İstanbul Newrozu AKP faşizmine yanıt verdi-YENİLENDİ

“Newroz kutlu olsun” ve “Newroz pîroz be” bayrakları dalgalanırken, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî Serok Apo” ve “Bijî berxwedana Efrinê” sloganları yankılanıyor. Davul zurna eşliğinde halaylar çekilirken, Amed Newrozu da alandan canlı olarak veriliyor.

İstanbul Bakırköy Halk Pazarı alanında “Newroz direniştir. Faşizme karşı halkların baharıdır” şiarıyla kutlanan Newroz on binlerin katılımıyla başladı. Sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul’da yaşayan Ermeni, Pomak, Çerkes, Roman, Laz, Türk ve Kürtler, Newroz alanına akın etti. Alanı hınca hınç dolduran kitle, engellemelere rağmen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterlerini açtı.

“Newroz kutlu olsun” ve “Newroz pîroz be” bayrakları dalgalanırken, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî Serok Apo” ve “Bijî berxwedana Efrinê” sloganları yankılanıyor. Davul zurna eşliğinde halaylar çekilirken, Amed Newrozu da alandan canlı olarak veriliyor.

Büyük bir coşkunun hakim olduğu alanda gençler, söyledikleri marşlar eşliğinde halay çekiyor. Platformdan çalınan direniş ezgileri ile coşku her geçen dakika artıyor. Onlarca siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, inanç kurumları alanda flamalarıyla yer alırken, her geçen dakika alana gelen yurttaş sayısı da artıyor.

GÖZALTILAR

Metro çıkışında polisler üzerinde sarı kırmızı yeşil flamaları taşıyan halkı gözaltına alıyor. Yine “Örgüt simgesi” iddiasıyla sarı, kırmızı, yeşil flamalarla alana girmek isteyenler de gözaltına alındı. 70 yaşındaki bir kadının da gözaltına alınmaya çalışılması dikkat çekti. Kapılarda görevli avukatlara polislerin gözaltı talimatının “sonradan” geldiğini söylemesi dikkat çekti. 3 kişi de darp edilerek polislerce gözaltına alındı. Polislerin arama noktalarında görevli avukatları da darp etmeye yeltenmesi dikkat çekti. 30’a yakın kişi polisler tarafından gözaltına alınarak gözaltı aracında bekletiliyor.

Halkevleri'nin “İnadına barış” pankartı ve flamalarına polislerce el konulmak istendi.

POLİSE MESAJ

Evi alana yakın olanlar bayraklarını polise teslim etmemek için evlerine dönüp bayraklarını bıraktıktan sonra alana geldi. Polislerin kışkırtıcı tutumlarına tepki gösteren halk alanı ve alana akın eden kitleyi kastederek “siz mesajı aldınız” dedi.

Tüm engellemelere rağmen halk, sarı kırmızı yeşil ve Öcalan posterlerini alana sokmayı başardı.

KATLEDİLENLERİN AİLELERİ DE KATILDI

Gezi eylemlerinde polisin katlettiği, çocuk yaştaki Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Rojava direnişinde yaşamını yitiren Suphi Nejat Ağırnaslı’nın annesi Nuran Ağırnaslı, Suruç’ta yaralanan ve yaşamını yitirenlerin aileleri, Ankara katliamında yaşamını yitiren Dicle Deli’nin babası Faik Deli, çevre ve yaşam savunucuları, kadın örgüleri de alanda yerini aldı.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit sloganlar eşliğinde alanda yerini aldı. Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, Yeşiller Sol Parti Eş Sözcüsü Naci Sönmez, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Başkanı Ahmet Kaya, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, EMEP MYK üyesi Levent Tüzel, KHK’lerle ihraç edilen akademisyenler ve kamu çalışanları, işçiler, bölge dernekleri temsilcileri de alanda yerini aldı.

Platformdan Kürtçe, Türkçe, Lazca, Ermenice, Süryanice, Çerkesçe direniş ezgileri yükselirken, siyasi tutsaklar “Bijî berxwedana zindana” sloganları ile selamlandı.

Çerxa Şoreşê Marşı eşliğinde gerçekleştirilen saygı duruşu boyunca “Bijî Serok Apo” sloganı atıldı. “Newroz li Efrinê pîroz be” sloganlarının yükseldiği alandan tüm halkların Newroz’u kutlandı.

