Af Örgütü: Türkiye her yıl daha kötüye gidiyor!

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'nin hak ihlalleri açısından giderek kötüleştiğini, gazeteci ve muhaliflerin tehdit altında olduğunu açıkladı. Örgüt, "OHAL sürdükçe ihlaller sürecek" dedi.

Uluslararası Af Örgütü, '2017’den 2018’e Dünyada İnsan Haklarının Durumu' başlıklı yıllık raporunu Beyoğlu’nda bulunan Aynalı Geçit'te yaptığı basın toplantısıyla açıkladı. Raporun sunumunu Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener ve Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner yaptı.

'BAHANELER YARATILIP ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR'

Akşener, hazırladıkları yıllık raporda, saptamalar ve değişime dair taleplerini açıklayıp, aynı zamanda hükûmetlere de insan hakları ihlallerine dair uyarılarda bulunduklarını söyledi. Akşener, “İnsanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarını görüyoruz. Güvenlik ve 'terör' bahanesiyle devletler insanların özgürlüğünü kısıtlıyor” dedi.

'TÜRKİYE'DE GAZETECİLER VE MUHALİFLER HEDEFTE'

Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ise, Türkiye’de 2017’de eleştirel gazeteciler ve muhaliflerin hedef haline geldiğini belirterek, şunları belirtti: “Bu eğilim 2016’da başladı. OHAL’den sonra 180’den fazla medya kuruluşu kapandı. Çok sayıda gazeteci tutuklandı. 2016’da delil olmadan gazeteciler tutuklandı. Delil olmandan ciddi cezalar almaya başlandı. Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak AYM kararına rağmen müebbet aldılar. İnsan hakları savunucuları için de kötü bir yıl oldu. Osman Kavala hiçbir delil yokken tutuklu. Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni Murat Çelikkan ceza aldı bu konuda hapis cezaları devam ediyor maalesef. Yine ÇHD 2016’da kapatıldı. 2017’de de üyesi olan avukatlar tutuklandı."

'SİVİL TOPLUM ÇALIŞAMAZ HALE GETİRİLDİ'

Gardner, Af Örgütü yöneticilerinin de tutuklandığını hatırlatarak, “Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç hiçbir delil yokken hâlâ tutuklu. Türkiye Direktörü İdil Eser de 4 ay tutuklu kaldı. Türkiye’de sivil toplum çalışamaz hale geldi. OHAL’le kapsamlı yasaklar getirildi. Diyarbakır’da kimse gösteri yapamıyor. Yapmak isteyen kişiler gözaltına alınıp tutuklanıyor. 2017’de daha az işkence şikâyetleri geldi. İşkence konusunda çalışma yapan sivil toplum işlevsiz hâle getirildiği için raporlanmıyor” şeklinde konuştu.

'SUR'DA DEĞİŞEN OLMADI'

Cezasızlığın Türkiye’de kötü ve sıradan bir hal aldığını dile getiren Gardner şöyle devam etti: “Sokağa çıkma yasaları'nda etkili soruşturma yapılmadığı içim 34 dava AİHM’e gönderildi. 124 bin kamu çalışanı ihraç edildi. OHAL Komisyonu Aralık 2017’de karar vermeye başladı. 107 bin kişi ihraç edilmişken sadece 40 kişi işe dönebildi. Yine 2017’de zorla yerinden edilenler büyük bir sorun yaşadı Türkiye’de. 2016’da 'sokağa çıkma yasağı' bölgelerinde insanlar kaçmak zorunda kaldı. Onlara herhangi bir çözüm sağlanmadı. 2016’da yazdığımız Sur raporumuzun bugün maalesef aynısını yazabiliriz, değişen bir şey olmadı. OHAL devam ettikçe Türkiye’de hak ihlalleri devam edecek.”

'OHAL ZEMİN HAZIRLIYOR'

Uluslararası Af Örgütü, 2017’de 159 ülkede meydana gelen ağır insan hakları ihlallerini belgelerken, Türkiye'ye ilişkin şu tespitleri yaptı:

"Olağanüstü Hal’in devam etmesi, insan hakları ihlallerine zemin hazırlıyor. Muhalefetin sert biçimde bastırıldığı ülkede hedef alınanlar arasında gazeteciler, siyasi aktivistler ve Uluslararası Af Örgütü çalışanları da dahil olmak üzere insan hakları savunucuları var. Tüm dünyada en yüksek sayıda mültecinin sığındığı ülkelerden biri olan Türkiye’de üç milyondan fazla kayıtlı Suriyeli mülteci bulunuyor, ancak mültecilerin zorla geri gönderilme tehlikesi de sürüyor."