3. Yol Siyasal Önermesi: Türkiye Ayağında HDP -III-

HDP’nin siyasal ve toplumsal yaşama dair önerilerini kendi bekaları için tehdit olarak algılayan AKP/MHP iktidarı HDP’ye yönelik birçok baskı mekanizmasını devreye koydu. AKP/MHP iktidarı yargıya talimat vererek HDP’nin kapatılması için baskı kurdu.

HEP ile başlayan Demokratik Kürt Siyaset Geleneği katliamlara, baskılara, tutuklamalara ve kapatmalara rağmen büyük bir halk gücü ve desteği ile farklı isimlerle büyüyerek mücadelesini yükselti.  33 yıllık Demokratik Kürt Siyaset Geleneği HDP ile ‘Türkiyelileşme ‘siyasetini hedeflemesi ve Türkiye toplumsal muhalefetine öncülük etmesi devlet merkezli saldırılarında hedefi oldu. HDP’nin siyasal ve toplumsal yaşama dair önerilerini kendi bekaları için tehdit olarak algılayan AKP/MHP iktidarı HDP’ye yönelik birçok baskı mekanizmasını devreye koydu. Bununla da yetinmeyen AKP/MHP iktidarı yargıya talimat vererek HDP’nin kapatılması için baskı kurdu.

3. Yol Siyasal Önerme ile toplum karşısına çıkan HDP siyasi ve toplumsal olarak büyük bir kabul gördü. HDP parti kimliği ile girdiği ilk seçimlerde barajı aşarak 80 milletvekili temsil hakkını elde ederek, mecliste 3. Büyük parti konumuna geldi. HDP’nin ortak yaşam çağrısı, Kürt sorunun Türkiye bütünlüğü içerisinde statü çözüm önerisi, Anayasa’nın demokratik-çağdaş kriterlerle yeniden yazılması, katılımcı yerel demokrasi ve demokratik cumhuriyet üzerine kurguladığı seçim stratejisi siyasi ve toplumsal kabul görmüştür. AKP iktidarı, HDP’nin yüksek düzeyde temsiliyetini ve halkın yüksek kabulünü kendi iktidarı için tehlike olarak gördü.  İktidar, tehlikeyi bertaraf etmek ve HDP’nin önünü kesmek için Kürt siyasetine yönelik MGK’da alınan Çöktürme Planın Türkiye ayağında HDP’ye yönelik kuşatma, baskı ve sindirme politikalarını devreye koydu. HDP’nin siyasi kazanımlarını kriminalize etme, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırma, belediyelerine el koyma, eş genel başkanlarını ve milletvekillerini tutuklama, belediye başkanları ve binlerce yöneticisini tutuklama siyasetini hızla devreye koydu.

Ezber bozan, toplumsal ve siyasi muhalefete öncülük eden HDP tüm baskılara rağmen yükselişini sürdürdü. AKP/MHP iktidarı ve tekçi sistem yanlıları HDP’nin kapatılması için yargıya baskı yaptılar. Özelikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tehditleri sonucu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yargıtay Bekir Şahin ‘Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladığı’ gerekçesiyle HDP’nin temeli kapatılması istemiyle iddianame hazırladı.  İddianamede aralarında Eş Genel Başkanların da bulunduğu 687 üyeye 5 yıllık siyaset yasağı talep edilirken, partiye üye kayıtlarının durdurulması, hazine yardımların kesilmesi yanı sıra banka hesabının bloke edilmesi ve ödenmiş yardımların da hazineye iade edilmesi talep ediliyordu. İddianame 17 Mart 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesine gönderildi.

HDP’NİN GİRDİĞİ SEÇİMLER VE TÜRKİYE’NİN 3. BÜYÜK PARTİSİ OLMA HİKAYESİ

HDP yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı ve iki genel seçimlerde seçim programlarını halklarla, emekçilerle, kadınlarla ve gençlerle buluşturma stratejisi üzerine kurguladı. 2014 yerel seçimlerde HDP Kürdistan’da bileşeni BDP ile yerel seçimlere girerken, Türkiye genelinde ise parti ismi girdi. Seçimlerde BDP Kürdistan’da 106 belediye kazandı. Aynı zamanda tüm belediyelerde eş başkanlık sistemi uygulandı. ‘Yeni Yaşam Çağrısı’ şiarı 2014 yılında Selahattin Demirtaş’ın girdiği Cumhurbaşkanı seçimlerinde yüzde 9,8 oy aldı. HDP’nin temsil ettiği Demokratik Kürt Siyasi Geleneği, 2007 ve 2011 yıllarında demokratik ittifak temelinde yüzde 10 barajı nedeniyle bağımsız adaylarla seçime girmişti.

