AKP’li Üsküdar Belediyesi bu kez esnafı hedef aldı

AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin, rantsal dönüşüme karşı mücadele eden Kirazlıtepe mahalle sakinlerinin direncini kırmak için bu kez de esnafı dükkanları boşaltmaya zorladığı ortaya çıktı. Esnaflar, direnmekte kararlı.

AKP’li Üsküdar Belediyesi, rantsal dönüşüme karşı mücadele eden Kirazlıtepe Mahalle sakinlerinin yaşam alanlarını yok etmeye devam ediyor. Mahallenin direnişini kırmak için 1 hafta önce çöp konteynerlerini toplayan belediye, şimdi de sindirme operasyonunu esnaf üzerinden sürdürüyor. Esentepe Camisi’ni yıkarak büyük tepki toplayan belediye, evlerini ve dükkanlarını yıktırmamak için direnen mülk sahiplerini yıldırmak için, kiracı konumundaki esnafın ruhsatlarını iptal edip dükkanları boşaltmaya zorluyor. Bu baskıya boyun eğmemeye kararlı olan esnaf ise tıpkı mülk sahipleri gibi yıllardır verdikleri emeğin yıkıntıların altında kalmasına izin vermeyeceklerinin altını çiziyor.

ANF’ye konuşan Kirazlıtepe esnafı, ev ve dükkanlarını yıktırmamaya kararlı olan mülk sahiplerini sindirmeye dönük bu operasyona ortak olmayacaklarını, yıllardır verdikleri emeğe sonuna kadar sahip çıkacaklarını vurguladı.

‘EMİR BÜYÜK YERDEN DİYEREK BOŞALTMAMIZI İSTEDİLER’

Esnaflardan Hakan Ekiz, 17 yıldır Kirazlıtepe Dört Yol’da, Ekizler Gönele Pide lokantasını işletiyor. Mal sahipleriyle anlaşamayan Üsküdar Belediyesi tarafından tebligat yoluyla tehdit edildiklerini anlatan Ekiz, “5 Ekim’de belediyeden, ‘Ruhsatlarınızı iptal ettik, 5 gün içerisinde dükkanları boşaltmazsanız mühürleyeceğiz’ yazılı tebligatlar aldık. Bu tebligatların ardından toplanıp Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile görüştüğümüzde, ‘Emir büyük yerden; yasal olarak böyle bir hakkımız var, ruhsatları iptal edebiliriz’ diyerek dükkanları boşaltmamız için verdiği 5 günlük süreyi ay sonuna kadar uzattı” diye konuştu.

HER DÖRT GÜNDE BİR ZABITA BASKISI

Ekiz, Kasım ayının başından bu yana ise zabıta ekipleri tarafından sürekli taciz edildiklerine dikkat çekerek, “Dört günde bir gelip dükkanı ne zaman boşaltacağımızı soruyorlar. İyi de bu dükkanı hangi parayla boşaltıp yeni bir dükkan bulup taşınacağız? Bu, 500 bin TL masraf demek. Bu masrafı kim karşılayacak? Dükkanı boşaltmamız için bize 3 bin TL öneren belediye mi" diye tepki gösterdi. Yapılan tebligatın da usule uygun olmadığına; üzerinde ne belediye başkanının imzası ne belediyenin amblemi olduğuna işaret eden Ekiz, bu durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti. Belediyenin dükkanları boşaltmak istemeyen mal sahiplerine esnaf üzerinden baskı kurmayı amaçladığını belirten Ekiz, haklarının bu şekilde yenmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.

‘EMEĞİMİZİ TEK KALEMLE YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Yöresel Tandır Ekmeği adlı fırını 2 senedir işleten Suna Aslan da ruhsatının belediye tarafından iptal edildiğini aktardı. Kendilerine yaşatılan haksızlığa isyan eden 6 çocuk annesi Aslan, “Bizi mağdur etmeleri yetmiyormuş gibi bir de hiçbir masrafımızı karşılamadan 'çıkın gidin' diyorlar. Bugün işe yaramayan dükkanlar için havadan 60 bin TL para istenirken, biz nereye çıkıyoruz? Zaten bu dükkanı açmak için hem biriktirdiğimiz tüm paraları harcadık hem de üstüne borçlandık” dedi. Mal sahibi dükkanının yıkımına izin verdiği halde zabıta tarafından sürekli baskı altında tutulduklarına işaret eden Aslan, gittiği yere kadar direneceklerini vurgulayarak, “Buradan çıkmamız çoluk çocuk sokakta kalmamız demek. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.

Şahin Fırın’ı işleten Erdal Şahin ise belediye tarafından ruhsatlarının haksız yere iptal edildiğini belirtti. Fırının 40 senedir çalıştığını vurgulayan Şahin, “Bir kalemde emeğimizi yok etmeye; işimize son vermeye çalışıyorlar. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz ve sonuna kadar işimizin de malımızın başındayız” dedi.

‘DÜKKANIMIZI, EMEĞİMİZİ BIRAKMAYACAĞIZ’

Can Kardeşler Kuruyemiş dükkanını 25 senedir işleten Erdoğan Töngel, dükkanlarını boşaltmadıkları takdirde mühürlemekle tehdit edildiklerini söyledi. İki gün önce zabıtaların gelip dükkanı boşaltmasını istediklerini belirten Töngel, “Birçok esnaf arkadaşımız gibi taşınacak yer bulamadık; bulduğumuz mekanlarda ise hem devir hem de kira paraları çok yüksekti” diye konuştu. İki çocuk okutan Töngel, dükkandan çıkmamak için mülk sahipleri gibi sonuna kadar direneceklerini vurgulayarak, “Dükkanımızı, emeğimizi bırakmayacağız” dedi.

‘3 BİN TL GİBİ KOMİK PARA ÖNERİYORLAR'

Raziye Turhan ise Algül Peynircilik'i 15 yıldır işletiyor ve çıkmadıkları takdirde ruhsatın iptaliyle, su ve elektriğin kesilmesiyle tehdit edildiklerini anlattı. “15 yıllık emeğimiz var burada, müşteri tutana kadar çok uğraştık” diyen 3 çocuk annesi Turhan, yaşananlara şöyle tepki gösterdi: “15 yıldır suyumuzdan tabelamıza kadar vergi veriyoruz. Tam para kazanmaya başlamışız, 'buradan çıkın gidin' diyorlar. Madem gitmemi istiyorsun, o zaman maddi manevi desteğini ver. Belediye 15 yıllık emeğimin karşılığında bana 3 bin TL gibi komik bir rakam öneriyor; bu 3 bin TL’ye dolabımın motoru bile sökülmez. Mal sahibimiz de dükkanı vermiyor; sen onu ikna edemiyorsun, beni çıkmaya zorluyorsun. Bunu kabul etmemiz mümkün değil; sonuna kadar hakkımızı arayacağız.”

‘HİZMET ETMEYE DEĞİL SARAYLARDA EFENDİ OLMAYA GELDİLER!’

Nur Çeyiz isimli dükkanın sahibi olan Yıldız Yıldırım’ın ise, hem evi hem de dükkanı belediyenin hedefinde. 18 yıldır dikiş mesleğini icra eden Yıldırım, babasının yıllar önce büyük emekler harcayarak oturdukları bina ve dükkanı yaptırdığını ifade etti. Esnaf gibi ruhsatları iptal edilmekle tehdit edilen Yıldız, evini de dükkanını da vermemeye kararlı. Dükkanları kapatmaları için 15 gün müddet veren Üsküdar Belediyesi’ni mahkemeye veren Yıldırım, kanunlara göre bu şekilde ruhsat iptali yapılamayacağını söyledi.

Zabıta ekiplerinin sürekli gelip baskı yaptığını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti: “Projesini göstermedikleri sözde bir kentsel dönüşüm ile hem evleri hem de dükkanları elimizden almaya çalışıyorlar. Afet Bölgesi diyorlar ama 1999 depreminde evimin duvarlarında tek bir çatlak dahi oluşmadı. Belediye Başkanı Hilmi Türkmen 5 yılda zengin olurken, 20 yılda büyük emeklerle yaptığım evi elimden alıyor. Ben gece saat 12'lere kadar dikiş dikerek bu evin dışını yaptım; sözde bir proje ile sen kalk şimdi evimi almaya çalış! Baskıyı mahallemizin çöp konteynerlerini kaldırmaya kadar vardırdılar. Neden böyle yaptıklarını sormak için telefon açtığımızda ise dalga geçer gibi, ekonomik tasarruf açıklamasını yapıyorlar. Suyumuzu, elektriğimizi de kesiyorlar. Bazı mahallelerde tazyikli su verip evdeki kobilere zarar veriyorlar. Bizi molozların içinde yaşamaya mahkûm ediyorlar. Hizmet etmeye geldik diyenler, şu anda saraylarında, makamlarında efendilik yaşıyor.

‘BU BELEDİYE BİZİ DARMADAĞIN ETTİ!’

2 yıldır gerçekten uyku uyuyamaz olduk; evlerini veren komşularımızla kötü olduk; çok sevdiğimiz dostlarımızı kaybettik. Bu belediye bizi darmadağın etti. Şimdi de esnafı zorla çıkartarak 2/3 çoğunluğu sağlamak ve mahalleyi kamulaştırmak istiyor.”

Esentepe Camisi’nin yıkımı esnasında polisin ateşlediği gaz bombalarının hedefi olan Yıldırım, “Ben 50 yaşıma geldim, böyle bir şey görmedim. Evimi vermek istemememin neresi yanlış” diye sordu.

Kirazlıtepe Mahallesi'nde 1962 yılından beri yaşayan, Yıldız Yıldırım’ın 67 yaşındaki annesi Müzehher Yıldırım, bu yaşına kadar böyle bir adaletsizlikle karşı karşıya kalmadığını vurguladı. 8 yaşından bu yana bu mahallede oturduğunu vurgulayan Anne Yıldırım, “Benim her şeyim burada ve bu yaştan sonra da hiçbir yere gidemem” vurgusunda bulundu.