Öcalan'a özgürlük için vakit geldi: 10 milyon imza toplandı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen küresel kampanya, Brüksel’deki bir basın toplantısı ile yeni bir boyuta taşındı. Önümüzde iki yıl, Öcalan’ın özgürlüğü gündemde olacak.

Uluslararası Öcalan’a Özgürlük Kampanyası, Brüksel’de Avrupa Basın Kulübü’nde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, İtalya, İngiltere, Bask ülkesinden önemli isimler katıldı. Basın toplantısı öncesi ANF’ye konuşan Abdullah Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Barış Uluslararası İnisiyatifi temsilcisi Havin Güneşer, “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanyayı yeni bir aşamaya taşıyoruz” dedi.  Güneşer, bu yılın tümü ve gelecek yıl Öcalan’ın özgürlüğü için yoğun bir şekilde eylem ve etkinliklerde bulunacaklarını söyledi.

Toplantıda ilk konuşmayı yapan Havin Güneşer, Öcalan’ın tutukluluk koşulları ve 2015’ten bu yana görüş yasağından bahsederken, bu süre içerisine Türkiye’deki baskı koşullarına da dikkat çekti.

VAKİT GELDİ

“Öcalan’a özgürlük için vakit geldi” diyen Güneşer, “Türkiye ve Ortadoğu’da barış için zamanın geldiğine inanıyoruz. Öcalan’ın tutukluluk koşullarındaki tüm iyileşmeler, aynı zamanda Türkiye’deki Kürtler durumunun iyileşmesi ve barışın pekiştirilmesinin yolunun açılması anlamına gelecek” dedi.

TÜRKİYE’DEKİ SORUN BARIŞ VE DEMOKRASİNİN OLMAYIŞIDIR

Türkiye’deki mevut durumun ekonomik sorunlar olmadığını vurgulayan Güneşer, “Temel sorun barış ve demokrasinin olmayışıdır” diye vurguladı. Türk devletinin Kürtler karşı hem içerde hem de dışarıda savaş halinde olduğunu belirten Güneşer, “Demokrasi, barışın ve Kürt sorunun barışçıl çözümünün anahtarıdır” şeklinde konuştu.  Güneşer, “Abdullah Öcalan ise bu barış ve demokrasinin kilit ismidir” diye ekledi.

Öcalan’a özgürlük için uluslararası alanda iki yıldır yürütülen imza kampanyasını yeni bir boyuta taşıyacaklarını söyleyen Güneşer, “Dünya genelinde Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle 10 milyon imza topladık” dedi. Güneşer, herkesi Öcalan’a özgürlük ve Kürdistan’a barış talebine katılmaya çağırarak, “Vakit geldi” dedi.

ARNALDO OTEGİ: YOLDAŞ ÖCALAN’A DESTEK İÇİN GELDİM

Basın toplantısına katılan Basklı bağımsızlık yanlısı koalisyon Euskal Herria Bildu’nun genel koordinatörü Arnaldo Otegi, “Yoldaş Abdullah Öcalan’a Bask bağımsızlık hareketinin kadın ve erkekleri ile kendi desteğimi sunmak için geldim” dedi. 

Aynı zamanda Bask barış sürecinde merkezi rol oynayan ve 2009 ile 2016 arasında cezaevinde tutsak edilen Otegi, Öcalan’ın özgürlüğü için çalışacağını yeniden taahhüt etmek istediğini vurguladı.

Kendisinin de yaşamı boyunca 14 yılı aşkın bir süre cezaevlerinde kaldığını hatırlatan Otegi, “Şunu biliyoruz ki, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit sadece kendisini cezalandırmak değil, Kürtleri cezalandırmanın bir yöntemidir, sesini kısmaya çalışmanın bir biçimidir” diye konuştu.

Kürt halkını ve demokratik-siyasi çözüm isteyen çevreleri ezmek için yeni bir baskı kampanyasının hayata geçirildiğine işaret eden Otegi, “Bu açıdan, müzakere ve anlaşma çağrımızı yineliyoruz. Bir kez daha uluslararası toplumu dahil olmaya ve Kürt sorununda çözüm teşvik etmeye çağırıyoruz” diye belirtti.

ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ

Türk devleti üzerine baskıların arttırılması için çabaların yoğunlaştırılmasını isteyen Otegi, şu ifadeleri kullandı:

“Abdullah Öcalan sadece Kürt halkı için bir örnek değil, o dünyadaki durumu iyileştirmek için çalışan tüm kişilere esin kaynağı olan bir yoldaş ve bir dost. Bu nedenle, özgürlüğü sadece Kürtler için önemli değil, aynı zamanda daha adil bir dünya isteyen hepimiz için önemli.”

DURHAM MİNERS SENDİKASINDAN DESTEK

Birleşik Krallık sendikası Durham Miners Association (Durham Madenciler Derneği) temsilcisi  Joseph Whitworth, Öcalan’a özgürlük kampanyasına olan desteklerini açıklayarak, Kürtler ile ezilen halkların mücadeleleri arasındaki paralelliklere vurgu yaptı. Whitworth, “Kürtleri kendi kendilerini yönetme hakkını elde edinceye ve Öcalan özgürleşene kadar destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

Durham Miners, Öcalan’a özgürlük kampanyasına katılan büyük sendikalardan biri olarak dikkat çekiyor.  14-16 Temmuz günlerinde dünyanın en büyük işçi festivali “Durham Miners Gala” Öcalan’a atanmıştı.