'KATİL ERDOĞAN!'

“An azadi an azadi” sloganı eşliğinde sahneye çıkan Ali Rıza Bilgili, Newroz Tertip Komitesi adına halkı selamladı. Bilgili, şunları söyledi: “Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve Mazlum Doğan’ın yoldaşları hoş geldiniz! Geleceğin yaşamını belirleyecek olan bir Newroz’dur. Bu Newroz halklarımızın faşizme karşı isyanıdır." Bilgili’nin konuşması 'Katil Erdoğan' sloganlarıyla sık sık kesildi.

Newroz Sanatçı Gülseven Medar’ın ezgileri eşliğinde büyük bir coşkuyla devam etti.

ORTAK AÇIKLAMA: YİNE BAŞARACAĞIZ!

Newroz’a katılan tüm kurumlar adına ortak açıklama okudu. Açıklama EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros tarafından okundu. Barbaros, “Newroz bir başkaldırıdır, isyandır, dayanışmadır” dedi. “Newroz halkların eşitlik çağrısıdır” diyen Barbaros, “Hemen barış istiyoruz. F16’ların, bombaların olmadığı, çocukların ölmediği bir dünya istiyoruz. Savaş politikalarına artık yeter, êdi bes e diyoruz” diye konuştu. Barbaros, “OHAL ve KHK’lerle işten atılmalara, doğanın talanına, kölelik yasalarına evet demeyeceğiz” dedi. “Tarih bütün despotlar, iktidarların geçici olduğunu göstermiştir. Halkların mücadelesi her zaman kazanmıştır. Daha önce başardığımız gibi yine başaracağız, yine başaracağız. Çünkü Newroz ateşi halkların özgürlük ateşidir. Biz her renkten yurttaşlar bu zulüm politikalarına karşı direneceğiz. Barış ve demokrasi taleplerimizin peşini bırakmayacağız. Demokrasi, eşitlik, özgürlük taleplerimiz için mücadele edeceğiz. Pankartlarımızı Newroz alanlarından 1 Mayıs alanlarına taşıyacağız. Yakın ateşi tutun özgürlük halayını. Özgürlük halayı tutuşsun alanda” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Açıklamanın Kürtçesini ise HDP yöneticisi Mehmet Ali Soysal okudu.

BİRLİK: HİÇBİR GÜÇ HALKIN DİRENİŞİNİ YENEMEZ

Ardından HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik konuşma yapmak için sahneye çıktı. “Bijî berxwedana Botanê” sloganı eşliğinde sahneye çıkan Birlik, Kürt kentlerinin selamını getirdiğini söyledi. Birlik, “Mehmet Tunç’un, Taybet Ana’nın, Cemile’nin selamlarını size getirdim” dedi. Hiçbir gücün halkın direnişi karşısında duramayacağını vurgulayan Birlik, “Tarih tekerrür ediyor. Ülkemiz üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Günümüz Dehakları Efrin’de genç kadınlarımızın ve çocuklarımızın kanını akıtmaya çalışıyor. Gençlerimiz zeytin ağaçlarının dalları gibi direnişi yükseltiyor. Her bir gencimiz Demirci Kawa ve Mazlum Doğan ruhu ile mücadele ediyor. Newroz özgürlük umudunun adıdır. Newroz özgür günlerin talebidir. Biz kardeşlik diyoruz kabul etmiyorlar. Eşitlik diyoruz kabul etmiyorlar. ‘Tank ve toplarla yıkacağız’ diyorlar. Bizler Demirci Kawa’yız. Kürt halkının tarihine bakın. Bu halk ne zaman boyun eğmiştir. Hiç bir tank ve topunuz bunun karşısında duramaz. Özgürlük kolay değil. Zor ve zahmetlidir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi ‘ya özgür bir yaşamı yaşayacağız ya da onurlu bir şekilde öleceğiz. Sayın Öcalan’ın Newroz’unu kutluyorum. Efrîn’in, Mahabat’ın, Amed’in Newroz’u kutlu olsun. Özgür oluncaya kadar mücadelemizi büyütmeliyiz. Gün direnişi yükseltme günüdür. Gün Kürtlerin birliğinin yükseldiği gündür. Newroz pîroz be” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Birlik’in sözleri “Şehit namirin” ve “Bijî Serok Apo” sloganları ile sık sık kesildi.

