Cumartesi Anneleri: Hesap sormaya devam edeceğiz

Cumartesi Anneleri, Fehmi Tosun’un akıbetini sordu. Tosun'un ailesi, "Hesap sormaya devam edeceğiz" dedi.

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 812’nci haftasında 19 Ekim 1995’te İstanbul Avcılar’daki evinden gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun’un akıbetini sordu. Açıklama, koronavirüs salgını nedeniyle sanal medya üzerinden yapıldı.
Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, "Her şeye rağmen kayıplar için verdiğimiz mücadeleye devam ediyoruz” dedi.
Eşinin kaybedilmesi öncesinde 1993 yılının Ekim ayında yaşanan Lice Katliamı’nda babasının katledildiğini dile getiren Hanım Tosun, “Sadece Fehim için değil, tüm kayıplar için yetkililerden ve yöneticilerden hesap sormaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Tüm kayıplarımızın önünde saygıyla anıyoruz. Tüm kayıpların hesabını soruyoruz, sormaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Tosun'un kızı Besna Tosun ise, mücadeleleriyle hesap sormaya devam ettiklerini ifade etti. Tosun, "Bizim sevdiklerimiz halen kayıp ve bu suçu işleyenler rahatça dolaşmaya  devam ediyor. Ama biz bitti demeden bitmeyecek" diye belirtti.
Tosun Ailesi’nin avukatı olan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise şu bilgileri paylaştı:
“İç hukukta sonuç alınamayacağı düşünüldüğünden AİHM’e başvuru yapıldı ve başvuru sonucu aileye tazminat ödendi. Bu mahkemeye yazdıkları yazılarda üstü kapalı olarak suçu da kabullendiler. Ancak daha sonra Türkiye’de iç hukukta savcılık tüm taleplerimizi göz ardı ederek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Buna yapılan itiraz da, AYM’ye yapılan itiraz da reddedildi. Ancak bu dosyada çok fazla delil var. Bazı itirafçı ifadeleri var, bunlar alınmadı. Tosun’un kaçırıldığı aracın plakasının kime ait olduğunu sorduk ama ‘özel hayatın gizliliği’ gerekçesiyle bu talebimiz yer almadı. Şu anda bütün yollar tükenmiş durumda. Dosyayla ilgili yeni bir hazırlığımız var. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılması talebiyle yeni bir başvuruya hazırlanıyoruz.”

TOSUN'UN HİKÂYESİ

Haftanın basın metninin okuyan Cumartesi İnsanlarından Gülistan Zeren, şunları anlattı:
"Akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘beni öldürecekler’ diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun, olanları anlattı. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler ‘bizim yapacağımız bir şey yok’ dedi. Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Onu kaçıran otomobilin mevcut plakasının araştırılması talebi bile ‘özel hayatın gizliliği’  gerekçesi ile karşılanmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davadan da sonuç alınamadı. 2003 yılında AİHM’e verdiği savunmada Fehmi Tosun’un kaybolmasından üzüntü duyduğunu ve etkili soruşturma yapılmadığını kabul eden iktidar şimdi ise BM’nin Fehmi Tosun’un kaybedilmesi ile ilgili sorduğu soruya onun yurtdışına çıktığı cevabını verdi. Üstelik yurtdışına çıkış zamanı olarak da Fehmi Tosun’un hapishanede bulunduğu bir tarihi verdi. Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 25. yılında talep ediyoruz: Devlet, hakikatin karartılması ve adaletsizliğin normalleştirilmesi girişimlerine son versin. Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma yaparak maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstersin. Bizler, kaç yıl geçerse geçsin Fehmi Tosun ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz."