Amed'de 'Yerel seçimlere hazırlık' toplantısı

Amed'de 'Yerel seçimlere hazırlık' toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, herkesi savaşa sürüklenen İdlib için elinden geleni yapmaya çağırdı. Temelli, AKP'nin savaş politikasının ekonomik çöküşe yol açtığına dikkat çekti.

Amed'de Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) öncülüğünde yerel dinamikler, sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile iki gün sürecek olan "Yerel seçimlere hazırlık" toplantısında bir araya geldi. HDP il binasındaki Vedat Aydın Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya milletvekillerinin yanı sıra işgal edilen belediyelerin eş başkanları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), aydın ve sanatçılar, birçok meslek grubu temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli yaptı.

'TÜRKİYE İDLİB'DE SAVAŞI TETİKLİYOR'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

2015 Nisanı'nda tecridin başlaması Türkiye’nin yeni bir savaş sürecine sokulması anlamına gelmektedir. Bu savaş süreci acı deneyimlerle hafızamızda. Önümüzde yine büyük savaşlar var. Bugün İdlib, Türkiye’nin sürüklendiği savaş politikasının sonucu olarak bu şekilde gündemde. Bugün İdlib üzerinde gerçekleştirilen pazarlıklar, Suriye macerasının geldiği yeri işaret ediyor. Alt emperyal hevesle başladıkları kirli yolculuk, Ortadoğu’ya acıdan başka bir şey getirmedi. Bugün İdlib’de 2 milyondan fazla insan acı bir geleceğe terk edildi. Çetelerle yapılan ittifakların sonucu Suriye’ye savaş girdabından başka bir şey getirmedi.

Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar vermelidir. Suriye rejimi geçmişte büyük hatalar yapmıştır. Bu hataları aşmasının yolu Suriye halklarının müdahil olmasıdır. Yoksa emperyal heveslerin Suriye’yi biçimlendirmesi ile değil.

'İDLİB İÇİN HERKES ELİNDEN GELENİ YAPMALI'

Barış sözcüğünün bile suç sayıldığı bir yere geldik. Ama biz ısrarla sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da, Suriye’de barışı savunmaya, dillendirmeye devam edeceğiz. Bu anlamıyla da İdlib’deki çözümün barışçıl olabilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. Tüm dünyaya çağrıda bulunuyoruz. Bakın, Efrîn'e sessiz kalanlar Efrîn'de işlenen suçların ortağıdırlar. Bugün Efrîn'de talan var, işkence var, kadınların pazarlarda satıldığı bir Efrîn var. O günlerde Efrîn'de barışı dillendirirken bizi suçlayanlar bugün İdlib pazarlığı yaparken yüzleri kızarmadan barışı ağızlarına alıyorlar. Ama bunun ne kadar samimiyetsiz olduğu gün gibi ortada. ABD ile arası bozulunca Rusya’ya koşanlar, Rusya’yla işini göremeyince Almanya’ya koşanlar tenis topuna dönmüştür. Bu gidişata son vermek bizim elimizde. Bu ancak bugünkü iktidara, bu otoriter rejime karşı barış özgürlük, demokrasi mücadelesi ile başarılabilir.

Ülke ekonomisi bu kadar zor durumdayken S400, F35 anlaşması yapıyorsunuz

'SAVAŞ EKONOMİDE, TOPLUMDA YIKIMA YOL AÇTI'

Bakın tecritten bugüne demokratik siyasete yönelik saldırlar, milletvekili, belediye eş başkanı, eş başkan arkadaşlarımızın tutsak edilmesinin arkasında bu savaş politikası var. Suruç’ta başlayan savaş Cizre’de, Suruç’ta, Ankara’da devam etmiştir. Savaş hız kesmediği gibi tüm topluma büyük yıkım getirmiştir. Büyük yoksulluk getirmiştir. 'Dış güçler Türkiye’ye karşı ekonomik savaş başlattı' diyorlar. 'Birlikte milli karşı duruş gerçekleştirelim' diyorlar. 'Yastıkların altındaki dolarları bozarsak savaşı kazanırız' diyorlar. Evet, bir savaş var ama bu savaş yoksullara, emekçilere, kadınlara karşı var. Savaş size karşı yok, siz savaşın müsebbibisiniz, siz tam da bu savaş ittifakının parçasısınız. Ülke ekonomisi bu kadar zor durumdayken siz S400, F35 anlaşması yapıyorsunuz. Bütün bunları Kürt düşmanlığı üzerinden toplumu ayrıştırarak gerçekleştirmeye devam ediyorsunuz.

Biz yerel seçimlere giderken bu mücadelemizi daha da halklarımızın, emekçilerin, çocukların, kadınların geleceği için yükseltmeye devam edeceğiz. Bugün ekonomideki krizin en büyük sebeplerinden biri savaş politikaları. Bütçeden savaşa ayrılan kaynak devasa boyutta. Tabii artık ortada bütçe de yok.

'KAYNAKLARI ÇETELERE GÖNERİYORLAR'

Bugün Rusya Dışişleri Bakanı diyor ki 'artık İdlib’de drone düşürmekten bıktık.' kim satıyor bu droneları? Bakın Efrîn'deki ÖSO çetelerinin maaşları bu bütçeden ödeniyor. Ama bu bütçenin gitmesi gereken yer bu ülkenin emekçilerinin, yoksullarının eğitimi, sağlık haklarıdır. Ama bu kaynaklar ÖSO çetelerinin maaşı ve İdlib'deki çetelerin dronelarına, insansız hava araçlarına gidiyor.

'KİMSE SAVAŞA SESSİZ KALAMAZ'

Bugün savaşa karşı mücadele topyekûn bir hak mücadelesidir. Savaş benden uzakta diyemezsiniz. Savaş artık herkesin kapısını çalmış durumda. Bakın bu savaş nedeniyle meralar yakıldı, Dersim yakıldı. Ne ağaç kaldı ne mera kaldı ne tarım ne hayvancılık kaldı. Bunun sonucunda bugün Silivri’de birçok mahalle karantina altında. İthal ette görülen şarbon mikrobu nedeniyle birçok insan hastalığa yakalandı. Tarım Bakanı daha dikkatli olmamızı söylüyor. Ne yapacağız, evde et laboratuvarı mı kuracağız! Sen Tarım Bakanısın. Sen mesulsün. Sağlık Bakanı ortada yok ama ortada olan bir bakan var. Suistimal bakanı. Ne zaman sıkışsa bize saldırıyor. Bizi bahane ederek annelere saldırıyor. Çünkü bu savaşı, bu yolsuzluk ekonomisini sürdürmenin yolu düşmanlıktan geçiyor.

Gelin yan yana duralım. Gücümüzü birleştirelim, bu ceberrut iktidara karşı barış demokrasi ve özgürlük mücadelesini yan yana verelim.

'KAYYUMLARDAN KURTULACAĞIZ'

Koca bir coğrafya kayyum coğrafyasına dönmüş durumda. 2016 yılında başlayan bu kayyum atamaları sonucunda bizim 102 belediyemizden 95’ine kayyum atadılar. 95 belediyede o güne kadar yürüttüğümüz belediyeciliği hayata geçirirken, kayyumlar döneminde bu belediyecilikten eser kalmadı. Halkın kaynakları çarçur edildi. Halkın değil iktidarın çıkarlarına aktarıldı kaynaklar. Sıfır borçla, hatta kasalarında kaynakla devraldıkları belediyeleri borçlandırdılar. Siyasi olarak da bu halkın değerlerine saldırdılar. Tabelaları indirdiler, kadın çocuk birimlerini kapattılar. Tek anladıkları şey çıkar ilişkisi ve bu ilişkiye uymayan her şey onlar için kayyumlaştırılmalı. Kayyumlaştırdılar ve kapattılar. İnsanların diline, halkın tarihine, doğasına saldırdılar. Tüm bunlar tüm dünyanın gözü önünde olurken kimse sesini çıkarmadı. Türkiye’nin batısı da sesini çıkarmadı ama onlara da dokundular. Şimdi yine merkezileştirme peşindeler. Bunlara izin vermemek için yan yana geleceğiz ve bu kayyumlardan kurtulacağız. Bu kayyumlar bu coğrafyadan bir daha gelmemek üzere gidecek. Giderken de nasıl bu belediyeleri bu kadar borca batırdılarsa o borçları da alıp gidecekler. Bu halk onların borçlarını sırtlamayacak. Biz yerel yönetimlerde tekrar iktidara geldiğimizde tabelalarımızı da asacağız, kapanmış kurumlarımızı da açacağız. Geçmişten aldığımız deneyimlerle yeni bir yerel yönetim anlayışını var edeceğiz.

'YEREL DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ TIKANIKLIĞI AÇAR'

Önümüzdeki süreçte yerel seçimlere giderken bu 7 aylık dönemi verimli bir şekilde değerlendirmek istiyoruz. Biz radikal demokrasi perspektifimizle yerinden yönetim anlayışını, yerel demokrasi anlayışını hayata geçirmek istiyoruz. Aslolan insanın kendini ve kentini yönetmesidir. Aslolan siyasi iradenin toplumsal yaşam içinde yeniden örülebilmesidir. Yerel demokrasi anlayışımız Türkiye’nin önündeki tıkanıklıkları aşabilecek bir perspektiftir. 24 Haziran’da dile getirdik; 'bu rejim değişikliğine karşı bizim alternatifimiz var' dedik. 'Yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir sistemimiz var' dedik. Siyasetin toplumsallaşması açısından yerel demokrasi, yerinden yönetim en önemli adımlardan biridir. Biz buna taban demokrasisi diyoruz, katılımcı demokrasi diyoruz. Bugün Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na bile şerh koymuş bu zihniyete, bu kayyumcu zihniyete karşı gelişmiş bir demokrasi, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bir demokrasiyi bu ülkeye vadeden bir yerel demokrasi anlayışıyla hepinizi bu yolculuğa bir kez daha davet ediyorum."

Basına kapalı devam edecek olan toplantıda "Demokratik siyasette yeni dönem politikası ve muhalefet hattı", "Tecride karşı eylem hattı" ve "Yerel yönetimler stratejisi" konu başlıkları tartışılacak.

Yerel seçimlere dar toplantıların diğer bölgelerde de yapılacağı öğrenildi.