Ardından Grup Vardiya sahne aldı. Çalınan ezgiler eşliğinde halk halay çekti.

REHİN TUTULAN SEÇİLMİŞLERİN MEKTUPLARI

Daha sonra cezaevinden gönderilen mesajlar okundu. Mesajları HDP İstanbul İl Yöneticisi Hevin Kınay okudu.

Tutuklu seçilmişler adına DTK Eş Başkanı Leyla Güven, DBP Eş genel başkanları Sebahat Tuncel ve Mehmet Aslan, HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, İmralı Heyeti üyesi ve HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ile eski HDP Milletvekili, Özgür Kadın Hareketi (TJA) Aktivisti Ayla Akat Ata’nın Newroz mesajı sahneden okundu.

Mesaj şöyle:

“Değerli halkımız, sevgili kadınlar, gençler; Newroz ’un özgürlük coşkusuyla merhaba hepinize.

Bir kez daha savaşa, zulme inat direniş ve baharın bayramında buluştuk. Afrin’den İstanbul’a kadar her yerde ve özgürlük için atan her yürekte Newroz ateşinin sıcağı var. Kürt halkının nice acılar, ölümler ve büyük direnişlerin ikliminden geçerek yaşama ve bahar yeniden kavuşmasına tarih tanıktır. Newroz, yaşama, bahara sevdalı bir halkın ve tüm Mezopotamya halklarının küllerinden yeniden doğuşudur. Yakılan her ateşin kıvılcımında, alevinde yeniden yükselişidir. Yanmayı bilmeyenler, doğmayı bilemezler. Her Newroz ateşi ile yanan ve yeniden doğan halkımız bir kez daha var olmanın taze ruhuyla yaşama ve tarihe selam duruyor. Zalim krallar, sultanlar, diktatörler zamanın karanlığına göçüp giderken; geleceğin aydınlığına yürüyen, halklardır.

Yüzyıllar boyunca harlanan Newroz ateşi, bu hakikatin şahididir. Bugünün zalim Dehaqları da ait oldukları karanlığa gömülecek ve halklarımız Newroz’laşarak bugünün ve geleceğin parlayan hakikati olacak.

Türkiye’de, Kürdistan’da, Suriye’de her yanı savaş, ölüm, sürgün zulmüne boğan zalim iktidarlar, Dehaqların tarihini yeniden yazmak için uğraşıyor. Ama artık zalimler de mazlumlar da eskisi gibi değil. Başta Kürt halkı olmak üzere bölgenin özgürlüğe, insanca yaşama susamış halkları, kaderini kendi belirliyor, tarihini kendi yazıyor. İşte bugün Afrin’de kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, genciyle halk az görülür bir zulüm ve saldırganlık karşısında geleceğini belirleme hakkından vazgeçmiyor. Hiçbir ordu, istila ve zalimlik, halkların varoluş iradesini kıramaz. Bugün Kürt halkına karşı düşmanlıkla güç devşirdiğini sananlar bir halkın ölümü ve acısına alkış tutup, sevinç naraları atanlar bilmeli; tarih onları asla affetmeyecek ve gelecek hakkı tanımayacak. Her yerde ve her yürekte Afrin için, özgür halk, özgür yaşam için yanan ateş; Firavunları, Nemrutları, Dehaqları kül ettiği gibi, bugünün zalim iktidarını da külleri ile birlikte geçmişe savuracak.

Bu yıl Newroz ateşinin en güzeli Efrin’de işgale, zulme, günümüzün Dehaqlarına karşı halkların yaktığı direniş ateşi oldu. Toprağını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için Efrin halkının yaktığı ateş, tarihi direniş, dünya halklarının umudunu büyüttü. İnsanlık onuru için direnen halklara selam olsun.

Kürt halkının varlığına, özgürlüğüne yönelik, Kürdistan’ın dört parçasında büyük saldırılar yaşanmaktadır. Ortadoğu’da Kürdistan halklarının kendi kendini yönetmesi ve statü elde etmesi, AKP-MHP faşist ittifakı tarafından engellenmek istenmektedir. Buna karşı verilecek en iyi cevap, Kürt halkının ulusal birliğinin bir an önce sağlanması olacaktır. Eğer Kürtler birlik olursa kazanımları da o kadar büyük olacaktır. Newroz bunun için bir dönüm noktası, yeni bir başlangıç olabilir, olmalıdır.

Değerli halklarımız ve değerli emek, demokrasi güçleri, sevgili kadınlar, gençler, çocuklar; Newroz umuttur, Newroz direniştir ve çağrıdır. Newroz ateşi en karanlık, en zor anlarda çıkışı gösteren umut, inanç ve direnç meşalesidir. Halklarımız karanlık ve dar bir koridordan geçiyor olabilir ama bu yürüyüş durmaz, durdurulamaz! Yarına ve halkların bahar ve zafer bayramına, karanlığa inat ateşi ve güneşi avuçlarında taşıyanlar, durmadan yürüyenler ulaşabilir ancak. Newroz bu yürüyüş ve direncin sözüdür, eylemidir.

Kürt halkı ve demokrasi güçleri Newroz ateşinde parlayan ölümsüz şehitleri unutmayacak. Halkların özgürlüğü, onurlu barışı için yıllardır tecrit ve işkence düzenine direnen Sayın Abdullah Öcalan’ı ve çekilen acıları ödeyen büyük bedelleri aklından çıkarmayacak. Halklarımız geleceği için güvenle, cesaretle yürüme ve özgür ülke, demokratik birliğe ulaşma mücadelesinden vazgeçmeyecek. İnanıyoruz ki direnen ve birleşen halkları kazanacak.

Halkların eşit ve özgür geleceğine yönelik AKP ve MHP faşizminin yürüttüğü işgal saldırıları her ne kadar ortak geleceğimizi tehdit ediyor olsa da zulmün olduğu her yer de özgürlük bilinci ve inancı ile kendini donatan çağdaş Kawa’lar bu faşizme karşı her ne pahasına olursa olsun direnecektir. 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış insanlık dışı tecrit politikaları ile birlikte halklarımızın özgür geleceği susturulmaya çalışılarak teslimiyet dayatılmaktadır. 5 Nisan 2015 tarihinden beri tecrit politikası ile ülkemiz ve halklarımız, adeta bir savaş yaşamaktadır.

Eğer bu savaş Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen tecrit ile başladıysa Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecrit ve esaretin kırılması ile coğrafyamız barışa ve huzura erişebilir. Bunun için savaşa karşı tüm Türkiye halkları öncelikli olarak Sayın Abdullah Öcalan'ın üzerinde ki ağırlaştırılmış insanlık dışı tecrit politikalarına karşı çıkarak AKP ve MHP'nin savaş ve işgal operasyonlarına karşı durmalıdır.

Bu temelde direnişin, dirilişin ve baharın coşkusu ile tüm halkımıza ‘Mutlaka Kazanacağımızın’ sözünü veriyoruz. İçeride de olsak, dışarıda da olsak özgürlük mücadelemizin iradesini dimdik ayakta tutuyoruz. Halkımızla barış halaylarında buluşacağımız bizler de beton duvarlar arasında yaktığımız Newroz ateşleriyle, zılgıtlarımızla, halaylarımızla, sloganlarımızla katılıyoruz aranıza. Her yer bahar oluncaya, özgürlük bayramında buluşuncaya kadar her yer direniş, her yer Newroz. Hepimizin yeni günü, direniş ve diriliş bayramı kutlu olsun. Newroza we pîroz be.

Tarih Demirci Kawa’nın heykelini yıkan barbarları değil, Demirci Kawa gibi direnen mazlumları onurlandıracaktır. Umudun, demokrasinin, özgürlüğün adı olan sizler! Halklarımız. Mutlaka kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız! Hepinizin Newroz’u kutlu olsun! Newroz pîroz be! Newroz pîroz be! Newroz pîroz be!”

HAMZAOĞLU’NUN MESAJI

Daha sonra 9 Şubat’ta gözaltına alınan ve 17 Şubat’ta tutuklanan HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu’nun Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden gönderdiği Newroz mesajı okundu.

