Aykol: Basın özgürlüğü anlayışımız farklı

Yeni Yaşam yazarı Hüseyin Aykol, basın özgürlüğünü, hükümete ve sermayeye rağmen doğru olanı verebilmek; halklardan ve emekçilerden yana olmak olarak anladıklarını söyledi.

İktidarın, sermayenin, generallerin yaptıkları yanlışları anlatan, gösteren bir yayıncılık anlayışında olduklarını vurgulayan Hüseyin Aykol, bu nedenle bağımsız değil, özgür basın tabirini tercih ettiklerinin altını çizdi.

Yeni Yaşam Gazetesi yazarı Hüseyin Aykol, 90’lı yılların başından bu yana Halk Gerçeği, Özgür Ülke, Özgürlükçü Demokrasi gibi gazetelerde yazdı, editörlük yaptı. Aykol, medya etiğine uygun davranılmadığını ve artık muhalif gazetecilik anlayışının azaldığını söyledi. Medyanın tekelleşmesiyle sürecin başladığını söyleyen Aykol, “Tekelleşmeyle beraber, daha büyük makinalarla çalışılmaya, renkli baskılara geçilmeye başlandı. Bu da medya organlarının başına mesleği gazetecilik olan patronların yerine daha zengin insanların gelmesine neden oldu. Büyük paralı insanlar, gazeteleri kendi holdingleri için bir silah gibi kullandı. Bunlar, iktidara gelecek partiyi seçtiler ya da iktidardaki partiye yandaş oldular’’ dedi.

REKABET VE MUHALEFET

Aykol, eskiden gazetelerin daha muhalif olduğunu savunarak, şöyle devam etti: “Gazeteler haber anlamında ve satış anlamında bir rekabet içindeydi. Bir gazete Anavatan Partisi’ni (ANAP) diğeri Doğru Yol Partisi’nin (DYP) tarafını tutuyordu. Herkes diğerinin açığını yakalayacak şekilde haber yapıyordu. Gazeteler 2002’den bu yana tek parti iktidarı ile yeni sermaye gücünün medyası olarak çalışıyor. İktidara gelebilecek bir alternatif parti olamadığı için de tek başına bir gazetecilik yapma gereği duymayan, sadece AKP Genel Başkanı’nın söylediklerini manşete çeken, araştırmaya gerek duyulmayan haberler yapıyorlar. Onların içinde yeni yeni bir gazetecilik anlayışı filizlenmeye başladı.”

BİZİM YAPTIĞIMIZ AJİTASYON DEĞİL

Kendilerine yönelik ajitasyon eleştirisini de değerlendiren Aykol, eleştirilerin yersiz olduğunu şu sözlerle anlattı: “30 yılını özgür basın geleneğinde geçirmiş bir insan olarak diyebilirim ki, özellikle en başlarda böyle eleştirilerle karşılaştık. Ajitasyon ve propaganda yaptığımız yönünde söylemler vardı. Ajitasyon ve propaganda abartılı ya da gerçek olmayan şeyler için kullanılır. Bizim haberlerde yer verdiğimiz, gerçekten yapılan kahramanca bir direnişi anlattığı için kendiliğinden bir kahramanlık ve güzellik ortaya çıkıyor. O güzelliği yansıttığımız için bize ‘siz abartıyorsunuz’ ya da ‘ajitasyon yapıyorsunuz’ diyorlar. Gazeteciliğin bazı kurallarına bizim uymadığımız iddia ediliyordu. Zamanla öyle olmadığını, asıl karşı taraftakilerin medyanın etiğine uygun davranmadığını söyledik. Örneğin, Sayın Öcalan ile ilgili herhangi bir gelişme olduğunda, diğer basın ‘hain, terörist’ gibi sıfatlarla gazetelerin manşetinde oluyordu. Devletin bu çok hoşuna gidiyordu. Biz de Sayın Öcalan ile ilgili gelişmelerde manşet giriyorduk. Fakat bizim koyduğumuz sıfatlar hoş karşılanmıyordu. Bu nedenle hala davalarla ve kapatmalarla karşı karşıya kalıyoruz.’’

ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK ANLAYIŞIMIZ FARKLI

Bağımsız gazetecilik, bağımsız medya, özgür medya diye tek başına bir şeyin olmadığını; nereden bakıldığı ve nerede durulduğuyla ilgili olduğunu kaydeden Aykoy, şunları ekledi: “Biz özgürlüğü hükümete, tekellere, sermayeye rağmen doğru olanı verebilmek olarak algılıyoruz. Onun dışındaki tüm mesele kimden yana olduğunuzla ilgilidir. Biz sermayeden değil, emekçiden yanayız. Bunun anlamı yüzde 90’dan yana olmaktır. İktidarı bir avuç zengin oluşturuyor. O nedenle biz sermayenin, bankaların, generallerin yaptıkları yanlışları anlatan, gösteren bir yayıncılık anlayışındayız. Bu nedenle bağımsız değil, özgür basın tabirini tercih ediyoruz. Bu özgürlükten anladığımızda halklardan ve emekçiden yana olmaktır. Bunu yaparken de çok rahatız, çünkü gerçek haber buradadır.’’