80 MİLLETVEKİLİ İLE TEMSİL EDİLDİ

HDP’nin temsil ettiği Demokratik Kürt Siyasi Geleneği, 2007 ve 2011 yıllarında demokratik ittifak temelinde yüzde 10 barajı nedeniyle bağımsız adaylarla seçime girmişti. 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerine parti kimliği yarışa katılan HDP ‘Büyük İnsanlığa Evet. Bizler Meclise’, deklarasyonu ile seçimlere girdi.  Seçimlerde büyük bir başarı kazanarak HDP yüzde 13, 2 ile barajı aşarak, 80 milletvekili ile mecliste temsil edildi. 7 Haziran seçimlerine giden süreçte Diyarbakır’da HDP mitinginde bombalar patlatıldı, Adana ve Mersin’de benzer girişimlerde bulunuldu.

SAVAŞ KONSEPTİ: ÇÖKTÜRME PLANI VE 1 KASIM SEÇİMLERİ

7 Haziran seçimlerinde büyük oranda oy kaybeden AKP hükümeti Kürt Siyasal Hareketi ile yürüttüğü barış görüşmelerini sonlandırarak, savaş konseptini devreye koydu. Savaş konsepti stratejisi ile seçimlere hazırlanan AKP, daha önce Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) kararlaştırılan ‘Çöktürme Planı’nı hızlıca devreye koydu. 7 Haziran seçimlerinin ardından Suruç ve Ankara katliamlarında yüzlerce kişi hayatını kaybetti. HDP’nin yüksek oy aldığı 11 il ve 45 ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu ilçelerde yerleşim yerlerinde binlerce yerleşim yeri yıkıldı. Yüzlerce insan öldürüldü. Batı illerinde HDP’ni seçim bürolarına yönelik saldırılar, HDP’li yöneticilere yönelik linç saldırıları arttı. Bu süreçte HDP’lilere yönelik göz altı ve tutuklama furyası devam etti. AKP hükümeti seçim propagandası süresince HDP’nin tüm siyasi faaliyetlerini kriminalize ederek, baskı ve şiddet politikalarını en üst düzeyde tuttu.

94 BELEDİYEYE KAYYIM ATANDI

Tüm baskı ve engellemelere rağmen HDP yüzde 10 barajını aşarak yüzde 10.7 oy aldı. 59 milletvekilli ile mecliste temsil edildi. HDP’nin tekrar meclise girmesi ile dokunulmazlıkların kaldırılması tekrar gündeme geldi. AKP/MHP ortak kararı ve CHP’nin de desteği ile 20 Mayıs 2015 tarihinde yapılan oylama ile milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile Kanun Hükmünde Kararnameler çıkartıldı. HDP bileşeni Demokratik Bölgeler Partisine ait 94 belediyeye kayyım atandı. 75 belediye eş başkanı ve başkan vekilli tutuklandı.

MİLLETVEKİLLERİ TUTUKLANDI

Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan 4 ay sonra Kasım 2016 tarihinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 2 milletvekilli evlerine yapılan baskınlarla göz altına alındı. Eş başkanlar dahil olmak üzere 9 milletvekili tutuklandı.  Ardında HDP’ye yönelik gerçekleştirilen göz altı ve tutuklama furyası artarak devam etti. Binlerce HDP yöneticisi ve üyesi tutuklandı.

Bu tarihten itibaren HDP’ye dönük baskılar da artarak sürdü. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazandığı 65 belediyenin 6'sında da seçilenlere mazbata verilmedi. Bugüne kadar 48 belediyeye ise kayyum atandı. Belediye eş başkanları cezaevine konuldu. Eski eş başkanlar ve milletvekilleri başta olmak üzere binlerce HDP’li halen cezaevinde bulunuyor. HDP büyük baskılar altında girdiği 2018 genel seçimlerinde yüzde 11,7 oy alarak 67 milletvekili çıkardı.

OHAL KARARI İLE HDP’YE YÖNELİK TASFİYE POLITIKALARINI HIZLANDIRDILAR

Sultan Özcan, HDP’nin ülkenin demokrasi çıtasını yükseltecek ve sorunlara çözüm getirecek bir siyasete sahip olduğunu ifade ederek, partilerinin ana muhalefet partisi olmanın ötesine geçerek, ülkenin kaderini değiştirme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Özcan, partilerine yönelik kapatma davasının da bu potansiyelin engellemesine yönelik olduğunun altını çizdi. Özcan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolmabahçe mutabakat masasını devirerek, çözüm sürecini bitirdiğine dikkat çekerek, ‘Allah’ın Bir Lütfu’ olarak tanımladıkları 15 Temmuz darbe girişimini de sivil darbenin manivelasına dönüştürüp OHAL rejimi başlattılar. Hafıza taraması yaparken, insan nefessiz kalıyor gerçekten. Anayasa referandumu, Tek Adam Hep Adam rejimine geçiş vb. hepsi OHAL koşullarında gerçekleştirildi. Bütün bu siyasal ve otoriter kuşatmaya rağmen HDP’nin mıh gibi yerinde durmasını engelleyemediklerini görünce ‘terörü, irtibat, iltisak’ kumpasını oluşturdular. HDP’ye hınçları Kendi bekalarının önündeki en güçlü engel olarak görmeleri. Teslim alamadıklarını kumpaslarla tasfiye etmekte sınır tanımamaya devam ediyorlar. 2019 Seçim stratejimizin özellikte metropol belediyelerindeki 25 yıllık saltanatlarına son vermesi, kayyumla aldıklarını geri kazanmamız, hem de her türlü hile ve manipülasyonlara karşı demokrasi güçleri ile başarmamızı engelleyememiş olmaları katmerli kumpas planlarına hız vermelerine neden oldu.”

HDP’Yİ SALTANATLARI ÖNÜNDE ENGEL OLARAK GÖRDÜLER

AKP/MHP iktidarının 2023 seçimlerinde saltanatlarına engel olarak HDP’yi gördüğünü ve siyaseten tasfiye etme kararını aldığını belirten Özcan, “HDP’nin siyaset sahnesinden tasfiye edilmesi için kapatılması, kadrolarına siyaset yasağı getirilmesi ve bütçesinin gasp edilmesi gerektiğine karar verildi. Denge denetleme sisteminin bütünüyle devre dışı bırakıldığı, yasama organının büyük oranda yetkisizleştirildiği, yargının sarayın emrine amade edildiği bir ortamda anayasayı korumakla yükümlü AYM’de anayasayı rafa kaldırabiliyordu pekâlâ. Daha önce beraatla sonuçlanan Gezi Davasının yeniden açılarak mahkûmiyet kararıyla sonuçlanması, AİHM Büyük Dairenin Demirtaş hakkında verdiği kararların uygulanmaması, yargının iktidarın sopası haline geldiğinin önemli örneklerinden olmakla birlikte AKP-MHP iktidarının ve mevcut tek adam rejiminin yıkım talan ve rant düzenine karşı direnen kesimlerden intikam saikiyle hareket ettiklerinin göstergesidir. Kobane Kumpas davası ve HDP’ye açılan kapatma davası, iktidarın ve rejimin kendi düzenlerini sürdürmek için engel gördükleri HDP’yi ve yeni yaşam programını tasfiye etme planı kapsamında görüyoruz. Cumhuriyet’in 2.yüzyılına Demokratik Cumhuriyet ile devam etmek isteyenlerle, faşizmin kurumsallaşması yolunda ilerlemek isteyenlerin davası/seçimi bu aynı zamanda. Toplumun değişim taleplerinin siyasal adresini ortadan kaldırma girişimi.”

KAPATMA DAVASI DEVLET ODAKLI BAZI KESİMLER İLE AKP/MHP ORTAK KARARI

HDP’yi tasfiye planının arkasında çok katmanlı devlet odaklarının bazı kesimleri ile devletleşen AKP-MHP otaklığının güçlü işaretleri olduğunu hatırlatan Özcan, “Bu onların planı ve tasarrufu, HDP ve demokrasi güçlerinin mücadele geleneği, özellikle 2015 yılında bugüne boyun eğmeyen, teslim olmayan ve büyük bir direniş sergileyen tutumu belirleyecek sonucu. Fillerle karıncaların hikayesindeki gibi en geniş demokrasi ittifakı ve iş birliğiyle önümüzdeki seçimlerin sonuçlarını toplum lehine belirleme kararlılığımızı başarıyla tamamlayacağız. HDP’ye yapılan hazine yardımı hesabına bloke koyma kararı da Kobane Kumpas Davası ve HDP’yi kapatma davası da tam bir yasa tanımazlık, hukuksuzluk ve ana yasasızlıkla yürütülüyor. Düzmece gizli tanık beyanları dayanak yapılarak çözüm sürecine dair ve demokratik siyasete dair ne varsa hafızadan silip ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bütün bu hukuk ve talan suçlarını üreten rejimi değiştirmenin anahtar ve çözüm gücü olan örgütümüz ve temel siyasi programımızdan aldığımız güçle mevcut iktidarı göndermeye, bu rejimin inşasını durdurmaya, demokratik bir geleceğin inşasının yollarını açacak zemini oluşturmaya kararlıyız.”

KAPATMA DAVASI KÜRT KAZANIMLARININ HEDEFLENMESİNİN DEVAMIDIR

HDP Muş Eski Milletvekili Ahmed Yıldırım ise HDP’ye dönük saldırıları sıradan bir siyasi rekabet veya AKP/MHP’yi iktidardan etme amacına bağlamak bu saldırıların arkasındaki amacı daraltma anlamanı geldiğini belirterek, şu tespitlerde bulundu:” Bu saldırıları Kürtlerin Ortadoğu’daki tüm kazanımlarının hedeflenmesi ile ele almak, bunun da bir devlet politikası olduğunu anlamak daha gerçekçi olacaktır. Çünkü HDP sıradan bir siyasi rekabetin ötesinde, demokratikleşememiş 100 yıllık cumhuriyetin sistem eleştirisini yapan, farklı bir demokratik devlet yapısının mümkün olduğunu ortaya koyan, Kürt meselesi çözülmeden Türkiye’nin yapısal hiçbir sorununun çözülemeyeceği hakikatiyle topluma ayna tutan, Kürt meselesinin aynı zamanda kadın/gençlik/çevre/sınıf/kültürel çoğulculuk meselesi ile doğrudan bağlantılı olduğunu açığa çıkaran ve tüm bunların çözümü için farklı kesimlerin demokratik siyaset mücadelesi ile mümkün olduğunu birkaç yıllık siyasi mücadele içinde gerçekleştirmesi statükoyu oluşturan (iktidar/muhalefet) tüm çevrelerin saldırılarına sebep oldu. Yoksa bugün varlık-yokluk seçimine girdiğini iddia eden muhalefet görünümlü statükocu partilerin, HDP’ye dönük yaklaşımlarda faşist iktidar partilerinden çok farklılık göstermemesi başka neyle açıklanabilir.”

HDP KAPATMA SÜRECİ: KAPATMA TALİMATI BAHÇELİDEN

 *MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 11 Aralık 2020 tarihinde yaptığı basın açıklamasında “Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. HDP’yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur” şeklinde yargıya talimat vermişti. Yine 11 Ocak 2021 tarihinde Bahçeli yine yaptığı açıklamada HDP’nin kapatılması çağrısını yineleyerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açılmadığı takdirde kendilerinin Siyasi Partiler Kanunun 100. Maddesine dayanarak başvuruyu yapacaklarını söyledi.

BAHÇELİ’NİN TALİMATLARI SONRASI YARGITAY HAREKETE GEÇTİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ‘Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladığı’ gerekçesiyle HDP’nin temeli kapatılması istemiyle iddianame hazırladı.  İddianamede aralarında Eş Genel Başkanların da bulunduğu 687 üyeye 5 yıllık siyaset yasağı talep edilirken, partiye üye kayıtlarının durdurulması, hazine yardımların kesilmesi yanı sıra banka hesabının bloke edilmesi ve ödenmiş yardımların da hazineye iade edilmesi talep ediliyordu. İddianame 17 Mart 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesine gönderildi.

 HDP’YE YÖNELİK YARGI SÜRECİ ŞÖYLE İŞLEDİ;

*Anayasa Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan 19 Mart’ta iddianame üzerinde ilk inceleme raporunun düzenlenmesi için raportör görevlendirdi.  Anayasa Mahkemesi davanın ilk incelemesini 31 Mart’ta yaptı.  Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu iddianamede usul eksiklikleri gerekçesiyle başvuruyu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına geri iadesine karar verdi. Yüksek mahkeme 15 Nisan’da gerekçeli kararı Yargıtaya gönderdi.

*İncelemesini tamamlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianameyi tekrar Yüksek mahkemeye gönderdi. Ön incelemesini tamamlayan AYM raportörü iddianamenin kabulünü istedi. Anayasa Mahkemesi 21 Haziran tarihinde iddianameyi oy birliği ile kabul etti.

 *İddianamenin kabul edilmesi ve HDP’ye tebliğ edilmesiyle iki aylık ön savunma süreci başladı. HDP Hukuk Komisyonu, Anayasa Mahkemesine başvurarak 4 ay ek süre talebinde bulundu. Anayasa Mahkemesi bu talebi 2 Eylül’de karar bağlayarak, hakkında siyasi yasak istenilen siyasetçilerin ön savunması için 30 günlük ek süre verdi.

 *HDP 5 Kasım 2021 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kapatılması istemiyle açılan davada yazılı savunmasını Anayasa Mahkemesine sundu.

 * Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 29 Kasım’da esas hakkındaki mütalaasını Anayasa Mahkemesine sundu. Şahin HDP’nin ön savunmasındaki taleplerin reddedilmesi, temelli kapatılması ve kapatmaya sebep olanlara 5 yıl siyaset yasağı getirilmesini istedi.

*AYM 20 Ocak 2022'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki mütalaasını HDP'ye gönderdi ve savunmasını hazırlaması için otuz gün süre verdi. Mahkeme, partililerin savunmasının Başsavcılığa gönderilmesi isteğini kabul etmedi ve AYM Üyesi İrfan Fidan’ın önceki görevleri nedeni ile yapılan redd-i hâkim talebini de geri çevirdi.

 *HDP 19 Nisan 2022 tarihinde Anayasa Mahkemesine savunmasını sundu.

 * Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 12 Mayıs 2022'de ek deliller içeren dosyayı Anayasa Mahkemesine sundu. Delilleri inceleyen AYM Başkanlığı, HDP'ye savunma için 30 gün süre verdi. HDP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın esasa ilişkin mütalaasına karşı savunmalarını AYM'ye teslim etti. AYM tarafından belirlenecek bir tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.

*5 Ocak 2023 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine Anayasa Mahkemesi partinin hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulmasına 7’ye karşı 8 üyenin oy çokluğuyla karar verdi.

 * HDP 16 Ocak 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesine başvurarak kapatma davasıyla ilgili tüm işlemlerin Haziran 2023 tarihinde yapılacak genel seçimler sonrasına bırakılmasını talep etti. HDP ayrıca banka hesaplarına bloke konulması kararı ile ilgili savunma için ek süre talebinde bulundu.

 *26 Ocak tarihinde HDP’nin başvurusunu değerlendirmek için toplanan Anayasa Mahkemesi, davanın seçim sonrasına bırakılması talebini oy çokluğu ile reddederken, ek süre talebi için 15 gün verdi.

 *Anayasa Mahkemesi HDP’nin esasa ilişkin savunma yapması için 14 Mart tarihini kararlaştırdı.

*HDP, kapatma davası kapsamında 14 Mart tarihinde yapacağı sözlü savunmanın, Maraş merkezli depremler nedeniyle 3 ay ertelenmesi için ve partinin hazine yardım hesaplarına konulan blokenin kaldırılması talebi ile AYM’ye başvurdu. AYM, HDP’nin talebi üzerine ek süre vererek HDP’nin sözlü savunmasını 11 Nisan 2023 tarihine ertelerken, Hazine yardımı hesaplarındaki blokeyi ise kaldırdı.

KAPATMA DAVASI SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK;

*Anayasa Mahkemesi raportörü esas hakkındaki raporunu hazırlayacak.

*Raporun AYM üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için gün belirleyecek.  Üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma davasını esastan görüşmeye başlayacak.

* HDP hakkında kapatma davasını 15 kişiden oluşan AYM heyeti karara bağlayacak.