MAKALE

Efrîn Newrozu

Herkes Newroz meydanlarına akmalı tarihi Efrîn Direnişine destek vermelidir. “Her Yer Efrîn, Her Yer Direniş” sloganıyla her yeri Efrîn yapmalı, Efrîn direnişini her yere yaymalıdırlar.

Kürtler tarihin en eski özgürlük ve direniş bayramı olan Newroz’u yaşıyor. Bu yıl Newroz, Efrîn Newrozu olarak yaşanıyor ve kutlanıyor. Tarih sanki TC, Tayyip Erdoğan, Efrîn halkı ve YPG-YPJ savaşçıları şahsında yeniden canlanmış bulunuyor. 2630 yıl öncesinin köhnemiş Asur İmparatorluğunu bugün köhnemiş faşist-soykırımcı TC diktatörlüğü temsil ederken, her gün bir gencin beynini yiyerek yaşamaya çalışan Zalim Dehak’a günümüzün kan emicisi Tayyip Erdoğan ne kadar da benziyor. Yine o dönemin Medler’ini günümüzün kahramanı Efrîn halkı yeniden yaşatırken, o dönemin önderi Demirci Kawa’nın işlevini Önder Abdullah Öcalan’ın militanları olan YPG-YPJ savaşçıları nasıl da güçlü yerine getiriyor. 21. yüzyıl gerçeğinin bugünkü Efrîn Direnişi temelinde belirleneceği daha şimdiden çok açık ve net bir biçimde görülüyor.

Bu temelde bir kez daha ikinci ayını doldurmak üzere olan Çağın Efrîn Direnişini selamlıyor; öncelikle kahraman Efrîn halkının, YPG-YPJ ve QSD savaşçılarının Newroz özgürlük ve direniş bayramlarını kutluyor, zaferin her zaman onların olmasını diliyoruz. Avesta Xabur ve Barin Kobanê şahsında tüm Efrîn Direniş şehitlerini, önümüzdeki yüzyılın yaratıcıları olan bu tarihi kahramanları saygı ve minnetle anıyoruz. İki aydır zafer üstüne zafer kazanan Efrîn halkının son zaferin de kazanıcısı olacağına dair güçlü inancımızı ifade ediyoruz. Sömürgeci-soykırımcı TC faşizminin direniş kalesi Efrîn’e giremeyeceğini, girmeye çalışsa da o direniş kentinde kalamayacağını açıkça belirtiyoruz.

Bu çerçevede Efrîn halkıyla dayanışma içinde olan, Efrîn Direnişini desteklemek için sokaklara dökülen herkesi selamlıyoruz. Başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm Kürt halkının, Ortadoğu halklarının ve insanlığın, Efrîn Direnişine destek veren herkesin Newroz özgürlük ve direniş bayramlarını kutluyoruz. Büyük Newroz şehitlerimiz ve ulusal kahramanlarımız Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz başta olmak üzere Çiyager Hevî, Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Berivan ve Ronahi şahsında tüm Newroz şehitlerimizi, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde şehit verdiğimiz herkesi saygı ve minnetle anıyoruz. Bugün yaşananları daha o günden gören bu büyük kahramanların anılarının tarihi Efrîn Direnişinde yaşadığını belirtiyoruz.

Kadınlar zaten 8 Mart’tan bu yana sokaklardalar ve tarihi Efrîn Direnişini destekliyorlar. Kürt halkı ve dostları ise 21 Ocak’tan bu yana faşist-soykırımcı TC işgaline karşı direnen Efrîn halkını desteklemek için meydanları dolduruyor. Şimdi Newroz kutlamaları her alanda Efrîn Direnişini destekleme eylemleri olarak günlerdir yürütülüyor. Efrîn’de Direnişin ve Efrîn Direnişini destekleme eylemlerinin Newroz kutlamaları ile doruğa ulaştığı görülüyor. Böyle büyük bir insanlık duruşu karşısında hangi işgalci zalim ilerleyebilir? 

Faşist-soykırımcı TC’nin işgalci saldırılarına karşı yaklaşık iki aydır kahramanca direnen Efrîn halkının daha şimdiden çağı belirleyen güç haline geldiği açıktır. Bu nedenle, yüzyıllık faşist-soykırımcı saldırganlık karşısında direnen Efrîn, ilk günden itibaren kazanan Efrîn olmuştur. Bahçeleri yakılmış, evleri yıkılmış, aç ve susuz kalmış, şehitler ve yaralılar vermiş olabilir; yine bütün bunlar herkes açısından ciddi bir acının yaşanmasına yol açmış olabilir; ancak bunları göze alarak işgalci zalime karşı direnme ve topraklarını koruma tutumunu gösteren Efrîn halkı insanlığın ölmediğini, Kürtlüğün yok olmadığını, özgür yaşam hakikatinden vazgeçilmediğini ortaya koymuş, tüm halklar ve insanlık için ulus-devlet faşizmi karşısında nasıl durulmasını gerektiğini göstermiştir. Dolayısıyla Efrîn’de özgürlük direnmiş, Kürtlük direnmiş, bir bütün insanlık direnmiştir.

Peki bu tarihi direnişin ortaya çıkardığı gerçekler karşısında iki aydır Efrîn halkını evinden ve yurdundan sürmek için tankı, topu ve uçağıyla saldıran işgalci zalimin durumu nedir? İki aydır tüm bu yaşananları ellerini ovuşturarak sessizce seyredenler neyi temsil etmektedir? Bir de utanmaz yalancı faşist reis, “Kürtlerin Efrîn’e sonradan geldiği” yalanını ortaya atmaktadır. Herhalde kendisinin son bin yıldır bu alanlara gelen bir göçmen olduğunu unutmuş görünmektedir. Eğer sonradan gelenler geldikleri yerlere geri gönderilecek olsalar, bu durumda kirişi ilk kıranın Tayyip Erdoğan olacağı tartışmasızdır. Derler ya, dağdaki gelir bağdakini kovarmış! Daha ayağındaki toza bakmadan binlerce, hatta on binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Kürtleri vatanlarından kovma rüyaları görmektedir. 

Cizre kasabı faşist şef, bununla da yetinmemekte, Efrîn’e yıllardır besleyip hazırladığı El Kaideci çeteleri yerleştirme hesapları yapmaktadır. Bunun ne kadar tehlikeli bir girişim olacağını herhalde belirtmek bile gereksizdir. Çünkü, Efrîn halkı topraklarını hiçbir zaman terk etmeyecek ve binlerce yıldır yaşadığı topraklarını kimsenin talan etmesine izin de vermeyecektir. Belli ki Tayyip Erdoğan’ın Efrîn’e koymaya çalışacağı herkes hem bir işgalci ve hem de bir asker konumunda olacaktır. Bu nedenle, Efrîn halkı bugün topraklarına kastetmeye çalışan işgalci TC askerlerine karşı nasıl kahramanca savaşıyorsa, o askerlerin Efrîn topraklarına koyacağı herkese karşı da öyle savaşacaktır. Herhalde bu kadar acı ve zorluk pahasına böyle bir kahramanlığı ortaya çıkarmış olan bir halk, topraklarını başkasına bırakmaz.

Aslında kabul etmek ve Türkiye’ye yakıştırmak mümkün değil, ancak yine de faşist bunak Bahçeli ile işbirliği yapmış olan egosu doymaz Tayyip Erdoğan’ın bugün Efrîn’de yaptığı kasaplık şaşırtıcı değildir. Çünkü o, Roboskî’den Cizre’ye, Amed’den Ankara’ya, Suruç’tan Antep’e kadar onlarca vahşi katliamın sorumlusudur. Bu açıdan Efrîn’de yaptığı katliamlar fazla şaşırtıcı olmayabilir. Ancak kendini demokrat ve insan haklarından yana gören bu dünyaya, dünyadaki birçok güce ne demeli? Neden faşist TC soykırımcılığı karşısında bu kadar sus-pus olunmuştur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sözde bir aylık ateşkes kararı aldı, nedense kararını uygulamak için hiçbir çaba harcamadı. Dahası sanki ateşkes değil de, TC’ye daha güçlü saldır kararı almış gibi ateşkesten sonra TC işgalcileri hava saldırılarını iki-üç kat daha çok artırdı. Şimdi Avrupa Parlamentosu “Saldırıları durdur, güçlerini geri çek” çağrısı yapmış. İyi de bunun uygulanacağına nasıl inanmalı? 

Tepeden tırnağa çıkar kesilip insanlığını kaybetmiş olan bu güçlere şunu sormalı: Reqa’dan Derazor’a kadar DAİŞ faşizmine karşı kahramanca savaşırken iyiydiler de, Efrîn’in gençleri şimdi TC işgaline karşı direnirken kötü mü oldular? Avrupa’yı, Amerika’yı DAİŞ’ten korurken iyi, Avrupa ve Amerika silahlarıyla saldıran TC’ye karşı evlerini korurken kötü müdürler? Herkes bilmeli ki, faşist-soykırımcı TC’nin Efrîn saldırısından Rusya, Avrupa, ABD, İran ve Esad Yönetimi birlikte sorumludurlar. Bu güçler, 20 Ocak’ta “Saldır” dedikleri AKP-MHP faşist diktatörlüğüne şimdi “Dur” diyeceklerine, bir de utanmadan YPG-YPJ güçlerine “Efrîn’i terk edin” diyorlar. BM Sekreterliği, sivil Efrîn halkını savaş uçaklarıyla bombalayan TC faşizmine “Dur” diyeceğine, saldırıya uğrayan mazlum Efrîn halkına “Efrîn’i terk et de ölümler olmasın” diyor. İktidar ve devlet sistemlerinin nasıl yozlaşmış olduğunu bütün bunlar açıkça gösteriyor.

Kim ne der ve hangi çöplükte yemlenirse yemlensin, Newroz’u kutlayan Kürtler ve halklar da kendi özgür yaşam ve direniş kanunlarını işleteceklerdir. 2630 yıl önceki Newroz özgürlük, direniş ve zafer ruhunu bugüne taşıyıp, Efrîn direnişini zafere götüreceklerdir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu bakımdan herkes Newroz meydanlarına akmalı tarihi Efrîn Direnişine destek vermelidir. “Her Yer Efrîn, Her Yer Direniş” sloganıyla her yeri Efrîn yapmalı, Efrîn direnişini her yere yaymalıdırlar. “Mutlaka Kazanacağız” şiarıyla AKP-MHP faşizminin üzerine yürümeli ve Efrîn’de birleşerek bu Newroz yılında faşizmi tarihe gömmelidirler.

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA