Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, kongrelerinin Mersin İl Yürütmesinin kongresine katıldı. “Emek, Barış, Özgürlük! Faşizme Karşı Toplumsal Direniş” şiarıyla Yenişehir ilçesinde bulunan Dia Center'da yapılan kongreye HDP, DBP, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Devrimci Parti, İnsan Hakları Derneği (İHD), 78'liler, Mersin Tabip Odası, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) temsilcileri katıldı.

Divan seçiminin ardından saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan kongrede ilk olarak HDK İl Yürütmesi Eş Sözcüsü Aynur Şahin konuştu. Şahin, konuşmasında insana, doğaya ve yaşama saygılı alternatif bir sistemin ancak ve ancak HDK ile mümkün olacağını vurguladı.

Ardından Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu konuştu. Mersin'in HDK için çok büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Hamzaoğlu, son yıllarda dünya devletlerin büyük bölümünün otoriterleştiği üzerinde durdu.

Hamzaoğlu, “Otoriterleşen dünyadaki savaşlar, şiddet çok fazla yoğunlaştı. Toplumlar ölüyorlar. Mezhep farklarından dolayı, etnik kimliklerinden dolayı insanlar birbirlerine karşı savaştırılıp, böldürüyorlar. Devletler bugün yıllar önce yayınladıkları Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni dahi hayata geçiremiyorlar. Çünkü artık bu insan hakları artık rafta. Artık bu devletler toplumları yönetemiyorlar. Bugün Fransa’da yaşananlar sanılmasın ki birkaç aylık sıkıntılar. Bunların tarihsel bir boyutu var ve bu boyutlar öyle kısa bir tarih değildir” ifadelerini kullandı.

“Savaş bütçesi” olarak tanımladığı 2019 yılı bütçesi üzerinde de duran Hamzaoğlu, bütçenin emekçilerin sırtına yüklendiğini söyledi. Hamzaoğu, sözlerine şöyle devam etti: "Devlete vergilerin büyük bir çoğunluğunu emekçiler veriyor. Bakın emekçiler su alırken, ekmek alırken ya da çocuğuna süt alırken her türlü vergisini vermek zorunda ama bazı zenginler pırlanta alırken bunun vergisini vermek zorunda değildir. Emekçiler bu ülkedeki bütçenin yüzde 65’ini oluşturuyor. 90 yıllarda büyük şirketlerden alınan vergiler karlarının yüzde 47’siydi. Şimdi AKP iktidarı tarafından yapılan iki farklı düzenleme ile bu yüzde 20’ye düşürüldü. Yani bu yüzdenin düşürülmesi tamamen iktidarın korumacı yaklaşımlarından dolayı yapıldı. AKP’nin nerden beslendiği ve bu muktedirliğinin nerden geldiğini gösteriyor. AKP onları koruyor ve onları geliştiriyor. Türkiye’de sağlığa 48 milyar para ayrılmışken, Diyanet'e ise 10,5 milyar dolar para harcanmış durumda. Bu da ülkenin inanca bakış açısını ortaya koyuyor.”

Hamzaoğlu, değindiği Rojava Devrimi'nin ise emperyalist güçlerce boğulmak istediğini ifade etti.

Hamzaoğlu, “Geçtiğimiz Aralık ayında Efrin diye bir gündem oldu. Türkiye’deki birçok halk Efrin’i dahi bilmiyordu. 2011 yılından beri Suriye’nin hemen her yerinde savaşlar varken henüz daha Efrin’de hiçbir savaş ve çatışma yoktu. Savaşın son yıllarında ise Efrin’de nüfus savaş ve çatışma çıkamamasından kaynaklı üç ila dört katına çıkmıştı. Çünkü Suriye’nin doğusundan kaçan birçok insan buralara gelmişti. Çünkü buralar güvenli bölgelerdi. Burada huzurun olduğu bir bölgeydi. Fakat daha sonraki dönemlerde nedense Efrin Türkiye’nin, Rusya’nın desteği ile işgal edildi ve Efrin’e girildiği günden hemen sonra insanların işyerleri talan edildi, tecavüzler yaşandı ve işkenceler oralarda başladı. Aslında Efrin dahil hemen hemen her yerde doğan güneş bile işgal edilmeye ve boğulmaya başlandı” dedi.

Yaşanan ekonomik krizden kaynaklı önlerindeki yerel seçimlerde AKP iktidarının yerinden edebileceğini vurgulayan Hamzaoğlu, muhalefetin Meclis'te dahi ekonomik krizden bahsetmediğini eleştirisinde bulundu.

Hamzaoğlu, eleştirilerini “Pazarcı krizi yaşıyor. Yurttaşlar kaynamayan kazanlarda bunu görüyor. Hemen hemen tüm emekçiler ve yurttaşlar yaşıyor. Ama nedense muhalefet bunu gündem yapamıyor” sözleriyle dile getirdi.

AKP iktidarının yaklaşan seçimlerden kaynaklı gündem belirlemeye giriştiğine dikkat çeken Hamzaoğlu, “Eylül ayından beri yerel seçimler konuşuluyor. Bakın seçime giriyoruz ama seçimde kimler konuşuluyor. Aslında seçimler merkezden yönetiliyor. Bu yerel seçimler Cumhurbaşkanlığı’nda bir güven oylaması olacak. Bunun için bizim her yerde, AKP ve MHP iktidarını her yerde kaybetmemesi için mücadele etmemiz gerekiyor. Yerel seçimler bu sistemin bir referandumudur. Biz de ondan dolayı bu gücümüzü ortaya koyacağız. Kayyum atanan belediyelerimizi geri almak için çalışmalıyız. İktidarın kaybetmesi için muhalefetle birlikte mücadele etmemiz gerekecek” diye belirtti.

Ülke sorunlarına artık “dur” diyeceklerini vurgulayan Hamzaoğlu, sözlerini “Bu ülkede biat etmeyecek ve insanlık onurunu koruyacak insanların ve milyonların olduğunu biliyorum. Bizim tek amacımız şu an da o milyonları görünür kılmaktır” diyerek noktaladı.

Faaliyet ve mali raporlarının okunmasından sonra tek listeyle girilen seçimde HDK Mersin İl Yürütmesi tekrardan yeni yönetimini belirledi.