Onur Hamzaoğlu’nun mesajı şöyle:

“Tarih bize gösterdi ki insan, güzellikten vazgeçemez. Güzellik de insansız edemez. Binlerce yıldır olduğu gibi, günümüzde de özgürlük için mücadele edenlerin tümü sonuçta güzellik için çarpışıyor. Dünyanın her bir köşesindeki özgürlük mücadelelerine, insanların bu güzelim Newroz gününde selam olsun.

Bu toprakları doğasıyla, insanıyla ‘kurutmaya’ çalışıyorlar. Çöl olsun istiyorlar. Çölleştirmeyi başaramadılar; ancak 2018'i yoklar ülkesi yaptılar.

Özgürlük yok, eşitlik yok, barış yok, adalet yok, demokrasi yok, refah yok, sağlık yok, eğitim yok, sosyal güvenlik yok, iş yok, huzur yok, gelecek güvencesi yok, mutluluk da yok. Yok, yok, yok. İnsanca yaşayabilmemiz İçin gerekli olan hemen her şey yok. Evet, durum bu.

Ancak bu ülkede bizler, yoku yok etmek için bir araya gelmiş; halklar, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, LGBT-İ bireyler, köylüler, çitçiler, esnaflar, yaşlılar, öğretmenler, şairler, hemşireler, sanatçılar, akademisyenler, hekimler, edebiyatçılar, öğrenciler ve daha niceleri olarak; umutsuzluğa, hayal kırıklığına, hele hele ki teslimiyete ve yalnızlığa asla ve asla kapı aralamamalıyız.

Nasıl ki son olarak, OHAL'e, mühürsüz oy pusulaları ve zarflara ve Yüksek Seçim Kurulu'na rağmen 16 Nisan 2017 referandumunda, birlikte mücadele İle başardıysak, bugün de daha gelişkin ‘Birlikte mücadele’ formlarıyla kalıcı başarıya ulaşabilir, yoku yok edebilmenin adımlarım atabiliriz.

Bu topraklarda yüzlerce yıl birlikte, dostça yaşayıp kendisi kalabilmiş; Türkler, Kürtler, Araplar, Lazlar, Gürcüler, Romanlar, Çerkezler, Rumlar, Aleviler, Sünniler, Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler, Yahudiler, özcesi tüm halklar ve inanç grupları olarak, 21’inci yüzyıl Türkiye'sinde de bunu yeniden başarıp daha da geliştirebiliriz.

Newroz ateşinin yüreğimizi daha da ısıttığı bu günlerde dostluğun, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın, demokrasinin ve ekmeğin yokluğunu ortak akıl ve kararlılıkla, birlikte mücadele ederek yok edebiliriz. Buna inancım ve ‘sorumluluk sahiplerine’ güvenim tamdır.

Yaşam çok şey demek! Yokun yok olduğu bir ülkeyi, bir dünyayı, hep birlikte yaratabilecek her şeye sahibiz."

 

KOÇYİĞİT: İKTİDARDA KALMAK İÇİN ÜLKEYİ KASIP KAVURUYORLAR

Mektupların okunmasının ardından sahneye HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit çıktı. İstanbul ve Efrîn’in Newroz'unu kutlayarak sözlerine başlayan Koçyiğit, "Öyle bir zamanlardan geçiyoruz ki, yalanlar, iftiralar, yıkımlar, talanlar, her gün dünyayı Ortadoğu’yu ve ülkemizi kasıp kavuruyor. Neden mi? Çünkü bir avuç iktidar sahibi daha uzun süre o koltukta kalmak istiyor. Yaptıkları, kurdukları zulüm düzenini devam ettirmek istiyor. Ortadoğu'yu, Irak, Suriye, Libya’yı kan gölüne çevirdiler ama yetmedi onlara daha fazlasını istiyorlar" dedi. Bugün Ortadoğu'da halkları, inançları birbirine kırdırmaya çalışanların, yaptıklarının sonu geleceğini çok iyi bildiklerini hatırlatan Koçyiğit, o nedenle her geçen gün, daha fazla şiddete saplandıklarını kaydetti.

'ONLARIN BEKASI KOLTUKLARI'

"Suriye savaş başladığında yana ne uluslararası güçlerden yana tavır koymayan, eşit, özgür demokratik bir yaşam alanı kurmaya çalışan Efrînlilerin bu ülkeye ne yaptılar da orası bu ülke tarafından işgal ediliyor?" sorusunu yönelten Koçyiğit, söyle tepki gösterdi: "Efrîn'deki Hatice ana, Efrîn'deki Dilan bebek, Efrîn'deki Hasan Amcanın bu ülkede, İstanbul'daki yoksul emekçiye nasıl bir zararı olabilir? Bu ülkenin haklarına, karşı nasıl bir tutumu olabilir? Tabi ki yoktu. Ama onlar ne yaptılar, AKP/MHP ve bütün partilen el ele verdiler 'Efrîn'de ülkemizin bekasına yönelik tehdit var' dediler. Gerçekten bir tehdit var mıydı? Hayır! bu ülkenin bir beka sorunu yok. Bu ülkede bir beka sorunu olsa biliyoruz ki en başta AKP-MHP’nin bir beka sorunu var. Onların iktidar ve koltuk sorunu var. Dün ÖSO çapulcuları ile Devrimci Kawa’nın heykelini yıkanlar, bugün burada milyonlarca Demirci Kawa’nın olduğunu görmeyecek kadar kör ve aptallar. Bugün Kürdistan’da milyonlarca insan Kawalaşarak meydanlara aktı. Bugün, Efrîn günüdür, Efrîn için direniş günüdür."

‘SORUN KÜRTLERE ZULÜM ETMENDİR’

Hükümetin "Efrîn’i işgal etmiyoruz, kurtarıyoruz" sözlerini hatırlatan Koçyiğit, şunları söyledi: "Niye o zaman Efrînliler seni karşılamadı? Efrîn Belediyesi’ne bayrak astın. Eğer amacın kurtuluş olsaydı, milyonlar sana destek verirdi. Ama Efrin asla ve asla düşmeyecek, düşmeyecek, düşmeyecek… Bugün özelde Efrîn’e, toplamda bütün Kürtlere yönelik politikalara baktığımız zaman ayrı bir politika görüyoruz. Kendi ülkesindeki Kürt ile barışamamış bir iktidar, Kürtlerin kazanımları yok etmek istiyor. Dün kardeşim dediği Barzani ile düşman oldular. Sorun KDP, Goran, HDP değil, sorun Kürtlere karşı zulüm yapma sorunudur."

'BU ALANLAR DOLDUKÇA BİRİLER AH DİYOR'

Kürt Halk Önderi Öcalan’ın 2013 yılı Amed Newrozu’nda okunan mesajını da hatırlatan Koçyiğit, “Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan milyonlara seslendi. ‘Demokratik çözüm sürecine girdik. Kürtler ve Türkler bu ülkeyi birlikte demokratik bir şekilde yöneteceğiz’ dedi. Ama baktılar HDP yükseliyor, Kürtler yükseliyor, halklar birleşiyor, kendi iktidarları sallanıyor savaşa sarıldılar. 2 yıl boyunca tek bir insanın burnu kanamadı. Kim kaybetti. Bugün ise analar gözyaşı döküyor çocuklarının tabutlarının başında. Hep birlikte kaybediyoruz. Bugün sorun tek Kürtlere karşı değil, bu ülkenin tüm ezilenleri, emekçileri, farklıları yok edilmek isteniyor. Savaş politikaları ile çocuklarımızın geleceği çalınıyor. Buna izin vermemek zorundayız" diye konuştu.

TEMELLİ: EFRÎN’E SELAM OLSUN

Koçyiğit’in ardından HDP Eş Başkanı Sezai Temelli sahneye çıktı. Kitlenin Newroz bayramını kutlayarak sözlerine başlayan Temelli şunları belirtti: "Kadınlar, gençler, emekçiler Newroz’unuz, direnişiniz kutlu olsun. Binlerce yıl önce Zalim Dehaq’a karşı Demirci Kawa’nın yakmış olduğu ateşi, her yerde ateşin ve güneşin çocukları yakmaya devam ediyor. Selam olsun Amed’e, merhaba Efrîn’e… 2013 yılında okunan o mesajda barış mücadelesinden dönmeme sözü verdik. Selam olsun İmralı’ya, Sayın Öcalan’a. O gün bu sözü veren milyonlarca yoldaşımız tutsak. Binlerce arkadaşımız bugün tutsak. Sebahat’a, Figen’e, Leyla’ya selam olsun. Bizim direniş mücadelemizin türküsünü söyleyen Sayın Selahattin’e binlerce selam olsun buradan. Zulüm nerdeyse mücadele orada yükseliyor. Bugün yaktığımız özgürlük ve Newroz ateşleri bir direniş, özgürlük ateşidir. Bizim yan yana gelmemizi isteyen bir ateştir. Bu ateş, biz zalim Dehaqlardan kurtulana kadar sönmeyecek."

'EFRÎN EFRÎNLİLERİNDİR'

2011 yılından başlayan Suriye savaşında DAİŞ çetelerinin her yeri yakıp yıktığını hatırlatan Temelli, "Bu DAİŞ denilen çete bir tek Efrîn’e giremedi. Efrînliler orada bir düzen kurdu. Öyle bir düzen kurdu ki DAİŞ’ten, Nusra’dan ÖSO’dan kaçanlar Efrîn’e yerleşti. Orada halklar buluştu. Orada 7 yıl boyunca barış içinde yaşadılar. Tüm dünyaya radikal demokrasi deneyimi yaşattılar. ‘İnsanlık nasıldır’ denildiğinde EfrÎn’i gösterdiler. Buna tahammül edemeyenler DAİŞ atıkları ile Efrîn’e girdiler. Efrîn, Efrînlilerindir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ateşkes karar almıştı. Efrîn’de, Doğu Guta’da ateşkes uygulansın, kalıcı olsun dedik. Türkiye Devleti’ne de bu çağrıyı yaptık. Onlar bu çağrıya kulaklarını kapatarak, savaş dediler. Büyük bir başarıymış gibi 18 Mart Çanakkale Zaferi gibi Efrin’i anlatmaya çalışıyorlar. Bizi yalanla kandırmaya çalışıyorlar ama biz hakikatin sesiyiz" ifadelerini kullandı.

'KAWA'NIN ATEŞİNİ YAKAN BİZİZ, ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Bu savaşı ancak halkların durdurabileceğini vurgulayan Temelli, faşizme karşı omuz omuza mücadele etmeleri gerektiğini hatırlattı. "Kurt işareti yapanlar, ‘Kürtlere geçmişte çok hata yapıldı’ diyorlar. Geçmiş sensin, 16 yıldır iktidarsın" diyen Temelli, "Roboski, Suruç’u, Ankara’yı, Cizre’yi, Sur’u, Efrini unutacak mıyız? Unutursak kalbimiz kurusun. Bütün bunların hesabını sormak için işte alanlardayız" dedi. Şimdi de hileli seçim yasaları ile seçime hazırlandığına dikkat çeken Temelli, iktidarın OHAL ile bütün hakları gasp ettiğini belirtti. Bugün Newroz alanlarında, yarın da 1 Mayıs alanlarında yan yana geleceklerinin altını çizen Temelli son olarak şunları ifade etti: "Birlikte bu mücadeleyi yükselteceğiz. Bugün yan yana gelmişsek biz başarırız. Üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getireceğiz. Neredeysek zulme karşı direnen biziz, Kawa’nın ateşini yakan biziz. Asla vazgeçmeyeceğiz."

POLİS KİTLEYE SALDIRDI: ÇOK SAYIDA GÖZALTI

Konuşmaların ardından kitle, Koma Gulê Xerzan’ın seslendirilen şarkılar eşliğinde halaylar çekti. Kutlama alanından çıkan kitleye polis saldırdı. Önce yaşlı anneleri gözaltına alan polis, "Bijî Seropk Apo” sloganı eşliğinde alandan ayrılan kitleye saldırdı. Birçok genci darp ederek gözaltına alan polis, insanlara hakaret etti. Metrobüse yönelen kitleye bir kez daha saldıran polis, gazetecilerin görevlerini yapmasına da engel oldu. Çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı.