Seyfo şehitlerini andı.

MUB açıklamasında şunları belirtti: “Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasında yaşayan yerli Hıristiyan halklara karşı 1915 yılında gerçekleştirilen soykırım zihniyeti günümüzde de Ortadoğu halklarını tehdit etmeye devam etmektedir. 1914-1915 yıllarında başta Hakkâri bölgesinde daha sonra Serhat, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Malatya ve Turabdin alanlarında Süryani-Asuri-Arami-Keldani, Ermeni halklarına karşı kapsamlı bir soykırım başlatıldı. Bu soykırım 1919’da Karadeniz’deki Helen Pontus halkını da kapsayacak şekilde genişletildi ve 1925 yılına kadar aralıksız bir şekilde devam ettirildi.

Hıristiyan halklardan yaklaşık 2 milyon insan hunharca katledildi. 100 binlercesi yerini yurdunu terk etmek ve başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Gasp edilen ve tahrip edilen maddi, manevi değerlerin haddi hesabı yoktur. Tek tipleştirme siyaseti din değiştirmeğe, zorlamaya, kimliksizleştirmeye bu süreçte başvuruldu. İnkâr, imha ve asimilasyon gibi insanlık suçunun en ağır yöntemleri halkımıza, Hıristiyan halklara ve diğer etnik, kültürel kimliklere karşı barbarca uygulandı.

Süryani halkından 500 binden fazla insan yaş, cins ayrımı yapılmadan süngülerle, kuyulara atılarak, açlığa, susuzluğa mahkûm edilerek, hastalıklara terk edilerek vahşice öldürüldüler. Süryani halkının isimleri, mezhepleri, coğrafik bölgeleri arasında fark gözetmeden gerçekleştirilen soykırımla Mezopotamya’nın kadim sahipleri yok olmanın eşiğine getirildi.

Süryani halkı 103 yıldır soykırımın acısını, yarasını yüreğinde taşımakta ve travmasını yaşamaktadır. Ancak egemen güçler ve Osmanlı’nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetleri bu soykırımı inkâr etmektedirler. Bir yandan eski soykırımları değişik yöntemlerle unutturmaya ve kabul etmemeye çalışırken diğer bir yandan soykırım politikalarını devrede tutarak herkese ve hatta Ortadoğu halklarını tehdit etmektedirler. Bu tehditlerini yer yer katliam, baskı ve şiddetle pratikte uygulamaktadırlar.

Son 16 yıldır Türkiye’deki hükümet hem Osmanlı egemenlerinin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin soykırımcı politikalarını temsil etmektedir. Bu gerçeklik, başlatılan topyekûn bir savaş tüm dünyanın gözleri önünde hayata geçirilmektedir. Türkiye’nin içinde ve dışında, özellikle Suriye ve Irak coğrafyasında her gün en ağır silahlarla yeni cinayetler ve katliamlar işlenmektedir. Dolayısıyla halklara karşı etnik temizlik siyasetiyle insanlık suçu işlenmektedir. Çok kimlikli toplumsal bir yapıya, çok kültürlü bir coğrafyaya yüzyıllardan beri tahammüllerinin olmadığı ortaya çıkmıştır. 15 Haziran tarihi Süryani-Asuri-Arami- Keldani halkının 1915 soykırımını anma günüdür. Halkımızın bütün kurum kuruluşları tarafından anılan 1915 Seyfo vesilesiyle soykırımcıları bir kez daha lanetliyoruz. Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün halkları el ele vererek egemen, soykırımcı zihniyet sahiplerinden 24 Haziran’da yapılacak parlamento ve cumhurbaşkanı seçimlerinde hesap sormaya, demokratik bir ülkeyi kurmaya çağırıyoruz.”