İHD mülteci raporunu açıkladı

İHD İstanbul Şubesi, mültecilere yönelik hazırladıkları 9 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 17 Ekim Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü dolayısıyla mültecilere yönelik Ocak ve Eylül 2020 tarihlerini kapsayan 9 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı. Taksim'de bulunan dernek binasında yapılan basın toplantısında raporu İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.

9 AYLIK HAK İHLALLERİ

Yoleri, 1 milyon düzensiz göçmenin bulunduğuna dikkat çekerken, "Geçici Barınma Merkezleri ihtiyacı karşılamıyor" vurgusunda bulundu.
Genç nüfusun Türkiye’de kendisine bir gelecek göremediği ve bu nedenle Avrupa ülkelerinde şansını denemek istediğini dile getiren Yoleri, Ocak-Eylül ayları içerisinde kendilerine ulaşan ve rapora yansıyan mültecilerin yaşadığı hak ihlallerini şöyle sıraladı:

 "*Başka bir ülkeye sığınma talebi ile 02.01.2020 tarihinde derneğimize gelerek yazılı başvuruda bulunan H. M (Suriye) '2014 yılında Kobane’den Türkiye’ye geldim. Ailemle birlikte göç etmek zorunda kaldık. Oradaki evimiz ve arsalarımız yıkıldı. İnşaatlarda amelelik yaptım. Lakin kışın, iş sezonu kapanınca artık geçimimi sağlayamaz hale geldim. 3 çocuğumla Gebze’de ikamet ediyorum. Zor zamanlar geçiriyoruz. Türkiye’den ayrılmak ve çalışmak amaçlı Avrupa’ya göç etmek istiyoruz. Lakin bu isteğimiz, kanunlara aykırı olduğu gerekçesiyle reddediliyor. Başka bir ülkeye gitmem için yardım edin' dedi.

* Geri gönderme yasağı ihlali ile ilgili 04.01.2020 tarihinde derneğimize e-mail yoluyla başvuruda bulunan L.C Gambiyalı kişinin 10 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Pendik Geri Gönderme Merkezine götürüldüğünü, orada bir hafta kaldıktan sonra da Aydın geri Gönderme Merkezine gönderildiğini, yaklaşık bir aydır Aydın Geri Gönderme Merkezinde tutulduğunu ifade etmiş ve hakkında verilen geri gönderme kararının hukuka uygun olmadığını, ülkesine geri gönderilmesi halinde insan onuruna aykırı kötü muamele göreceğini belirterek geri gönderilmesinin engellenmesi için yardım talep etmiştir.

* Türkiye'ye sığınma talebiyle ilgili 18.01.2020 tarihinde derneğimize gelerek yazılı başvuruda bulunan A. M (Pakistan):'Evlendiğinden bu yana eşinden şiddet görüyordu. Aynı zamanda 3 çocuğu da şiddet görüyordu. Buna dayanamayan ablam  A. H. Suleman bir hafta önce çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye geldi. Can güvenliği olmadığı için iltica etmek istiyor. Ablamın ve çocuklarının iltica etmesi için bize yol göstermenizi istiyoruz' dedi.

* 2015’de ağabeyim ve diğer kardeşlerimle Suriye Afrin’den Türkiye’ye geldik. Burada çalışıyorduk. Ağabeyim M.K. H,  eşi ve beş çocuğu annem ve babamla birlikte Suriye’de kalmıştı. Şubat 2018’de ağabeyim, eşi ve çocuklarını ziyaret etmek için sınırdan geçip, geçerken de kimliğini sınırdaki askerlere vererek Afrin’e gitti. O sırada PYD asker topluyordu. Ağabeyim de savaşa gitmek istemediği için evden kaçmış. Ancak Özgür Suriye ordusunun (muhaliflerin) eline geçmiş. Onlar tarafından yakalandığına dair internetten muhaliflerin sayfasında fotoğrafını gördük. Bugüne kadar babam o tarafta birçok yerde araştırdı ama ağabeyimden bir haber alamadık. Türkiye’ye getirilip buradaki hapishanelerden birine konmuş olabileceğini düşünüyoruz. Ağabeyimi bulmak için yazışma vs girişimde bulunulmasını istiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.”

NELER YAPILMALI?

Raporun sonuç kısmında ise neler yapılması gerektiği şöyle açıklandı:

"*Nefret dilinin yaygınlaşmasının önüne geçilmeli. Mülteciliği temel bir hak olarak tanımlayan uluslararası sözleşmelere uyulmalı.

* Kadına yönelik şiddet önlenmeli ve çalışan mültecilerin hakları korunmalı.

* Nefret saldırılarında cezasızlık uygulamalarına son verilmeli.

* Göç İdaresi'nin uluslararası koruma ve ikamet başvuruları alınmalı.

* Suriyelilere uluslararası koruma başvurusunda bulunma yolu açılmalı.

* Eğitim, sağlık, barınma ve çalışma gibi temel haklar bakımından vatandaşlarla eşit haklar sağlanmalı.

* Mültecilere kendi dillerinde hizmet sunacak merkezler kurulmalı.

* Uzun süre Türkiye’de yaşayan ve geri dönmesi savaş etkilerinin neden olduğu koşullar çerçevesinde mümkün görünmeyen mültecilere vatandaşlık sağlanmalıdır."