DE MAJO: ÖCALAN ORTAK YAŞAMI TEMSİL EDİYOR

İtalya’nın Napoli kentinde Dema Party’den belediye meclisi üyesi ve Belediye Başkanı Luigi De Magisris’in delegesi Eleonora De Majo, Napoli Meclisi ve Belediye Başkanı adına teşekkürlerini iletirken, “Belediyenin resmi temsilcisi olarak buradayım” dedi. Bu son yıllarda Napoli kentinin Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile dayanışmasını ve “derin hayranlığını” ifade ettiğini söyleyen De Majo, aynı zamanda 20 yıldır “haksız bir şekilde ve gayrı insani koşullarda” tutulan Öcalan’a olan desteklerine vurgu yaptı.

Bu nedenle Napoli Belediyesinin 2016 yılında Öcalan’a onursal vatandaşlık verdiğini hatırlatan De Majo, aynı gerekçe ile 2018 yazında Kobanê ile kardeş belediye olduklarını kaydetti.

Napoli belediyesinin Kürt halkı ile dayanışmasını örnekler vererek anlatan De Majo, Öcalan’ın farklı dinler ve kültürler arasında sivil bir ortak yaşam modelini temsil ettiğini kaydetti.

ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ AVRUPA’NIN İSTİKRARINA KATKI SAĞLAR

De Majo, şöyle konuştu: “Kürt halkına yakın yönetim olarak, her şeyden önce Bakan Abdullah Öcalan’a yönelik insanlık dışı koşullardan endişeliyiz. Öcalan’ın derhal serbest bırakılmasının Ortadoğu’da etkili ve kalıcı barış süreci yolunda önemli bir adım olacağına inanıyoruz.”

Öcalan’ın özgürlüğünün “jeopolitik denge ve Avrupa’nın istikrarına da olumlu etkide bulunacağını” ifade eden De Majo, uluslararası toplumdan Öcalan ile ziyaretlerin gerçekleşmesi, avukat ve doktorlara erişiminin sağlanması için harekete geçmesini istedi.

AVRUPA FAŞİST DÖNÜŞÜME KARŞI TEK SES OLMALI

De Majo, Avrupa’nın başta Türkiye olmak üzere Avrupalı olmayan bazı ülkelere boyun eğmediğini göstermesi ve Kürtlerin haklarının müzakereler yoluyla tanınması için baskı oluşturmasını isteyen, Avrupa kurumlarının da Türk devletinin “faşist dönüşümüne” karşı mücadelede tek sesli ve kararlı olması için “zamanın geldiğini” kaydetti.

Türkiye’deki baskılara da dikkat çeken De Majo, Türk hükümetinin hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin üzerine kurulu olduğu ilkelere göre hareket etmediğini ifade etti.  De Majo, “Eğer Avrupa, güvenirliğini yeniden kazanmak istiyorsa, gerçekten bağımsız olduğunu göstermesi ve Erdoğan rejimi ile bağlarını koparması gerekiyor” dedi.

SESSİZLİĞİ BOZMANIN VAKTİ GELDİ

Kürtlerin son yıllarda demokratik otonomiyi savunmak ve DAİŞ çetelerine karşı insanlığı korumak için büyük bedeller ödediğini söyleyen De Majo, artık sessizliği bozmanın ve Öcalan’ın özgürlüğü ile tüm Kürt kadın ve erkeklerin özgürlüğü için harekete geçmenin zamanının verildiğini kaydetti.

CPT ESKİ BAŞKANI: TECRİT KABUL EDİLEMEZ

Son olarak İtalya’da haklarında mahrum edilen tutukluların hakları için ulusal arabulucu ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) eski başkanı Mauro Palma, Skype ile toplantıya katıldı. Palma, tecridin kabul edilemeyeceğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu ve Avrupa kurumlarının sessiz kalmaması gerektiğini söyledi.

ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK KAMPANYASINI KİMLER DESTEKLİYOR?

Öcalan’a Özgürlük Kampanyası, Güney Afrika lideri Nelson Mandela’dan bu yana en büyük özgürlük kampanyası olarak dikkat çekiyor. Kampanyayı, aydınlar, siyasetçiler ve milyonlarca üyesi olan sendikalar ile çok sayıda hareket destekliyor. Destekçiler arasında Nobel Barış Ödüllü Mairead Maguire, Noam Chomsky, Nobel Barış ödüllü Doğu Timor eski Cumhurbaşkanı Jose Ramos-Horta, Prof. Angela Davis, Nobel Barış Ödülü sahibi Güney Afrikalı Başpiskopos Desmond Tutu, İrlandalı lider Gerry Adams, Basklı lider Arnaldo Otegi, İngiliz ve İrlanda sendikası Unite the Union, Birleşik Krallık genel sendikası GMB ve yine İngiliz sendika Durham Miners Association yer alıyor.