Açlık grevi eylemcileri: Öcalan barışın garantörüdür

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 152 gündür açlık grevinde olan 5 tutsak, Adalet Bakanlığı'na gönderdiği mektupta "Ortadoğu'da geliştirilebilecek bir barışın garantörü Sayın Öcalan'dır" mesajı verdi.

Mezopotamya Haber Ajansı Öcalan üzerindeki tecride karşı, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi'nde 18 Aralık 2018 tarihinde açlık grevi eylemine başlayan tutsaklar Mehmet Bozdağ, Cengaver Aykul, Atilla Coşkun Özer, Ömer Kabul ve Abdullah Kızılkaya, eylemlerine ilişkin Adalet Bakanlığı'na verilmek üzere kaleme aldıkları iki ayrı mektubu yayınladı.

Eylemlerinin başlangıç sürecinde kaleme alınarak, cezaevi yönetimine teslim edilen mektuplarda, talepler karşılanıncaya kadar eylemin sürdürüleceğine dair kararlılık mesajı verildi.

Bir süre önce Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne sevk edilen Abdullah Kızılkaya ve Cengaver Aykul ile Mehmet Bozdağ ve Atilla Coşkun adına verilen mektupta şu ifadelere yer verildi: "Halklar ve insanlık başta olmak üzere, sosyo-politik dünya sitemi de 21'inci yüzyıla yeni bir düzen ve konumlama ihtiyacı ile girmiş durumdadır. Bu durum en sıcak yansımalarını Ortadoğu ve ülkemizde göstermektedir. Doğru ve tarihin meyline uygun bir anlayış ve yaklaşım olmazsa, kaybedilişlerin yaşanacağı kaçınılmazdır. Kapitalist sömürü küresel devletler, anlaşılıyor ki ülkemiz ve bölgemiz üzerinde derin menfaat ve denetimde tutma stratejisiyle hareket etmektedirler. Yakın ve ittifak halinde görünüp, ülkemizi ve bölge halklarını yine esir ve muhtaç bırakmak, bölge devletlerini de hep çatışma ve bağımlı bir konumda tutmak amacındadırlar. Bu durumdan çıkmak için gerekli olan çözüm stratejisi öyle görülüyor ki anlaşılmış olmaktan uzaktır. 

TECİRİDİ DERİNLEŞTİRME KAYBETTİRİR

Kürt sorunu ile oyunlar kurma, çatışmayı süreklileştirme ve derinleştirme, bu emperyalist stratejinin temelini oluşturmaktadır. 1999, 15 Şubat komplosunda olduğu gibi, günümüzde de İmralı sisteminde tecrit politikasını derinleştirme, Sayın Abdullah Öcalan'a emsalsiz bir izolasyon uygulama, O'nu barış ve demokrasiyi getirecek ve oyunları bozacak misyondan alıkoyma, Rojava'ya yönelim, ülke içinde tüm demokrasi istemlerini bastırma, cezaevlerini doldurma ve tüm hukuki haklardan insanları mahrum bırakma, bu komplonun ve oyunun devamı olmaktadır. Buna uyulduğu sürece de kaybetmeler kaçınılmaz olacaktır. 

Barışı, demokrasiyi ve özgürlüğü isteyenler, emperyalizme bağımlılıktan kurtulmak isteyenler, duyarlı ve onurlu insanlık, bu durumları sessiz karşılamayacaktır. Bu düşünceyi taşıyan bir insan olarak biz de insanlığın ve halklarımızın kurtuluşu, özgürlüğü ve barışı için Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması, savaş politikalarının terk edilmesi ve barışın gelişmesi, cezaevlerindeki işkence ve hukuk gaspların sonlandırılması için 18 Aralık 2018 tarihinden itibaren süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığımızı belirtmek istiyoruz."

KABUL: BARIŞIN GARANTÖRÜ ÖCALAN'DIR

Tutuklu Ömer Kabul adına verilen mektupta ise şunlar belirtildi: "Türkiye'deki cezaevleri öteden beri, sürgün, tecrit, keyfi uygulamalar, hak gaspları ve hasta tutsakların ölümleriyle gündem olagelmiştir. Cezaevlerinde sayılamayacak kadar çok sorun bulunmakta ve tüm hukuki girişimlerimize rağmen maalesef olumlu anlamda hiçbir çözüm adımı atılmamaktadır.

Bunun açık örneği Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrittir. Anayasal ve hukuki normlar uygulanmamaktadır. Ortadoğu'da geliştirilebilecek bir barışın garantörü Sayın Öcalan'dır. Buna rağmen Sayın Öcalan'a yoğun bir tecrit uygulanmaktadır. Hatta son yıllarda İmralı sistemi yaygınlaştırılmakta, benzer uygulamalar diğer cezaevlerinde de uygulanmaktadır. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılana, avukatları ve ailesiyle görüştürülene kadar açlık grevini sürdüreceğim. 

TECRİT KALDIRILANA KADAR DEVAM EDECEK

Bulunduğumuz Patnos L Tipi Cezaevi'nde ise, tutuklu ve hükümlüler adeta ölüme terk edilmiş durumdadır. Bir yılı aşkın zamandır açılmış olmasına rağmen temel insani yaşam şartları dahi oluşturulmadığı gibi, bu sorunların hukuki yollarlar dile getirmemize tahammül edilmemekte. Meşru, hukuki ve insani taleplerimiz ceza konusu yapılmaktadır. Dolayısıyla, başta Sayın Öcalan üzerindeki hukuksuz tecridin kaldırılması olmak üzere, sağlık sorunlarımızın çözülmesi, cezaevlerinde daimi doktor bulunması, revir ve hastane sevklerine zamanında götürülme, cezaevlerinde giriş ve çıkışlarında şiddet ve fiziksel saldırıların son bulması, ağır hastaların bir an önce tedavi edilmesi, bizlere ve ailelerimize yönelik onur kırıcı ve rencide uygulamalar, keyfi cezalandırılmalarından vazgeçilmesi, ideolojik saiklerle her fırsata tutsaklara saldıran personellerin keyfi ve zorba uygulamaların önüne geçilmesi, sportif ve kültürel faaliyetlerin verilmesi, içme ve sıcak su sorunun çözülmesi talebiyle 18 Aralık 2018 tarihinden itibaren süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine giriyorum. Taleplerin yerine getirilene kadar açlık grevini sürdüreceğim."